Gönderen Konu: TÜRKLERDE ZAMAN KAVRAMI ve 12 HAYVANLI TÜRK TAKVİMİ  (Okunma sayısı 39187 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Kurtkaya

  • Otağ Sorumlusu
  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 412
KASIM DEVRESİ (8 Kasım ? 5 Mayıs)
 
Kalandar: Milâdî olarak 12 Ocak?ı 13 Ocak?a bağlayan gece yâhûd 13?ü 14?e bağlayan gece kutlanır. Kalandar sözcüğünü türlü dillere bağlayan tetkiklerin en mantıklısını Rusça?ya bağlananda buluyoruz [17].
 
Kalandar akşamı misâfirliğie gidilmez, herkes evindedir. Yalnızca çocuklar, evlerinden poşet, çanta vb alıp dışarıda buluşurlar ve civardaki tanıdık veyâ tanımadık (yâni özellikle şehirlerde) evlerin kapısına giderler. Berâberinde getirdiği poşeti, çantayı kapının koluna asar veyâ eşiğine koyar, sonra da zili veyâ kapıyı çalıp saklanır. Kapı açıldığında çocuklar saklandığı yerden ?Kalandar? diye 1-2 kez bağırır veyâ hîç seslemez. Ev sâhibi, bu poşetlere yiyecek koyar ve kapıyı kapatır. Böylece çocuk, poşetini alır ve bu işe devâm eder. Sonunda bütün çocuklar bir yerde buluşarak topladıkları ganîmeti birbirleri ile üleşir (paylaşır) ve eğlence yaparlar. Yörenin mânilerini derler, oyunlarını oynarlar. Aynı gelenek, Güney Âzerbaycân?da da vardır.
 
Sayılı Doksan (Erbain ve Hamsin): Erbain (kırk gün) ve Hamsin (elli gün) günlerinin toplamı anlamında bir tâbirdir. Erbain ve Hamsin?in ikisine birden denir.
 
Erbain / Zemheri (M. 22 Aralık – 30 Ocak): Yukarıda da bahsettiğimiz gibi Erbain, Arabça 40 demektir. Bu zamânın diğer adı Zemheri?dir. Ülkemizde kışın en şiddetli geçtiği Zemheri?de tecrübeli ihtiyarlarımız ?Soğuk tepeden iner? derler. Açıkta kalan cânlılarda ölüm olayları Zemheri?de daha çok olur. Congoloslar (veyâ Kara-Congolos) [18] bu ayda dışarıda dolaşmağa başlar.
 
On İki Gün Arası (M. 24 Ocak – 5 Şubat): Erbain?in son 6 günü ile Hamsin?in ilk 6 günü arası olan 12 günlük zamândır. Kış mevsiminin en şiddetli soğuklarının olduğu sayılı günlerdir. Bu târihler arasında yola çıkmanın ölümle sonuçlanacağı eskiden sıkça dile getirilir idi.
 
İlgili diyişler: ?Bu zamân öyle bir zamândır ki, aşırı soğuklardan komşu komşuya gidemez?.
 
Hamsin (M. 31 Ocak ? 21 Mart): Eskilerin ifâdesiyle Hamsin?de ?Soğuk yandan gelir?. Hamsin günleri, Erbain (diğer adıyla Zemheri) kadar şiddetli soğuk olmasa da ?Hamsin, ocakta tenceren donsun? sözü bizlere mîras kalmıştır.
 
İlgili diyişler: ?Hamsinde taş taşa kuştu olur?
 
Amansız Elli (M. 4 Ocak ? 22 Şubat): Karakış Ayının 20?sinde (M. 4 Ocak) başlayıp, Güçük Ayının 9?una (M. 22 Şubat) kadarki 50 gün boyunca soğukların aralıksız sürmesiyle bu adı almıştır. Karakıştan son 19 gün, Zemheri?den 31 gün, Güçük?ten ilk 9 gün, amansız elliyi oluşturur.
 
Güçük Yedisi (M. 20 Şubat): Aşağıda bahsedeceğimiz ilk cemrenin düşmesinden önce Vakit Yeli eser. Güçük Ayı havası karârsızdır. Hava tahmîniyle ilgili özel günlerdendir. O gün hava ya çok iyi, ya çok kötü olur.
 
İlgili diyişler: ?Ya kar yağar, kar küçük devenin kuyruğuna çıkar ya da sıcak olur, sıcaklık küçük iti solutur?. Karârsız havayı belirtmek için: ?Deli güçük kudurdu?.
 
Cemre Düşmeleri: Cemre, Arabça?da  ?kor hâlindeki ateş? anlamına gelir. Türkçesi imre, imere, emire?dir. Emre adı ile bağlantılı olduğu düşünülür [19]. Cemreler, yedişer gün ara ile havaya, suya ve toprağa düşerek, düştüğü yeri ısıtır. Meteorolojik olarak, sıralaması yanlıştır. Halk arasında önce havanın, en son toprağın ısındığı inancı, gerçekte tersidir. Buna kanıt olarak, dağ doruklarındaki karlar gösterilebilir.
 
Birinci Cemre: Güçük ayının 7. gününde (20 Şubat) havaya düşer. Havalar ısınmağa başlar.
İkinci Cemre: Güçük ayının 14. gününde (27 Şubat) suya düşer. Sular ısınmağa başlar.
Üçüncü Cemre: Güçük ayının 21. gününde (6 Mart) toprağa düşer. Toprak ısınmağa başlar.
 
Vâde Yeli / Bade Yel (M. 3-6 Mart): Güçük 18-21 arası güneyden (kıble) eser. Bu rüzgârı poyraz karşılarsa 40 gün kış, gündoğusu karşılarsa hastalık, karayel karşılarsa bolluk olacağı söylenir.
 
İlgili diyişler: ?Deniz, kıbleyi basarsa bolluk olur, yaz boyu çipintili (yağışlı) gider. Kıble, denizi basarsa kurak gider, kıtlık olur?
 
Kocakarı Soğukları / Beldir Aciz (M. 11-18 Mart): Güçük Ayının 26?sı ile Mart Ayının 5. günleri (M. 11-18 Mart) arasındaki, yaşlıların dayanmakta zorlandıkları sayılı fırtınadır.
 
İlgili diyiş ve inanışlar: ?Çok eski târihlerde, köyün birinde oğlakları çok sevdiği için koyun yerine keçi besleyen bir nine yaşarmış. Her yaz yaylaya çıkan nine, bir sene zamânı gelmediği hâlde havaların ısınmasına aldanarak Güçük Ayının sonunda yaylaya çıkar. Bir-iki gün yaylada kalır ve havaların sıcak olması hoşuna gider. Bunun üzerine kış ayı ile alay eder. Kış ayı 4 gün 4 gece kar yağdırıp tipi estirir (Güçük?ün son dört günü). Ancak nine ve oğlakları ölmeyince kış, mart ayından üç gün borç alır. Böylece 7 gün 7 gece fırtına estirir. Nine ve oğlakları soğuktan ölür?.
 
Mart Dokuzu (M. 21 Mart): Bu gün Büyük Türk Eli?nde en bilinen önemli günlerdendir ve birçok ad ile anılır. Bunlardan bâzıları Bahar Bayramı, Gün Dönümü, Günsırtı, Mart Dokuzu, Mart Dutma, Kurt Kızanı, Mart Bozma, Mart Bozumu, Mart Kırma, Yılbaşı, Yılsırtı, Yeni Gün, Yaz (Bahar) Toyu, Ulus Günü, Oğuz Toyu?dur.
 
Türklerde yılbaşı, gece ve gündüzün eşit olduğu 21 Mart gündür. 21 Mart?a rastlayan bu gün Türk topluluklarında Nevruz, Ergenekon, Bozkurt, Çağan gibi adlarla bilinmektedir (Çay, 1991: 61).
 
Mart Dokuzunda Yaz (İlkbahar) gelişi kutlanır. Güneş?in Koç burcuna girdiği bugün, yukarıda bahsettiğimiz gibi çoğu Türklerde yılbaşı olarak da kutlanır. Farsça ?Nevrûz (Nev: yeni, rûz: gün)? adıyla da bilinir. Bugünde şiddetli fırtınalar görülebilir. Bugünden sonra kışın etkisi geçmeğe başlasa da havanın ne yapacağı belli değildir. Alçaklarda havanın ısındığı, yükseklerde çetin soğukların sürdüğü gündür. Mart ayında kar yağabilir. Abrıl (Nisan) Beşinden (M. 18 Nisan) sonra kışın tehlikesi biter. Hıdırellez?de ise kış tamâmen biter ve sonraki günler Yazdan sayılır.
 
Büyük Türkeli?ndeki Yeni Gün kutlamalarında tabiat, atalar ve od (ateş) kültü bir aradadır. Kırlara çıkma ve eğlence, şenlik, oyun, temizlik, yiyecek ve giyecek düzenlemeleri ile hediyeleşme, akraba ziyâreti ve içtimâî dayanışma, ad verme, od yakma ve üzerinden atlama gibi âdet ve geleneklerin yanı sıra, Hıdırellez kutlamalarında da görülen Hızır kültü, kabir ziyâreti, kurban, niyaz, bolluk ve bereket gelmesi için yapılanlar, sağlık, mutluluk, baht açıklığı için yapılanlar ve tutulan dilekler şeklindeki uygulamalar ile kutlanır [20].
 
İlgili diyiş ve inanışlar:
?Mart kapıdan baktırır, kazma, kürek yaktırır?
?Mart dokuzuna 9 kütük 9 harar saman hazırla?
 
Mart Dokuzu ile ilgili ilk faaliyet, temizliktir. Mart Dokuzu?na bir hafta kala evdeki eşya, tamâmen dışarı çıkarılır. Ev baştan ayağa temizlenir ve süpürülür. Ev eşyâsı temizlenerek içeri alınır ve yeniden yerleştirilir. Evin çevresi de çalı süpürgeleriyle süpürülür. Ev sâhibi, gençlerin istediği veyâ uygun gördüğü hediyeyi onlara verir. Bu hediyeler ekserî yiyecektir. Sonra gençler uygun bir yerde toplanırlar. Büyük bir meydan ateşi yakıp çevrisinde eğlenceler düzenlerler. Eğlencede bölge Türküleri ve mâniler okunur, seyirlik oyunlar oynanır. Eğlence gece geç saatlere kadar devâm eder. Mart Dokuzu sabahı gün doğmadan kalkılması, en güzel ve en yeni elbiselerin giyilmesi esâstır. Erken kalkılması, o yıl her sabah erken kalkmak için bir başlangıç sayılır. Erken kalkmak, bir bereket ölçüsüdür. En güzel ve en yeni elbiselerin giyilmesi, o yıl rahat ve güzel günler geçirme temennisiyle ilgilidir [20].
 
Mart Dokuzu?nda eve ilk gelen kişinin uğur veyâ uğursuzluk getireceğine inanılır. Yıl boyunca hanenin işleri yolunda giderse her yıl Mart Dokuzu?nda eve aynı kişi getirilir. Bu gelen kişiye yemek ikrâm edilir, hediyeler verilir [22].
 
Evin en yaşlısı çeşmeden su alır, dökerek eve kadar gelir. Eve kuzu veyâ en yeni doğmuş buzağı getirilir. Eşikten geçerken ayağına dikkat edilir. İlk adımını sağ ayağı ile atarsa uğur, sol ayağı ile atarsa uğursuzluk olarak kabûl edilir. Kuzu veyâ buzağı evde doyurulur. Şâyet o yıl hanenin işleri yolunda gitmezse, uğursuzluğun Mart Dokuzu?nda eve ilk gelen kişiden kaynaklandığına inanılır. O şahıs bir daha o gün eve alınmaz. Uğuru denenmiş kişiyi başkaları da evine götürür [23].
 
Trabzon?un Şalpazarı ilçesindeki Ağasar ırmağının doğu tarafında Mart Dokuzu ile ilgili en yaygın inançlardan biri kurt ile ilgilidir. Hatta bu güne kurt kızanı da denilmektedir. İnanışa göre kurtlar Mart Dokuzu günü kızan olurlar, çiftleşirler ve temizlenmek üzere suya girerler. Sudan çıktıklarında eğer sırtları kurursa o yıl havalar iyi olacaktır. Kurumazsa o yıl iyi geçmeyecek demektir. Kurtların Mart Dokuzu?nda çiftleştiğine inanıldığı için bu günde evlenenlerin çocuklarının olmayacağına inanılmaktadır. Evli çiftlerin bu güne dayalı çocukları olursa sakat doğacağı da bir başka inançtır. Trabzon?un Şalpazarı, Düzköy ve Tonya ilçelerinin bazı köylerinde bir yıl içerisinde doğmuş çocuklar, Mart Dokuzu?nda köyün kenarından akan bir dereye götürülür ve dere suyu ile yıkanır. Yıl boyunca suya giren yabanî hayvanların gücünün suya, oradan da çocuğa geçeceğine, bunun da çocuğun sağlığını olumlu olarak etkileyeceğine inanılmaktadır. Ordu?nun Ulubey ilçesine bağlı Şeyhler köyünde de her yıl mart ayının dokuzuna rastlayan günde yeni doğmuş çocuklar değirmene getirilip oluğun altında yıkanır. Burada yıkanan çocuğa yıl boyunca suya giren kurtların gücünün geçeceğine ve hasta olmayacağına inanılmaktadır. Buna benzer bir uygulamaya Terme ilçesine bağlı Oğuzlu köyünde ve Giresun?un Şebinkarahisar ilçesinin bâzı köylerinde rastlanmıştır. Bir yıl içinde doğmuş çocuklar, Mart Dokuzu?nda köyün kenarından akan bir dereye götürülür ve dere suyu ile yıkanır. [24].
 
Martın İki Dokuzu yâhût Mart On Sekizi (M. 31 Mart): Hava aldatıcıdır, fırtınalı geçebilir.
 
Abrıl Beşi (M. 18 Nisan): Mart Dokuzundan (M. 21 Mart) sonra havalar biraz ısınınca, Abrıl Beşinde birden bastıran şiddetli soğuklar ve don olayları olur. Önceki sıcaklara aldanarak yaylaklara göçenler, geri döner. Abrıl Beşi geçince ekim-dikim işleri başlar.
 
İlgili diyişler ve inanışlar:
?Korkma Zemheri kışından, kork Abrıl?ın beşinden, öküzü ayırır eşinden?
 
?Bir zamânlar adamın biri, Abrul?un beşinde öküzlerini alıp çift sürmeğe gitmiş. Sabah giderken hava iyiymiş, günlük güneşlikmiş. Öğleye doğru hava birden değişmiş. Yağmur, dolu, kar, fırtına, boran birbirine karışmış. Tarla köye biraz uzakmış. Öküzün biri o soğuğa dayanamamış ve ölmüş. İşte bu olay üzerine de bu söz söylenir olmuş?.
 
?Bir çiftçinin iki öküzü vardır. Fırtına nedeniyle yemsiz kalırlar. Öküzün biri satılır ve parasıyla diğerine yiyecek alınır?.
 
Sitte Sevir: Abrıl (Nisan) ayının 7. günü ile 12. günü (M. 20-25 Nisan) arasında 6 gün süren sayılı fırtınadır. Bu fırtına ?Sitte Sevir, her saati bir devir? deyimiyle, bir ânı bir ânını tutmayan şeklinde tanımlanır.
 
Kış / Kasım Gündönümü (M. 21 Aralık): 21 Aralık?taki gündönümünde, güneş ışıkları Oğlak Dönencesine dik gelir. Kuzey yarıkürede en uzun gece (GYK?de en uzun gün) yaşanır ve gölgelerin en uzun olduğu gündür. Kuzey yarıkürede günler uzamağa, Güney yarıkürede kısalmağa başlar.

Çevrimdışı Kurtkaya

  • Otağ Sorumlusu
  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 412
2-C: HALK METEOROLOJİSİ ve BUNA BAĞLI İNANÇLAR
 
Halk Arasında Rüzgâr Adları ve Özellikleri
Sarıyel: Doğudan batıya eser. Aşırı derecede yakıcı bir soğuk yapar. Kelkit ırmağını bile dondurduğu görülmüştür. Ocak ayından şubat sonuna kadar eser.
 
Karayel: Kuzeyden güneye eser. Kasım ayı sonlarında başlar. Bâzen de aralık ayında başladığı görülür. Kuru soğuk yapar. Karın yağacağını haber verir.
 
Kabayel: Umûmîyetle kuzeydoğudan eser. Yönü kesin olarak belli değildir. Kış ortasında esmeğe başlar. Bu rüzgâr, karın erimesinde, çiçeklerin açmasında etkili olur.
 
Ağyel: Batıdan doğuya eser. Mart başından ekim ayına kadar sürer. Meyvelerin oluşmasına, ekinlerin başak tutmasına yardım eder. Esince serinlik verir.
 
Tersyel (Samyeli): Güneyden eser. Mart ayında esmeğe başlar. Çiçekleri yakar. Hasat mevsiminde ekinleri ve meyveleri olumsuz yönde etkiler. Tarım ürünlerine büyük zarâr verir.
 
Poyraz: Kuzeydoğudan esen sert bir rüzgârdır, serinleştiricidir. Yüksek yerlerde ekili alanlarda su ihtiyacını karşılar, çiseyi getirir.
 
 
Halk Öngörüleri, Tahmînleri ve İnançları
 
A) Kış (Kasım Devresi) ile İlgililer
Kış, 99 gün sürer. Buna ?99 Hesâp? adı verilir. Karakışın 1?inden başlamak üzere 99 gün sayılır ve 99 hesâp bitince, ?Dağ başı tandır başı? olur. Yâni dağ başı, tandır başı gibi sıcak olur; dışarıda kalan ölmez. Karakışın başlangıcı olan 14 Aralık gününe 99 gün eklenirse, bu süre 21 Mart?a; yâni Mart Dokuzu (Yeni Gün / Bahar Toyu)?na isâbet. Zâten 21 Mart?tan sonraki günlerde kışın etkisi geçer. Abrıl Beşi?nden sonra tehlikeli olmaktan çıkar. Mayıs ayının başlangıcı ile bitişi arasındaki bir târihte sona erer. ?Urumun kışı, ya mayısın sonu, ya mayısın başı? denilerek, gerçek anlamda kışın mayıs ayı içinde sona ereceği belirtilir. ?Ver Hıdrellez?i, vereyim yazı? şeklindeki deyim, bu fikri destekler mahiyettedir.
 
?Koç katımında, koç ilk olarak kara koyuna sağerdirse (ilişirse) o yıl kış az olur (Kara koyun, ortalığın kara olmasına; yâni karın az olmasına işarettir). Koç eğer ak koyuna sağerdirse o yıl kış uzun geçer? (Ak koyun yoğun kar yağışına işârettir).
?Güz mevsimi erken gelir, rüzgâr çok eserse o yıl kış uzun sürer.?
?Güzün yağmur çok yağarsa kış uzun geçer?
?Ağaçlar yapraklarını erken dökerse kış çok olur?
?Kavağın yaprağı tepeden dökülürse kış çok, etekten dökülürse kısa olur?
?Irmak ve dere kenarları çok yosun bağlarsa kış erken gelir?
?Koç ayında soğuk çok olursa o yıl kış uzun ve sert geçecek demektir?
?Koç ayında davar sık yatarsa, kış uzun ve sert geçecek, seyrek yatarsa, hafif geçecek demektir?
?3. cemrenin düştüğü gün hava soğuk olursa, kış uzun sürer?
?Şubat sonunda karayel eserse, kış mevsimi uzar?
?Kork Abrul?un beşinden, öküzü ayırır eşinden; korkma Zemheri?nin kışından?
?Ağyelin ardı kış; şakanın ardı döğüş?
?Pelit ağacının kozağı çok olursa, kış çok olur?
?Zemheri?de (Ocak ayında) havalar sıcak olursa, o yıl kıtlık olacak demektir?
?Töngel ve pelit kozağı çok olursa o yıl kış çok olur?
?Karakış ve Zemheri aylarında gök gürlerse kış bölünür?
?Ayva bol olanda kış çetin geçer?
 
B) Yaz (Hızır Devresi) ile İlgililer
?Bir kuşum var ötmeyişin (ötmeyince), bir otum var bitmeyişin (bitmeyince) gelmem? dermiş. Buradaki kuş Körbağ kuşu (Baykuş) yâhût ibibik; ot ise, üzerliktir. Çünkü üzerlik otu geç güverir (yeşerir).
?İstersen yazı, bekle Hıdırellez?i?
?Ağustos?ta yatanı, Zemheri?de büvelek tutar?
?Yazın ceketini al da, kışın ister al, ister alma?
 
C) Yağış ile İlgililer
?Güneşli havada yağmur yağarsa, kurt doğuruyor demektir?
?Göllerde kurbağaların topluca bağırması, yağmura işârettir?
?Arıların peteğe geri dönüşleri hızlanırsa, yağmur yağar?
?Bulutlar kuzeye doğru hızla hareket ederse yağmur yağar?
?Bulutların batıdan doğuya hareket etmesi yağmura işârettir. Hareket doğudan batıya olursa hava açar?
?Serçe kuşları yere fazla çökerse, yağmur yağar?
?Hayvanların büvelek tarafından fazlaca kovalanması yağmurun yağmasına işarettir?
?Akşam bulut kızarırsa havayı hoş bil; sabah bulutu kızarırsa sırtını yaş bil (Akşamdan bulut kızarırsa hava açar, sabah bulut kızarırsa yağmur yağar)?
?Mart kumluk, nisan yağmurluk?
?Ay doğarken donuk görünürse, yağmur yağar?
?Uzunca bir iplik üzerine, kırk kelin adı söylenerek düğüm vurulursa, yağmur kesilir?
?Zararlı yağmuru kesmek için çamurdan yoğrularak yapılan kurbağa, kıbleye bakan bir duvarın deliğine konursa, yağmur kesilir?
?Çamurdan fare yapılıp ateş yanında kurutulursa, yağmur kesilir?
?İlk düşen dolu tanelerinden birisini, anasının ilk çocuğu olan biri alıp koynuna koyarsa, dolu kesilir?
?Dere özlerine (vadileri) parça parça duman çökerse yağış olur?
?Songüz?ün (Kasım) 15?inden sonra deniz üstünde öğleden sonra Ebem Kuşağı çıkarsa kar çok yağar (Kar yüksekliği fazla olur)?
?Zemheri ayında yağmur yağacağına katran yağsa daha iyidir?
?Keçiler kuyruk kaldırırsa yağmur yağar?
?Koyunlar yüzü kıbleye dönüp yatarsa yağmur yağar?
 
Ç) Ekim Dikim ile İlgililer
Tohumun tarlaya atılması için üç kez yağmur yağması beklenir. Sonra toprak elde sıkılır; eğer sıkılan toprak yapışırsa, ekin ekilir. Buna halk dilinde ?ekin derosu? denir.
?Elik öğürdüğünde ekin ekmeye başlanır?
?Aralıkta değil, aralık bulursan ek?
?Ağustosta tohum ekilmez; geveze karının kahrı çekilmez?
?Ya herk et ya terk et?
?Kasımdan on gün evvel ek, on gün sonra çek?
?Güzün ekilen tohum dört el atılır; üçü biter, biri çürür. Yazın ekilen tohum üç el atılır; biri çürür, ikisi biter?
Bakla, bezelye vb. ayın eskisinde (dolunayda) ekilir. Ürün verimi iyi olur ve iyi pişer. Ayın yenisinde (Hilâl) ekilirse iyi ürün vermez ve pişmez.
 
D) İlgili İnançlar
Yaz kırağısı çorağa, güz kırağısı kurağa delâlettir.
Karakış karadan, Zemheri aradan, Gücük az, Mart yaz.
Kışın meyveler vakitsiz çiçek açarsa o yıl ölüm çok olur.
Öğleden önce hava bulutla kaplanıp, kararırsa ve arasından güneş çıkar (alamuk) ve batıdan Ebem Kuşağı (Gökkuşağı) çıkarsa bir süre yağmurluk gider. (Yedi gün yağar yâhût yedi gün sonra yağar. Ebem Kuşağı doğuda olursa kuraklık olur)
 
E) Yıllık Hava Tahmîni
Türkiye?deki halk takviminin özelliklerinden biri de, yılbaşı ile birlikte sonraki her günü bir ayı temsîlen sayarak yıllık tahmîn yapmaktır. Osmânlı?da kullanılan Rûmî takvimde yılbaşı, 13 Mart idi. Yukarıda bahsettiğimiz gibi halk takvimi de, bu takvime göre düzenlenmiş idi. XIX. yüzyılın başlarında, Türklerin idâresinde olduğu günlerde, Atina?da Türklerin mart ayında yeni yılın gelişini kutladığını bir İngiliz seyyahtan öğrenmekteyiz (Baykara, 2001: 39). Bundan hâriç, bir de Türklerin millî takvimi olan 12 Hayvanlı Takvim?de de yılbaşı 21 Mart?ta idi. Bu yılbaşı ikiliğinden dolayı bâzı yörelerde 13 Mart, bâzılarında 21 Mart, Trabzon gibi bâzılarında ise her ikisi de yıllık hava tahmîninde kullanılır.
 
1 Mart (M. 13 Mart) veyâ 9 Mart (M. 21 Mart) günü hava nasılsa, mart ayı ekserî öyle olur. Sonraki 8 gün, mart ayından sonraki 8 ayı temsîl eder. Son 3 ay olan aralık, ocak ve şubat ayları sayılmaz; çünkü o aylarda havalar zâten soğuk olur. Bu tahmîn günlerinde, günün yarısı iyi, yarısı kötü ise, temsîl ettiği ayın da yarısının iyi, yarısının kötü geçeceği şeklinde yorumlanır. Yıl tahmîni için bu iki yılbaşı da kullanılıyor ise, 13 Mart?taki ilkine ?Birinci Dokuz?, sonraki 21 Mart?takine ?İkinci Dokuz? denir.
 
21 Mart yılbaşında yıllık hava tahmîni örneği:
21 Marttaki hava, mart ayını; 22 Marttaki hava, nisan ayını; 23 Marttaki hava, mayıs ayını (…) 29 Marttaki hava, kasım ayını temsîl eder. Sonraki 3 ay olan aralık, ocak ve şubat aylarını saymağa gerek yoktur.

Çevrimdışı Kurtkaya

  • Otağ Sorumlusu
  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 412
2-Ç: HALK TAKVİMİ TABLOSU
 
Verdiğimiz bütün bu bilgiler ve denizcilerin takvimi doğrultusunda Türkiye?deki halk takvimi aşağıdaki gibidir. Uygun bir tasarımı yapılarak, resmî takvime alternatif olarak evlere konulmasının ve yaşatılmağa çalışılmasının yarârlı olacağı kanısındayız.
 
Halk takvimi, resmî takvimden 13 gün geridir. Yâni halk takviminde her ay, resmî takvimde karşılık geldiği aynı ayın 14. günü başlar ve resmî takvimde sonraki ayın 13. günü biter. Örnek: Resmî takvimde kasım ayı, halk takviminde 14 Kasım?da başlar, 13 Aralık?ta biter.
Mart ayı, 14 Mart ile 13 Nisan arasıdır.
Ocak ayı, 14 Ocak ile 13 Şubat arasıdır.
Temmuz ayı, 14 Temmuz ile 13 Ağustos arasıdır.
 
Aşağıdaki günler, resmî takvime göre verilmiştir:
 
OCAK (Zemheri, Kalandar)
1-10: Zemheri fırtınası.
4: Amansız Ellinin başlangıcı.
12-13 / 13-14: Kalandar gecesi.
14: Karakancalos fırtınası.
17: Fırtına (2 gün).
19: Haçın Suya Atılması.
23: Fırtına.
24: On İki Gün Arasının başlangıcı.
25: Kış şiddeti fırtınası.
26: Kışın en şiddetli çağı.
28-29: Ayandon Fırtınası.
30: Erbain / Zemheri sonu.
31: Hamsin başlangıcı. Balık fırtınası. Balıkların Karadeniz?den Marmara?ya geçişi (Hamsi hayvanının adı, buradan gelir).
 
 
ŞUBAT (Güçük)
1: Hamsin fırtınası (3 gün). Hamsi hayvanının bol ve olgun olduğu çağ.
1-7: Ağaç dikme çağı.
4: Fırtına (3 gün).
5: On İki Gün Arasının bitişi.
10: Fırtına (3 gün).
13: Fırtına.
19: Kuşların çiftleşme çağı.
20: Birinci cemre havaya düşer. Vakit Yeli eser.
22: Amansız Ellinin bitişi.
23: Fırtına (2 gün).
26: Leyleklerin gelişi.
27: İkinci cemre suya düşer.
 
 
MART (DERT)
1: Fırtına.
2-3: Soğukların kırılması.
3-6: Vâde/Bade Yeli.
5-6: Üçüncü cemre toprağa düşer.
7-9: Ağaçlara su yürümesi, Bağ Budama ve Kalem Aşısı çağı.
11-18: Kocakarı soğukları, Berdül?aczin başlaması. Daha çok yaşlıların etkilendiği, kemikleri sızlatan soğuklar.
12: Hüsun fırtınası.
15: Fırtına.
17: Bardül?aczin sonu.
19: Kırlangıçların gelişi.
21: Yaz (İlkbahar) mevsimi başlangıcı. Mart Dokuzu Toyu (Bahar, Nevruz). Gün-Tün denkliği. Hamsin?in sonu.
23-24: Kozkavuran fırtınası. Kuzey Ege ve Marmara?nın batı kesiminde etkili olan Lodos fırtınası.
26-29: Çaylak fırtınası. Kış sonunda veyâ başında olan öncü-artcı fırtına.
29: Fırtına.
30: Fırtına (3 dokuzların ikincisi).
31 Mart: Mart İki Dokuzu / Mart On Sekizi.
 
 
NİSAN (APRUL, EBRIL)
2-3: Çiçeklerin açması.
4: Bülbüller Ötüyor (Feryâd-ı Andelib).
6-7-8: Kırlangıç fırtınası. Kırlangıçların Anadolu?ya geliş çağları.
9: Fırtına (3 dokuzların üçüncüsü).
11: Leylek gelişi fırtınası.
15-16: Kuğu fırtınası (3 gün). Sayılı sert fırtınalardan biri.
18: Abrıl Beşi. Şiddetli soğuk.
20: Sitte-i Sevr (Güneşin Boğa burcunda girdiği dönem)?in başı.
25: Sitte-i Sevr (Güneşin Boğa burcunda girdiği dönem)?in sonu. İpekböceğinin çıkması.
29: Fırtına (3 gün).
 
 
MAYIS
4: Çiçek fırtınası. Bitkilerin çiçek açması.
6-7: Hıdırellez. Ekimlerin başlangıcı. Hıdırellez?den sonraki ekimler verimli olur.
7-9: Doğu rüzgârlarının esmesi.
11: Mevsimsiz soğuklar (3 gün).
12: Yağmurların kesilmesi.
16-17: Filizkıran fırtınası. Bitki filizlerinin kırıldığı yaklaşık 8 şiddetindeki fırtına.
17: Gül mevsiminin başlaması.
19: Kokulya fırtınası (2 gün). İpek böceğinin kozası, koza örme çağı.
20: Mayıs Yedisi. Çepni Toyu.
30: Kabak/Çabak meltemi (2 gün).
31: Bevarih rüzgârlarının başlaması (Şiddetli  sıcak ve rüzgârlar. Samyeli). Ülker fırtınası (Ülker Takım Yıldızı doğar).
 
 
HAZİRAN (KİRAZ)
2: Fırtına.
3: Filiz koparan fırtınası (3 gün) Yaklaşık 8 şiddetinde.
3-4: Kuzey rüzgârlarının esmesi.
7-8: Ekin biçme çağı.
10-11: Ülker doğumu fırtınası (3 gün). Ülker Takım Yıldızı?nın Boğa burcunda görünmesi.
16: Güney rüzgârlarının esmesi.
21: Yay (Yaz) mevsimi başlangıcı. ?Gündönümü? fırtınası, uzun günlerin başlaması. Güneşin dünyaya en yakın olduğu dönem.
22: Fırtına.
26-27: Kızıl erik fırtınası (2 gün) Avrupa eriği sınıfında çiçek açma dönemi.
30: Yaprak aşısı çağı.
 
 
TEMMUZ (ORAK, ÇÜRÜK)
1: Yaprak fırtınası. Tüm bitkilerin yapraklandığı yeşil dönem. Kuyruk Yıldızı doğumu fırtınası.
3-4: Sam yelleri (sıcak rüzgârlar).
6: Fırtına (2 gün).
8-9-10-11: Çark dönümü fırtınası.
10: Bevarih rüzgârlarının sonu. Şiddetli sıcak ve  rüzgârların sonu.
15: Orak çağı.
16: Fırtına (2 gün).
16-18: Sıcakların artması.
20: Gündönümü fırtınası. Güneşin dünyaya en uzak olduğu dönem (Yaz).
25: Fırtına (2 gün).
27: Karaerik fırtınası.
30: Kara/Kızıl erik fırtınası Avrupa eriği sınıfında meyve verme dönemi.
31: Sıcak günlerin başlaması. Terâzi Yıldızı doğumu.
 
 
AĞUSTOS (HARMAN, ASUS, ÇÜRÜK)
3: (Marmara Bölgesi) Doğumgünü fırtınası. Yavru doğumlarının arttığı dönem.
5: Orak çağı sonu.
7-10: Sıcakların sonu.
14-21: Ağustos sıcağı / Eyyam-Bahur. Şiddetli ve kavurucu sıcaklar.
17: Fırtına.
19: Fırtına (leyleklerin dönüşü).
20: Fırtına (2 gün).
22/23: Sam rüzgârlarının sonu.
26-27: Leyleklerin gitme çağı.
28: Mihrican Fırtınası.
31: Mercan fırtınası.
 
 
EYLÜL (İLKGÜZ, ÜZÜM, İSTAVRİT)
2: Mihircan fırtınası. Güz başlangıcı.
6/7: Bıldırcın geçimi fırtınası. Poyraz rüzgarları ile Karadeniz?e göç.
13: Çaylak fırtınası. Kış sonunda veyâ başında olan öncü-artcı fırtına.
14: Mihrican-Bostan Bozan fırtınası başlangıcı.
16-17: Sıcakların azalması.
19: Fırtına.
23: Güz (Sonbahar) mevsimi başlangıcı.
25: Fırtına.
27-28: Kestane karası fırtınası. Marmarada balığın bollaştığı dönem.
30: Turna geçimi (göçü) fırtınası.
 
 
EKİM (ORTA GÜZ, DARI AYI, KOÇ)
3: Kuş Geçimi fırtınası. Anadoludaki son kuşların göç dönemi.
4: Koç Katımı fırtınası. Sürüden ayrılan koçların sürüye geri salındığı zamân.
8-9: Yaprak Dökümü fırtınası. Tabiatın yaprak dökerek kışa hazırlanması.
10-11 / 14: Meryem Ana fırtınası. Gök gürültülü ve şimşekli yağış getiren fırtınalar.
14: Mihrican-Bostan Bozan fırtınası bitişi.
15: Yağmurların başlaması, Koç Katımı çağı.
17: Kırlangıç fırtınası. Anadolu?dan göçmeleri.
18: Kozkavuran fırtınası. Kuzey Ege ve Marmara batısındaki Lodos fırtınası.
19/21: Bağ bozumu fırtınası. Bağlardaki üzümlerin toplanma dönemi.
20-21: Suların soğuması.
26/28: Balık fırtınası. Balıkların Marmara Denizi?nden Karadeniz?e geçişi.
31: Ağaçların budanmağa başlanması.
 
 
KASIM (SON GÜZ, AHIRGÜZ, ÜZÜM AYI, KOÇ, KOÇ KATIMI)
2: Kuş Geçimi fırtınası. Anadoluda kalan son kuşların ayrılma dönemi.
3: Lodos rüzgârlarının başlaması.
5: Kuş Geçimi gırtınası.
7: Kasım fırtınası.
8: Kasım Başı.
9-10: Pastırma Yazı.
12: Lodos fırtınası.
17: Koç katımı fırtınası.
18: Böceklerin kışlığa çekilmesi.
20: Koç Katımı bitişi (Sürüden ayrılan koçların sürüye geri salındığı zamân).
22/24: Güney rüzgârları.
28: Fırtına, ağaçlardan suların çekilmesi.
29-30: Ülker Dönümü fırtınası.
 
 
ARALIK (KARAKIŞ, SIĞIR KOYAN)
1-2: Kuzey rüzgârlarının esmesi.
2: Ülker dönümü fırtınası. Ülker Takım Yıldızı?nın, Boğa burcundan ayrılması.
6: Kuzey rüzgarları.
9-10: Karakış fırtınası (2 gün).
15: Fırtına (2 gün).
19: Fırtına.
21: Kış mevsimi başlangıcı. Gündönümü fırtınası, uzun gecelerin başlaması. Güneş?in, Dünyâ?ya en uzak olduğu dönem.
21/22: Erbain/Zemheri başlangıcı.
26: Uzun gecelerin sonu.
28-30: Gündönümü Fırtınası.
31: Fırtına.

Çevrimdışı Kurtkaya

  • Otağ Sorumlusu
  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 412
KAYNAKLAR
[1] Encyclopedia Britannica. Lunar calendar (chronology). http://global.britannica.com/EBchecked/topic/351352/lunar-calendar
[2] TDK. Güncel Türkçe Sözlük. http://www.tdk.org.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.521407706b2147.11055585
[3] Osman TURAN. On İki Hayvanlı Türk Takvimi. Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2004.
[4] Yıl içindeki tarım ve hayvancılığa dâir işlerin vaktini ve niteliğini öğrenmek için bkz: Mehmet Ali Işık. Atalarımızın Kullandığı Eski Ay ve Günlerin İsimleri (http://www.kar-der.org.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=443:atalarimizin-kullandii-esk-ay-ve-guenlern-smler&catid=48:makale&Itemid=77).
[5] Tuncer BAYKARA. Türk Kültür Tarihine Bakışlar.
[6] Şule YAVER. Halk Takvimi, Mevsimlere Bağlı Kültürel Unsurlar ve Halk Hukûku.
[7] Hüseyin Nihâl ATSIZ. Orkun, 15 Temmuz 1963, Sayı: 18.
[8] Hüseyin Nihâl ATSIZ. Ötüken, 1973, Sayı: 4.
[9] Washington Üniversitesi Araştırması. Nature Science Update. 4 Mayıs 2004 (http://www.biltek.tubitak.gov.tr/haberler/biyoloji/S-439-16.pdf).
[10] Pertev Naili BORATAV. Türk Mitolojisi – Oğuzların; Anadolu, Azerbaycan ve Türkmenistan Türklerinin Mitolojisi. BilgeSu yayınları. Ankara, 2012. Sf: 77-79.
[11] a.g.e
[12] Bkz: [6].
[13] Prof.Dr.Necâtî DEMİR. Trabzon Yöresinde Zamân, Halk Takvimi ve Sayılı Günler. 2012.
[14] a.g.m
[15] a.g.m
[16] a.g.m
[17] Yöre hakkında araştırmalar yapan yabancı ve Türk araştırmacılar, bu kelime üzerinde özellikle durup Rûmcaya bağlamaktadırlar. Asan, kelimeyi ?????????? (kalandar) biçiminde yazmış ve ?Ocak ayı? mânâsına geldiğini söylemiştir (2000: 354). Emiroğlu ise, Lâtince ?calendae? (ayların birinci günü) den geldiğini bildirmektedir (1989: 138). Ocak ayı Yunancada ???????????? biçiminde yazılmakta olup (Aksoy, 2001: 61) Kalandar ile hîçbir ilgisi bulunmamaktadır. İngilizcede calendar ?takvim? (Redhouse, 1986: 131), Fransızcada calendrier ?takvim, gün bilgisi; program, zamân çizelgesi? (Saraç, 1985: 201), Rusça kalendar ?takvim?, İtalyanca kalandarya ?takvim? mânâsındadır. Kelime; mart, nisan, ağustos gibi yaygın olarak Türkiye?nin diğer bölgelerinde bilinmediğine göre İngilizce, Fransızca veya İtalyancadan Türkçeye geçmiş olması mümkün değil gibi görünmektedir. O hâlde akla tek ihtimâl gelmektedir: Kelime, Trabzon yöresine, I. Dünya Savaşı sırasında Rusların Trabzon ve çevresini işgâlleri sırasında getirdikleri kartol, kartubu (<kartofel) ?patates?, boşga (<boçka) ?yayık?, istikan (<stakan) ?bardak? gibi gelmiş olmalıdır. Şimdiye kadar I. Dünya Savaşı?ndan önce Trabzon ve yöresinde ocak ayına kalandar denildiğine ve bu adla kutlama yapıldığına dair en küçük bir bilgiye rastlanmamıştır. Hatta bu sözcüğün geçtiği bir kaynak henüz bilinenler arasında değildir. Şayet mübadele sırasında Yunanistan?a göçenler bu kelimeyi biliyorsa, onlar da yine Ruslardan öğrenmiş olmalıdırlar.
[18] Kıllarla kaplı, kara renkli, maymun veyâ çocuk büyüklüğünde kötü bir mahlûktur. Doğu Karadeniz?de ve Bulgarlarda bilinir. Kışın en soğuk olduğu Zemheri?de gece vakitleri dolaşır. İki türlü zarâr verir. Evin kapısına gelerek dışarıdan, içeride bulunanlardan birisinin adını seslenir ve peşine takarak götürüp o kişiyi kaybeder. Kişi eğer uyanamazsa ve evine dönemezse, soğuktan ölür veyâ bir daha o kişiden haber alınamaz. Dışarıda dolaşanlara ?Nereden geliyorsun, nereye gidiyorsun?? gibi sorular sorar. Verilecek yanıtların içinde mutlaka ?kara? sözcüğü olmalıdır (Kara-x?ten geliyorum, kara-x?e gidiyorum). Böyle yapılmadığında Karakoncolos, elindeki tarakla vurur ve öldürür.
[19] Celâl BEYDİLİ. Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Yurt Yayınevi, sf: 263.
[20] Bkz: [6].
[21] Bkz: [13]
[22] Bkz: [13]
[23] Bkz: [13]
[24] Bkz: [13]
Çetin KOŞAR. Akbulut Köyü Halk Takvimi. 22 Aralık 2009 (http://akbulutkoyu.blogcu.com/akbulut-koyu-halk-takvimi/6623056).
Kabataş Haber. Dedelerimizin Hava Tahminleri. (http://www.kabatashaber.com/dedelerimizin-hava-tahminleri-arastirma)
Erol OKUTUCU. Belirli Günler ve Sayılı Fırtınalar, Halk Meteorolojisi ve Deyimleri.