Gönderen Konu: DURSUN ÖNKUZU.. MEKANIN TANRI DAĞIDIR BİLİRİM..  (Okunma sayısı 30206 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Temir Yalıg

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 184
  • TÜRK'ÜM BAŞKA ÜNVAN İSTEMEM

1949 yılında Tokat'ın Zile ilçesinde dünyaya geldi.Türklük ve Türkçülük Ülküsü uğrunda yaşadı.İnandı ve inandığı değerler uğrunda Uçmağa vardı.

Ankara Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulunda tahsil görürken işgal altındaki okulda kahpe komünistler tarafından yakalanıp üç gün süren ve bisiklet pompasıyla ciğerlerine hava basmaya varan ağır işkenceler yapıldıktan sonra 23 KASIM 1970 günü,okulun üçüncü katından aşağıya atılarak şehit edildi..


Bugün günlerden 23 Kasım..Dursun Önkuzu'nun kahpece şehit edilişinin yıl dönümü..Saygıyla anıyoruz..

Unutmadık
UNUTTURMAYACAĞIZ!

TANRI TÜRK'Ü KORUSUN!
TÜRK IRKI SAĞOLSUN!

Çevrimdışı Temir Yalıg

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 184
  • TÜRK'ÜM BAŞKA ÜNVAN İSTEMEM


-ÖNKUZU-
Kuzu yürür... kuzu yürür...
Önde Ön kuzu yürür...

Kuzular meledikçe
Gönlüme sızı yürür!...

Ön kuzu hey!... Ön kuzu!...
Önde gider Ön kuzu...

Bu bayrak düşmez yere
Ölmedikçe son kuzu!...

Dursun adı... Dursun adı...
O gitti, dursun adı.

Dillerde Türkü olsun,
Yürekte vursun adı!...

Kuzular koç olacak,
Toy, düğün, göç... olacak

Bu yıl ki kuzuların
Adları ' öç ' olacak!!!

Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu
TÜRK IRKI SAĞOLSUN!

Çevrimdışı Atçeken Beği

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 227
Ruhun Şad,mekanın Tanrı Dağı'dır.

Davan davamızdır.Unutmadık unutmayacağız.
Oturup düşündüğümde yetim olmadığımı gördüm! Oğuz Han gibi atası, Dede Korkut gibi muallimi, Köroğlu gibi ağabeyi, Mahtumkulu gibi akıl hocası olan birisi hiç yetim olur mu?
Saparmurat Türkmenbaşı

Çevrimdışı TÜRK-KAN

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2182
  • UÇMAĞA VARDI, TANRI DAĞLARINDA!





Ertuğrul Dursun Önkuzu (sağda)


Ertuğrul Dursun Önkuzu (sağda)


Ertuğrul Dursun Önkuzu (sağda)


Ertuğrul Dursun Önkuzu... (solda)


Ertuğrul Dursun Önkuzu... (sağda)

 Kızıl cinayet ve terör şebekeleri tarafından kahpece Şehit edilerek TANRIDAĞI'na varan Merhum Ertuğrul Dursun Önkuzu ağabeyimizi rahmetle ve minnetle anıyoruz.

 TÜRK IRKI SAĞOLSUN

 TTK

* Resimler Başbuğ Net'ten alıntıdır.
23 EKİM 2023'DE, ELİM BİR TRAFİK KAZASI SONUCU, UÇMAĞA VARDI.
ŞİMDİ; TANRI DAĞINDA, ATALAR YURDUNDA, ATSIZ ATA MAKAMINDA, BAŞBUĞLAR OTAĞINDA, ERİNÇ İÇERİSİNDE!

Çevrimdışı TÜRK-KAN

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2182
  • UÇMAĞA VARDI, TANRI DAĞLARINDA!
MUSTAFA İSMET VE KIZILLAR

Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı'nın Radyo'da birkaç kere okunan, gazetelere de geçen bildirisi, iki yıl önce intihar ettiği ileri sürülen "Dursun Önkuzu" adlı milliyetçi öğrencinin ölümündeki korkunç gerçeği aydınlığa çıkardı.

Sıkıyönetimin aralıksız olarak yakalamayı başardığı kömünistlerden birisinin itirafina göre Dursun önce kaçırılarak feci şekilde dövülmüş, sonra bilek damarları kesilmiş ve daha ölmeden ağzına sokulan lastik boruya pompa ile hava verilmek suretiyle, şüphesiz akciğerleri patlayarak, korkunç şekilde öldürülmüştür. Sonra da, ölüme intihar süsü vermek için okulun üçüncü katından aşağı atılmıştır.

Bu kadar alçakça bir cinayet, zannederim, artık Rusya'da bile işlenmemektedir. Bunu yapanlar vicdanı, beyni, gönlü satılmış, belki de Türk soyundan olmayan soysuz vatan hainleridir.

Bir fikir savaşını bu hâle getirmelerine bakarak bunlardaki fikrin ne olduğu artık pek kolayca anlaşılabilir. Bunların yanında, hapishaneleri dolduran âdi caniler birer evliya kadar masum veya kahraman gibi asil kalmaktadır.

"Dursun" milliyetçi olduğu için öldürülmüştür. Kinin son haddine vardığı bir anda birisi, ötekine bir kurşun sıkarak veya bir hançer vurarak öldürebilir. Bu da bir cinayet ve her cinayet gibi vahset olmakla beraber insana kendisini ve suurunu kaybettiren bir ofkenin sonucu diye bakmak belki mumkun olur. Fakat ancak Mao'nun Çin'indeki iki bin yıllık profesyonel işkence metodlarına yaraşacak şekilde ciğerleri pompa ile parçalayarak soğukkanlılıkla adam öldürmek, insanlığı değil, hayvanlığı ve hayvanları bile utandıracak bir alçaklıktır.

Bu alçaklığı yapanlar, 12 Mart Muhtırası'ndan önceki "eylem"lere katılan Lâtin Amerika Don Kişotlarını taklide yeltenerek Türk Devleti'ni devirmeye kalkan, bir Sovyet Cumhuriyeti kurarak Rusya'ya eklemeye çalışan güruhun bir bölümüdür.

Bizim burada dokunmak istediğimiz nokta, bu cinayetin hesabını şüphesiz kendi hayatlarıyla ödeyecek olan canilerden çok o canilerden ölüme mahkûm edilmiş üç kişiyi kurtarmaya çabalayan ihtiyar adam, yani bir zamanların Millî Şefi İsmet İnönü'dür. İnönü bütün hayatında siyasî idamların aleyhinde bulunduğu hakkında, bu trajediler arasında güldürecek iddialar ileri sürerek, idamların hiçbir meseleyi halletmeyeceğini telkine çalışmaktadır. Oparlörü olan damadı da Türkiye'nin en dinamik unsuru olan bu gençlerin affa lâyık olduğunu, çünkü adam öldürmediklerini öne sürmektedir. Peki, İsrail Konsolosu ne idi? Bir apartmanda ölü bulunup katili hâlâ yakalanmayan şöför ne idi? İki İngilizle bir Kanada'lı mühendis ne idi?Dursun ne idi? İmamoğlu ve Özmen ne idi?

Dinamizm bu ise bi anakonda yahut bir köpek balığı daha dinamiktir. Fakat bu dinamizm onları yılan ve canavar olmaktan kurtarmaz. Sâbık ve sâkıt Millî Şef'in dediği gibi idamlar hiçbir şeyi halletmeyecekse Talât Aydemir ile Fethi Gürcan niçin asıldı?

İdam bir şeyi halletmezmiş. Caniyi bağışlamak neyi halleder? Aklı ermiyorsa öğretelim: En azından, adaleti yerine getirir ve devleti ortadan kaldırmaya kalkışanların cür'etlenmesini önler.

Bir de, siyasî suçla vatan aleyhindeki suçu birbirine karıştırmamak lâzımdır. İzmir suikastında idam olunanların suçu siyasî idi. Bunlar iktidara geldikleri takdirde Türkiye'yi başka bir devlete peşkeş çekecek değillerdi.

Bugün bir muarız partilinin çıkıp İsmet Paşa'yi öldürmesi de siyasî suç olur. Çünkü İsmet Paşa öldürülmekle Türkiye, yabancı bir devletin hâkimiyetine girmez.

Fakat gazetelerin "anarşist" diye bahsettikleri kömünistlerin hareketi siyasî değil, ihanet suçudur. Çünkü sosyal düzeni bozup yüz binlerce insanı öldürdükten sonra Türkiye'yi Sovyetlere katmak hedefini gütmektedir.

İşte, Bay İsmet İnönü'nün bağışlatmak için uğraştığı adamlar bu yaratıklardir ve Damad Efendi'nin "adam öldürmediler" diye savunduğu kişiler de "Dursun"u cinayetler tarihine geçecek şekilde öldüren ve Niksar'da imha edilen yahut hapishanelerde bekleyenlerin fikir ve aksiyon arkadaşlarıdır.

Azizim Bay Mustafa İsmet!

İdamdan kurtarabilirsen, ilerde, kalırsa, partiden mebus adayı çıkarmak üzere o dinamikleri alda Pembe Köşk'te, yahut Taşlık'ta, yahut Ada'da yahut Maltepe'de bir kokteyl ver. Onlara ortanın solundaki erdemleri anlat ve ırkçı, Turancı, kafatasçı, faşist Türkçü'lere karşı yeni düzen kurarak, vaktiyle Türk-Moskof dostluğunu kurduğun gibi(ki bunu Podgorni 14 Nisan'da sana söyledi), şimdi de Mao ile yarınki Türk-Çin dostluğunun temellerini at.

Kafandaki plânlarla idamdan kurtarmaya çalıştığın vatan evlâtları uğurlu, kademli olsun ve elli yıl sonraki tarihler senin için ne yazarsa yazsın. Zaten senden sonra tufan... Sen tarih değil, kös dinlemeye alışkınsın...


Ötüken, 1972, Sayı: 5



 
23 EKİM 2023'DE, ELİM BİR TRAFİK KAZASI SONUCU, UÇMAĞA VARDI.
ŞİMDİ; TANRI DAĞINDA, ATALAR YURDUNDA, ATSIZ ATA MAKAMINDA, BAŞBUĞLAR OTAĞINDA, ERİNÇ İÇERİSİNDE!

Çevrimdışı Fatih

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 401
  • Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir
Ruhi Kılıçkıran ilk göz ağrımız,
Sonra Özmen'imiz, İmamoğlu'muz
Önkuzu'muz derken yandı bağrımız!
Unutamam, unutamam, unutmam...!




Soğuk bir kasım günü, daha ortaokul öğrencisiyken, şehir mezarlığının yanında bulunan okulumuzun penceresinden, toprağa verilişini ağlayarak izlemiştik.
Tarih öğretmenimizin, "kızıllar şehit etti" sözleri aynı zamanda, yüreğimize düşen ilk ateşti de.
Kızılları ilk defa, o gün, duymuştuk.
Ve bir daha da asla, unutmadık...
Şimdi Ertuğrul Dursun ÖNKUZU, kanlarııyla vatan kıldıkları memleketlerinin toprağında, hemen yanıbaşında ülkü şehitleri, Mustafa Taştangil ve Cafer İnce'yle birlikte huzur içinde uyuyorlar...

Ruhları şad, mekanları uçmak olsun...


tungatonyukuk

  • Ziyaretçi
Ağabeğimizin Ruhu şad Mekanı Cennet olsun..

Umarım nasip olur bu kutlu yolda bize öç almak!

Davan Davamızdır Abi...

Çevrimdışı DEDEM KORKUT_ASYA

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 145
Kısa yaşamımda her satırında duygulanarak belki ağlayarak ve hatta ONURLANARAK okuduğum hayatının belli bir kısmıyla SANCI adlı kitaba konu olmuş ERTUĞRUL DURSUN ÖNKUZU...

Dursun ismini kendine yakıştıramayan Önkuzu, öğretmenlerinin biriyle yaptığı ufak bir sohbet geliyor aklıma;
-Öğretmenin, annemin komuş olduğu bu isimi eskiden yaşamış Türk askerlerinden birinin ismiyle değiştirsek ne olur?
Öğretmeni gülümser ve;
-Ertuğrul, der.

Ufak yaşlarında dahi bu aşkı yüreğinde barındıran TÜRKLÜK SEVDALISI, TANRI ASKERİNİ saygıyla anarken, yaşadığı olay ve işkencelerin tüm TÜRK GENÇLERİ' ne büyük bir ders olması dileğiyle...

Çevrimdışı YABGU KAGAN

  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 86
  • Savaşa Hazır!
AĞABEĞİM DURSUN ÖNKUZU

Yıl 1970… Kasım ayının 22. günü… İftar sofrasındayız. Mercimek çorbasını ağabeyimin çok sevdiğini hatırlatıyor, babaannem. Hepimizin gözleri doluyor. Kapı çaldı. Ağabeyimin arkadaşının babası berber Cemal Amca. Babamı istedi. İndi babam. Sonradan öğrendiğime göre: “Öğrenci olaylarında Dursun yaralanmış, hemen Ankara'ya gidelim” demiş. Tabi radyo ve televizyonlar olaylarda ağabeyimin kaçırılarak işkence sonucu öldürüldüğünü açıklamış. Bizim bir şeyden haberimiz yok. Babam haberleri hiç kaçırmazdı halbuki. Tabi daha 19 haberleri başlamamıştı. Televizyonumuz zaten yok o zamanlar.

Babam hemen gitti Ankara'ya evimize akrabalar, komşular, ülkücü camiadan dostlar dolmaya başladı. Tabi anneme ve bize ağabeyimin yaralı olduğunu söylüyorlardı. Ben ozamanlar orta birinci sınıfta okuyordum. Ablam Amasya Yatılı Öğretmen Okulu birinci sınıfta okuyordu. Benim küçüğüm Zübeyde ise ilkokul ikide.

Ertesi günü ablamı getiriyorlar ülkücü hocaları. Ben hala ağabeyimi yaralı hayal ediyor, ona en iyi şekilde bakar, hemşirelik yaparım biricik ağabeyime diyordum. Heyhat!.. yaradanımıza kavuşalı kaç gün olmuş halbuki. Camilerde selalar kendime gelebildim. Bu mahşeri kalabalığın anlamını ancak o zaman idrak edebildim. İki gün sonra cenazeyi getirdiler ülküdaşlarının acılı, hüzünlü tekbirleri arasında. Zile o tarihe kadar öyle bir kalabalık görmemeişti. Otobüslerle Ankara'dan çevre il ve ilçelerden, köylerden akın akın gelen ülkücüler son yolculuğunda birlikte olmak istemişlerdi Şehit Önkuzu'nun ruhuyla. Kılıçkıran, İmamoğlu, Özmen ve Önkuzu… İşte davanın ilk şehitleri. Bu nasıl bir dava idi, nasıl bir mücadeleydi.Bu birçok kısır düşünceli, egoist, maddeci yöneticilerin dediği gibi sağ sol davası değildi. Bu, Türk - Gayrı Türk savaşıydı. Şuuru, kültürü, ruhu ve gönlü ile Türk olanla, hiçbir şeyi Türk olmayanların, gerçek imanı yüreğinde duymayanların savaşıydı.

Daha ortaokul, lisedeyken ülkücü mücadelenin ön saflarında yer almıştı. Zile kalesinin tam karşısında Ü.O.D açılmıştı. Önceleri birkaç arkadaştılar. Sonra çığ gibi büyüdüler, çoğaldılar. Babam sürekli çok ileri saflarda mücadele ettiğini söyler, mesleğini eline aldıktan sonra ne yaparsan yap derdi. Ailenin tek umudu tek dayanağı oydu. O öylesine imanlı, kararlı ve samimiydi ki o günlerde yapılan haksız düşünce, görüş ve davranışlara asla tahammül edemiyordu.

Birkaç önce Süleyman Özmen Y.Ö Okulu'nda şehit edilmişti. Ağabeyim o olayı bizlere göz yaşları içersinde anlatmıştı. Anneme kan lekeleri olan bir ceketini saklamak üzere yıkamamasını tembih ederek emanet etmişti. “Bu kan Süleyman'ın kanı sakın yıkama, mübarek şehit kanı; yarın Allah'ın huzurunda şahitlik edecek inşallah” demişti. Kendisinin de birkaç ay önce söylediği bu sözden sonra aynı kaderi beklediğini nerden bilsin. Ah canım ağabeyciğim.

O bir ülkü deviydi. Hiçbir çıkar gözetmeksizin. Çok büyük ideallere sahipti. Öylesine inançlıydı ki düşüncelerini gerçekleştirmek için elinden geleni yapardı. Milliyetçi, ülkücü çocuklara, gençlere, kızlara milli manvi değerlerimizi kaybetmemeleri için seminerler düzenlerlerdi. Okul derslerinde başarısız olan talebelere ücretsiz matematik, fen kursları verirdi. Maddi imkanları kısıtlı olduğu halde verilen hediyeleri kabul etmemişti. Onu akrabalarımız, arkadaşları mahcup, utangaç, az ve öz konuşan, konuşunca herkes tarafından dinlenip beğenilen birisi olarak tanırlardı. En büyük idealli büyük bir kütüphaneye sahip olmak ve gençlerin hizmetine sunmaktı. Çok kitap okurdu. Eline geçen parayı kitaba yatırırdı. Yaz tatillerinde çalışıp okul masraflarına katkıda bulunurdu. Judo öğrenmişti. Her sabah jimnastik yapar, titizliği ile ablamı yorardı. Namazlarını düzenli olarak kılar, kılamadığı vakitleri küçük bir deftere not ederdi. O zamanlarda Zile'nin yetiştirdiği çok kültürlü, muhterem bir zat olan müftü Arif Efendi'den ders alırdı. Ağabeyimin yetişmesinde büyük bir payı olmuştu Arif Efendi'nin. Ağabeyim İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesini kazanmış, kayıt yaptırmıştı. Ama o okula komünistler hakim olduğu için Ankara Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okuluna geçmişti. Kader işte. Nereye gitsen değişmiyor.

Ağabeyimiz kız olmamıza rağmen bizlerle çok ilgilenir, büyük bir insan gibi her şeyini paylaşırdı. Kitap okuma alışkanlığım onun sayesinde olmuştu. Yaşasaydı kim bilir ne büyük hizmetleri olacaktı. Ama o birçoklarımıza nasip olmayacak şerefli bir ölümle Rabbimize kavuştu. Hem de öyle bir mertebe ki tam on üç kişi insanlık dışı işkenceler yaparak ulaşılamayacak sabrı, tahammülü, Allah yolunda can vermenin lezzetini tattırdılar..

Ruhları Şad, Mekanları Cennet olsun…

Kadriye Önkuzu

*onkuzu.com sitesinden alıntıdır


ONUN YOLU TÜRKÇÜLÜK YOLUYDU.BİRİLERİNİN SÖYLEDİĞİ GİBİ SAĞ-SOL ÇATIŞMASI DEĞİLDİ ONUNKİ..TÜRK-GAYRİ TÜRK SAVAŞIYDI.O TÜRKLÜK CEHPESİNİN ŞANLI EVLATLARINDAN BİRİ OLDU.YOLUN YOLUMUZDUR ÖNKUZU.MEKANIN UÇMAK OLSUN.TÜRK IRKI SAĞOLSUN..

UNUTULMAYACAKSIN..

Çevrimdışı motun yabgu

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1566
Ruhu sad, mekani tanri dagi olsunTTK
ÜZE TENGRI TEMÜR CIDA OKLAR BIRLE BIR BULUT

  BASBUGUMUZ TANRIKUTTUR TANRIKUTTUR

                       TANRIKUT.