Türkçü Turancı Otağ

GENEL KONULAR OTAĞI => GÜNCEL => Duyurular => Konuyu başlatan: Üçoklu Börü Kam - 01 Haziran 2013

Başlık: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 01 Haziran 2013
TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA - 1

Dünden beri başta İstanbul olmak üzere, iktidarın bazı uygulamaları bahane edilerek, ülkemizin bir çok şehrinde devlete karşı kalkışma denemeleri olarak niteleyeceğimiz türden toplu gösteriler ve yer yer de güvenlik kuvvetleriyle çatışmalar yaşanmaktadır.
Ülke dahilinde yaşanan bu olaylar dış basında, daha önceki zamanlarda Arap ülkelerinde cereyan eden olayların sanki Türkiye'deki devamcısı ve benzeriymiş şeklinde verilerek Türkiye'de devlete karşı bir halk ayaklanması olduğu yalanı yayılıp gerçek dışı bilgilendirmelerle insanlarımız kanun dışı eylemler yapmaya sevk edilerek; ülkemizi belirsizliğe, kargaşaya ve bunların doğal sonucu olarak da  çatışmalara sürüklemek istemektedirler.
Türkçülüğün kurumsal ve resmi tek temsilcisi olan Gökbörü Türkçüler Derneği olarak belli odaklarca çıkartılan ve dış basın tarafından da alevlendirilerek büyütülmek istenen kargaşalarla varılmak istenen sonucun kesinlikle Türk Milletinin ve Türk Devletinin zararına olacağı inancındayız.
Her şeyden evvel bilinmelidir ki bu kargaşaları çıkartanlar ve sanki bütün ülkede isyanlar başlamış gibi yalan haberlerler yayarak  alevlendiren dış odaklar hiç bir surette Türk Milletinin yararına bir iş yapmamışlar ve yapmayacaklardır.
Kullanılan yöntem anarşizmdir. Söylemler ulusalcılık ambalajıyla örtülmüş marksist söylemlerdir.
Bu eylemlerin odağında kim vardır, amaçları nedir bilinmemektedir.
Türk Milletinin AKP iktidarına karşı duyduğu kızgınlığı anarşizm olarak kitleselleştirerek milletimizi ve ülkemizi kaosa ve çıkmaza sürekleyen bu ve benzeri girişimlerden derneğimiz mensuplarının ve diğer bütün Türkçülerin uzak durmaları Türkçülüğün "Türk Milletini ve Türk Devletini yaşatma ülküsünün" gereğidir.
AKP iktidarına karşı olmak başka şeydir, AKP'yi bahane ederek Türk Milletini ve Türk Devletini zaafa uğratacak işler yapmak başka şeydir.
Bu nedenle milli duyarlılık sahibi herkesin bu tür belirsizliklere karşı dikkatli ve uyanık olmaları gerekir.
Özellikle genç Türkçü kardeşlerime öğüdüm: Görüntünün ve söylemlerin, ruhu okşayan, aldatıcılığına kanmayın!
AKP iktidarına karşı çıkılıyormuş süsü verilerek sergilenen olayların arkasında Türk Milletinin ve Türk Devletinin açık ve gizli düşmanları vardır.
Türkçülüğün değişmez anlayışı gereği biz kanunlar ve hukuk çerçevesinde her türlü meşru hakkımızı kullanarak Türklüğün düşmanlarına karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.
Türkçülük Türk Devletini korumak ve yaşatmakla yükümlüdür.
Türkçülük, Türk Milletini ve Devletini belirsizliğe sürükleyecek her türlü girişimden uzak durmayı emreder.
Yağmurdan kaçarken doluya tutulma olasılığının, her zaman, olduğunu unutmamak gerekir.
Türk Askeri, AKP'nin değil, Türk Milletinin askeridir.
Türk Polisi, AKP nin değil, Türk Milletinin polisidir.
"AKP'nin polisi", "AKP'nin askeri" şeklindeki söylemler; AKP'ye duyulan öfkeyi istismar ederek kitleleri asker ve polise karşı kışkırtmayı ve asker ve polisle silahlı olarak çatışmayı amaçlayan, marksist anarşliğin öteden beri kullanageldiği bayat numaralardandır.

Türkçülük Ülküsünün Türkiye'deki tek kurumsal ve resmi yapılanması olan Gökbörü Türkçüler Derneği olarak derneğimiz mensuplarına kesin talimatımız ve diğer Türkçülere de öğüdümüz: Son gelişmelerin doğuracağı belirsizliklere katkı sayılacak girişimlerden uzak durulmalıdır.

Olaylar tarafımızdan dikkatle ve milli duyarlılık çerçevesinde izlenmekte olup yeni gelişmeler doğrultusunda gereken açıklamalar, bu otağdan ve derneğimizin resmi faceboook sayfalarından duyurulacaktır.

Büyük Türk Milletine önemle duyurulur!

Gökbörü Türkçüler Derneği Genel Başkanlığı
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 02 Haziran 2013
TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA - 2

Adına sosyal medya denilen, her kafadan bir sesin çıktığı, kimin neyi, ne için söylediği anlaşılmayan curcuna sahnesinde, öteden beri işi gücü klavye Türkçülüğü yapmak olan; sadece ve sadece sanal bir rumuzdan ibaret bir sürü şahıs yine işlerinin başında ahkam kesmeye, ona buna akıl vermeye, sağduyu çerçevesinde kalmanın yaşamsal biri zorunluluk olduğu bu kargaşa döneminde ne yapacağını bilerek hareket eden ve Türk Milliyetçiliğini vicdanının derinliklerinde duyumsayıp yaşayan dava adamlarına karşı ipe sapa gelmez eleştiriler, saygısızlıklar ve gerçek kimlik ve kişiliklerinin yansıması olan terbiyesizlikler yapama devam ediyorlar. Bu terbiyeden mahrum mahlukatın bir tanesi bile gerçek hayatta bırakın karşımıza çıkmayı, bulunduğumuz ortama bile girmekten ödü kopmuştur. lakin işin içine sanal girdi mi tavşanlar aslan kesiliyor.
Bu da Türkçülük Ülküsü uğrunda çekilmesi gereken bir başka çileymiş demek ki?
Tüfeğin icadıyla mertliğin bozulduğundan yakınan Köroğlu, günümüzün sanal Donkişotları için ne derdi acaba?
Bunu gerçekten çok merak ediyorum!!!

Bizi ancak; Türkçülüğü yüreğinin derinliklerinde duyumsayıp, bu kutlu ülküyü kan ve vicdan işi olarak görebilenler anlayabilirler.
Daha baktığını görmekten aciz, başkalarının çerçevelediği resim dışında bir şey görme yetisinden mahrum, olan-biteni birilerinin anlattığı ya da göstermek istediği kadarıyla görebilen, ömründe bir kez bile Tanrı'nın verdiği aklı, mantığı, izanı ve vicdanı kullanamamış, basiret fukarası zavallıların, bırakın Türkçülük gibi devlet kurma ve yaşatma felsefesinin yüzlerce yıl sonrasını kurgulayan derinliklerini kavramasını, yuttuğu mikroplu hapın sindirim sistemini bozduğunda hacetini yapacağı yeri bile bilmesi mümkün değildir, olamaz. Olamaz çünkü bunlar; idraki, izanı, fındık kadar beyni bile olmayan budalalardır. Bizim öteden beri mankurt tanımını kullandığımız bu güruh sadece ve sadece birilerinin çizdiği yörüngede hareket edebildikleri için kendi bulundukları güdümlü yörüngenin dışında kalan herkesi fındık kadar beyinlerini programlayanların izin verdiğince anlayabilirler.
Bir kaç gündür süre gelen olaylar parça parça değerlendirildiğinde bazı parçalar göze ve kulağa hoş gelebilir. Parça bazındaki bu hoş görüler geri kalan her şeyin hoş ve güzel olduğu anlamına gelmez. Önemli olan hoş görülen ve görülmeyen bütün parçaların bir bütün halinde birleşmesiyle meydana gelen büyük resmin nasıl göründüğüdür.

Büyük resme doğru bakmak gerekir!!!

Peki büyük resim nasıl görünüyor?
Büyük resmi doğru görebilmek için kişi oğlundaki; idrakin, izanın, vicdanın, fikrin, düşüncenin ve duyarlılığın muhtevası ile hayata nasıl bakıldığının ve hayattan ne beklendiğinin önemi büyüktür.
İki cancanlı görüntü ve bir kaç süslü lafa kanarak dünün kızıllarını milliyetçi görenlerin bizi anlamalarını beklemiyoruz.
Onlar yukarıda izah edilen idraksizliğin katmerli karanlığından burunlarının ucunu bile görmekten mahrum zavallılardır.
İşte bizim öteden beri marifet sadece: Türk olarak doğmak değil, Türk gibi yaşamak, düşünmek ve Türk'çe durmaktır sözleriyle anlatmak istediğimiz gerçek budur.
Türk doğmak bir şanstır ama; Türk gibi düşünmek, Türk gibi yaşamak ve Türk'çe duruş sergileyebilmek bir erdemdir.
Kan ve vicdanında Türklüğe dair bir sorun olmamasına karşın Türkçülük Ülküsünü yeterince anlayamamaktan kaynaklanan düşünce ve değerlendirme hatalarının doğal sonucu olan davranışlar da sıkıntı ve sancının bir başka çeşididir.
Elbette ki Türkçülüğü sadece biz biliriz havasında değiliz.
Ortalık yerde pek gözükmemeleri ve pek sesleri, solukları çıkmamasına karşın ruh ve vicdanlarının derinliklerinde Türklüğün atardamarı görevini yapan nice Türk oğulları vardır ki işte Türklük adlı kutlu yapının temellerini ve omurgasını bunlar oluşturmakta, Türkçülük Ülküsü bunların; şöhret, benlik ve günü birlik popülizme tenezzül etmeyen yüce ruhlarında, vicdanlarında ve manalarında yaşatılmaktadır.
Türkçülük iddiasıyla hiç kimsenin; Türkçülük Ülküsünü terörize etmeye, Türk Milletinin Türkçüleri anarşist insanlar gibi görmesine sebebiyet verecek işlerin içine  çekmeye hakkı, haddi ve yetkisi yoktur!
Herkes haddini ve hududunu bilip; duracağı yeri ve bir ve beraber olması gereken kişi ve kurumları tanımalıdır.
Lafa gelince, klavye gerisinden, mangalda kül bırakmayan ama sıradan bir iş, etkinlik ve uğraş için haydi denildiğinde taştan ses çıkıp kendilerinden ses çıkmayanlar, eskiden olduğu gibi bu günde, yine çok laf edip ortalık karıştırmakta, ama iş ve icraata gelince ortadan kaybolmakta maşallah pek bir mahirsiniz.

Gökbörü Türkçüler Derneğini neidiğü belirsiz kişilerle birlikte hareket etmiyor; anarşistçe tavırlar takınıp, önüne geleni yakıp yıkarak, Türk askerine ve polisine saldırmıyor diye eleştirenlere: "Sizin söylediklerinizi düşündük ve sizin doğru söylediğiniz anladık, haydi siz de gelin, bize yapmayı öğütlediğiniz işleri güç birliği yaparak, hep birlikte icra edelim" desek, inandığım bütün kutsallar üzerine, yemin ederim ki taştan, duvardan ses çıkacaktır ama bunlardan ses çıkmayacaktır.
Bu da madalyonun bir başka yüzüdür.

Gökbörü Türkçüler Derneği olarak biz iletilerimizi alacağımız kaynağı gayet iyi bilmekteyiz.
Bizim iletilerini alacağımız tek kaynak; aynı zamanda gücümüzü de aldığımız, büyük Türk Milletidir.
Gökbörü Türkçüler Derneği olarak biz fikrimizin rehberlerini bilmekteyiz.
Gökbörü Türkçüler Derneği olarak biz kimin yolunu ve izini takip edeceğimiz de çok iyi bilmekteyiz.
Gökbörü Türkçüler Derneği olarak biz neleri yapıp, neleri yapmayacağımızı yani görevimizi, yetkilerimizi ve sorumluluklarımızı çok ama çok iyi bilmekteyiz.
Gökbörü Türkçüler Derneği olarak biz, kim ne derse desin, doğru bildiğimiz yol ve inandığımız değerlerden milim dahi sapmadan yürümeye ve büyük Türk Milletine hizmet etmeye devam edeceğiz.
Gökbörü Türkçüler Derneği olarak biz alkışlamalar karşısında alkışlanmakla şımarıp, gevşemeyen asil duruşumuzu; eleştiriler, yuhalamalar ve hatta iftiralar karşısında da yılmadan, yıkılmadan, demorolize olmadan devam ettireceğiz ve ettirmekteyiz.
Gökbörü Türkçüler Derneği bu soylu duruşunda ihtiyaç duyduğu güç ve ilhamını; Türklüğün çelik iradeli, tunç yürekli, bükülmez bilekli Bozkurt oğlu Gazi Başbuğ Atatürk, Türkçülük Ülküsünün yıkılmaz kalesi Uluğ Bilge Atsız Ata ve dahi nice Türk ulularının destansı yaşayış, düşünüş ve engin fikirlerinden, öğütlerle dolu parıltılı uğraşlarından, Türklüğün on binlerce yıllık bilgi, kültür ve medeniyet denizinden ve damarında taşıdığı kutlu kanından almaktadır.

Son söz olarak bizi; neidiğü belirsiz kişilerin, nereye varacağı bilinmeyen, anarşistçe tavırlarına, teröristçe eylemlerin failleri olmuyor diye eleştirenlere deriz ki: Ömrünüz de bir kerecik osun Tanrı'nın verdiği aklınızı, vicdanınızı, gönlünüzü Türklüğün emrine verip, kısa bir bir süreliğine de olsa Türk gibi düşünmek, Türk gibi yaşamak ve Türk gibi hareket etmeye gayret edin.
Eğer kısa bir süreliğine de olsa bu saydıklarımı yapmayı başarabilirlerse; bizi anlayacaklar ve bir daha asla Türk gibi düşünmek ve Türk gibi yaşamaktan başka hiç bir şeye tenezzül etmeyeceklerdir.

TTK.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: Yalnizkurt - 02 Haziran 2013
Ülke elden gitme noktasındayken biz sağcı, solcu diye bahaneler üretip rahatımızı bozmayalım. Korkak ve Tırsaklığımıza kılıf bulmak için de olayları farklı yönlere çekelim. Hayat şerefsizlerin hükmü altında şerefsizlerle birlikte yaşama pahasına olsada güzel. Ne diyelim Baht Utansın !!!  :x
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: [Hun Türk] - 02 Haziran 2013
Bu dünyada en pislikler Yahudiler ve kominist, marksist gruplar. Topuna kibrit suyu.

Şu olayı nasıl çevirdiler. Devleti dünya kamuoyunda küçük düşürme çabasıdır. Kıçı boklu Arap devletleri sandılar.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: TANRIKUT - 02 Haziran 2013
Ülke elden gitme noktasındayken biz sağcı, solcu diye bahaneler üretip rahatımızı bozmayalım. Korkak ve Tırsaklığımıza kılıf bulmak için de olayları farklı yönlere çekelim. Hayat şerefsizlerin hükmü altında şerefsizlerle birlikte yaşama pahasına olsada güzel. Ne diyelim Baht Utansın !!!  :x
Defol git işine sanal çapulcu sende.
Daha Türkçülüğün ne olduğunu bile anlamaktan yoksun idrak budalalarına ayıracak zamanımız yok.
Üyeliğin iptal edilmiştir.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: Delikurt38 - 03 Haziran 2013
Yüreginize saglik Cok güzel aciklamissiniz.Benim sahsi fikrim olaylarin (Almanyadan takip edebildigim kadari ile) bdpli sözde milletvekili soysuzlarin Taksime gitmesinden sonra ateslenmesininde manidar olusu ve bunun gözardi edilmemesi gerektigidir.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: giray-han - 03 Haziran 2013
Güzel bir açıklama olmuş. Şahsen benim aklıma yattı. Son zamanlarda neye inanmam gerektiğine karar veremiyordum, insanlarlar devamlı tartışma içinde idim. Malum bu olaylar her yere çekilebilecek, ve her kesimin nemalanabileceği olaylar olduğu için Türkçülerin buna mesafeli yaklaşması da bence en doğru karardır.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: TARDU KAĞAN - 03 Haziran 2013
Başkanlığımız gerekeni söylemiştir.Sadece,bir öngörümü belirtmek isterim.Taksimde olayların başlangıcı ve gelişim süreci oldukça ilginçtir.Tamam meydanlarda en ateşli eylemleri yapanlar ve taşkınlık gösterenler sol ve marksist guruplardır.Bu doğrudur.Ancak;eylemlere katılan büyük çoğunluk,aslında açılımı,akiller heyetini,reyhanlıyı,imralı görüşmelerini,TC konusunu,ve daha birçok hadiseyi içine sindiremeyip,haykırmak isteyen insanların oluşturduğu, bunu fırsat bilip haykırmak isteyen kesimdir.Sol örgütler,daha organize ve daha fütursuzca hareket ederek,eylemleri sahiplenme ve kendileri adına bir boy gösterme meselesi olarak görmektelerdir.Türk milliyetçilerininde bu şekilde eylemler yapabilmesi bence varlığımız ve geleceğimiz,insanlara göstereceğimiz yüzümüz olabilir.Bu hadiselerden sonra,AKP den kaçanlar milliyetçi kesime yönlenecektir.Çünkü akp nin oy tabanı sağ kesimdir.Sağ ve milliyetçi oluşumların ve partilerin,bu fırsatı değerlendirmeleri kendi yararlarına olabilir.Taksimde ve kızılayda görülenler,marksist guruplardır.Ancak bulunduğum bölgede ve kendi mahallemde,gençler,bizim etkinliklerimizdeki sloganlarla haykırıyorlar rahatsızlıklarını.Bu hadiseler bir fırsat olabilirdi ancak,eylemlerde açılacak kurtbaşlı bayrağı tüm türksoyluların hafızalarına kazıma fırsatı önümüzde duruyorken,sancağı polisle karşı karşıya getirmek,bizler açısından ciddi sonuçlar doğurabilir.O meydanlarda sadece marksistlerin ve tkp lilerin olmadığını neden göstermiyoruz?konusunda ayrıca tartışılır.Ancak,bilge başkanlığımızın engin görüşlerine tüm Türkçülerin uyması ve ve dikkatli davranmaları gerekmektedir.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: ATSIZCI DADAŞ - 03 Haziran 2013
 Gök Börü derneğinin akil adamları beni yanıltmadı, tebrik ederim. Nerede Türkçü geçinen bir grup varsa hepsi balıklama atlamış olaylara, sanki bu olayların sonunda Turan kurulacakmış gibi. O meydanda çatışanlar, Hocalı standında bize saldıran kızıl soysuzlarla onları bize karşı kollayan a.q.p. gestaposu polisler arasındadır ve TÜRKÇÜLERİ HİÇ BİR ŞART ALTINDA İLGİLENDİRMEMEKTEDİR. Askerin kafasına çuval geçirildi, kimse tınmadı, apoyla pazarlıklar yapıldı, hiç bir ses çıkmadı, herkes ermeni oldu kimseden ses yok, anayasadan TÜRKLÜĞÜN kaldırılması gündeme geldi, beyoğlunun ayaşları meyhaneden çıkamadı. Ne zaman hayat tarzına karışma ve laikliğin tehlikede olduğunu anladılar, kuyruklarına basılmış kedi gibi miyavladılar. Hocalıda miting yaptık, bu salak faşistler de ne yapıyor böyle diye eğlendiler.Doğu Türkistan için miting yaptık, Urumçi de neresiymiş diyerek cehalet örneği sergiledir. imralıdakiyle yapılan pazarlıklara karşı çıktık, kandan beslenen katiller olduk. Vatan ve Türklük elden gittikten sonra, banane yaşam tarzından, Taksimdeki 100 metrekare 10 tane ağaçtan 4 tane banktan oluşmuş parktan.
 Eğer 4 Temmuz 2003 günü o Tanrının cezası lanet günde bu kadar ayaklanma olsaydı bakın, Türk milletinin en az yüzde 90 ı destek vermeyecek miydi? Tepkiler anadolunun köylerine, kasabalarına, metropollerin varoşlarına yayılmayacak mıydı? Ve amerika s..e s..e özür dilemeyecek miydi?
 Bu çatışmada bana düşen en büyük görev, televizyon başına geçer kahvemi yudumlayarak izler, olaylar yatışıp ortalık durulduktan sonra biz Türkçülerin alması gereken pozisyonun hesabını yaparım. Hiç kimse karışmasın olaylara, o meydandaki riyakarların alayına, bir tane TÜRKÇÜNÜN saçının telini değişmem.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: YALNIZKURTKARAGÜLLE - 03 Haziran 2013
GENÇ TÜRKÇÜ KARDEŞİMİZİN iSTANBUL OLAYLARI İLE İLGİLİ GÖZLEM VE ANALİZİ.

Alıntı
Gezi Parkı Olayları Hakkında

30 Mayıs günü ülkemiz kamuoyunda pek bilinmeyen Gezi Parkı’na AVM yapılmasına karşı olan doğa sever(!) sol parti üyeleri alanda çadırlarını kurmuş, alışık olduğumuz sol protestolarının birini yinelemiş oldular. Yapılan çadırlı protestoya sabahın ilk saatlerinde kolluk kuvvetlerinin müdahalesi sert olmuştur.(1) Ertesi günü, yani 31 Mayıs günü yapılan müdahaleyi protesto etmek amacıyla, alanda bulunan doğa severlere(!) destek olmak amacıyla birçok sol parti üyeleri, milletvekilleri alandaki yerini almıştır.(2) Toplanan eylemci gruba polisin müdahalesi gecikmemiştir. Yapılan müdahale sonrası sosyal ağda eylem geniş yer bulmuştur. Müdahalede yaralanan kişiler bilinçli olarak; öldü, gözü çıktı, beyni patladı gibi asparagas haber başlıklarıyla ajans edilmiştir. Yapılan bu propaganda toplumumuz tarafından yenmiş, eylem yerine akşam saatlerine yakın iş ve okuldan çıkan kişilerin katılımıyla hayli büyümüştür. Gündüz, sabah ve öğle saatlerindeki polisin sert müdahalesi yerini sabit bir noktadan yapılan tazyikli su sıkımı, gaz bombası atımı ve biber gazı sıkımına bırakmıştır. Olay yerinden birçok kişi ustream adlı ağ adresi üzerinden cep telefonları yardımıyla canlı yayında bulunmuştur. Taksim sokakları savaş alanına dönmüş, önceden hazırlanan eylemciler gaz maskeleri, özel hazırlanan sülüsyonlarıyla (biber gazından etkilenmemek amacıyla) polise karşı cephe aldılar. Karşılıklı saldırılar canlı yayınla sanal ağda paylaşılmış, patlamaya hazır olan toplumumuz olayları canlı görünce tabiri caizse gaza gelmiş alana koşmuşlardır. Birçok iş yeri ve kamu malı zarar görmüştür. Doğa severler(!) cadde üzerinde bulunan büyük saksılardaki çam ağaçlarını barikat yapmak amacıyla kullanmışlardır.

Olay bir doğa eyleminden çıkmıştı artık, birkaç yıl önce Mısır ve Libya’da gördüğümüz sosyal ağ üzerinden haberleşme, asparagas haberlerle toplumu galeyana getirme ülkemizde uygulanıyordu. Tıpkı oradaki gibi ülke basını bu olayı görmezden geliyor, yabancı medya olayı canlı yayınlıyor(3), “Türk baharının tohumları atılıyor” (4) başlıklarıyla dünya basınına lanse ediyordu.

Olayların bu ana kadar işleyişi hakkında yaptığımız analiz şudur:

1-) Sabah ve öğle saatlerinde kendisine aktif bir saldırıda bulunmayan, eylemcilere karşı sert müdahalede bulunan polis, akşam saatlerinde kendisine taşlarla saldıran göstericilere uzaktan biber gazı sıkarak, gaz bombası atarak ve tazyikli su sıkarak eylemcileri daha da çok galeyana getirmeye çalışmış ve başarılı olmuştur. Sabah saatlerindeki gibi bir müdahalede bulunsaydı, bize göre ortada hiçbir gösteri kalmayacaktı. Demek ki yukarıdakiler eylemin bitmesini, eylemcilerin dağıtılmasını istemiyordu.

2-) Olay yerinden hiçbir ulusal televizyon kanalının yayın yapmaması, gerçekleşen yayınların ağ adresleri üzerinden gerçekleşmesi, toplumda hükümetin bu olayı halktan gizlediği, üstünü örtbas etmesi gibi anlaşılmıştır. Belli ki bu da medyaya hakim olan hükümetin isteği doğrultusunda gerçekleşmiş, toplum biraz daha galeyana getirilmiştir.

3-) Gece boyunca eylemciler İstiklal Caddesi üzerindeki işyerlerine saldırmış yine Mısır ve Libya’daki olaylara benzerlik gösteren yağma görüntüleri ortaya çıkmıştır.(5)

Ertesi gün alanlar daha büyük kalabalıklara ev sahipliği yapıyordu. Galeyana gelen toplumumuz alanda bulunmayı kendine milli bir görev, Atatürk’ün bir emri olarak görüyordu. Yine en ön saflarda sol görüşlü eylemciler ellerinde komünist paçavraları Gezi Parkı’na varmak çabalarındalardı. CHP haftalar öncesinden yapacağı Kadıköy mitingini iptal etmiş(6) ve eyleme katılacakları Beşiktaş’a, buradan Taksim’e çağırmıştı. 18:00’a kadar meydanın AKM – Gezi Parkı civarındaki polisler ile İstiklal Caddesi-Tarlabaşı-Harbiye tarafından gelen eylemciler arasında çatışmalar sürmüş, 15:30’dan itibaren polis çekilmiş, alan eylemcilere kalmıştır.(7) Bu süreç boyunca facebook sayfaları ve yapılan canlı yayınlar üzerinden özel doktorların, hastanelerin yaralanan eylemcileri ücretsiz tedavi edeceği konusunda duyurular geçildi ve telefon numaraları verildi. Amerikan sermayeli kahve ve fastfood işyerlerinin eylemcilere ücretsiz yardımda bulunduğu da aynı kaynaklar tarafından halka duyurulmuştur.

Bugüne ilişkin analizler şunlardır:

1-) Gece yapılan yağmalara rağmen polis kuvvetleri dünkü müdahalelerde olduğu gibi eylemcileri daha fazla kızdırma girişimlerinde bulundu. Hatta Halk TV’nin canlı yayında bildirdiklerine göre geri çekilip eylemcilere gezi parkı yolunu açıp, eylemciler yaklaşınca gaz bombalı saldırılar gerçekleştirdi. Bunlar göz önüne geldiğinde polis ve üzerinde yetki mercileri olayların yatışmasını (eylemcilerin alana çıkmasına 18:00’a kadar izin vermeyerek) veya eylemin müdahale sonrası sonlandırılmasını (1 Mayıs ve Nevruz’da izinsiz gösteri yapan sol gruplara uygulanan müdahale ve benzeri müdahale yapılmaması) istememişti.

2-) Amerikan sermayeli bu şirketler neden, alandakiler deyimiyle Amerikan yanlısı hükümete karşı olan eylemcilere ücretsiz hizmet sundular.Bunun açıklamasını yapmaya gerek bile kalmıyor.

"Bedava peynir, Yalnızca fare kapanında olur."

İki günde gelişen olayları son olarak birleştirmek gerekirse; eylemciler polisin yaptığı kışkırtma, kızdırma hareketiyle ateşlenmiş, kamu mallarına ve çevreye zarar vermesi sağlanmıştır. Olay yerinden yapılan canlı yayınlar, facebook ve twitter üzerinden yapılan yalan bilgilendirmeler toplumumuzu bulundukları kentlerde alanlara çekmiştir. Doğa severlerin eylemi AKP karşıtı bir eyleme dönüşmüş ve AKP karşıtı kesimleri alanda toplamıştır. Yaşanan olaylar Mısır ve Libya’da yaşanan Arap baharının başlangıcındaki olaylar ile tıpa tıp aynıdır.

Mısır’da yapılan ayaklanma öncesi ülkenin durumu:

1. Mısır’da işsizliğin had safhada olması
2. Devletin halka temel hizmetleri iyi verememesi
3. Adaletin zengin ve rejime yakın olanlara işlememesi
4. Devlet dairelerinde Mübarek ve partisinden olanlara öncelik tanınması
5. Mısır’da yetişmiş yeni neslin teknoloji ve kitle iletişim araçlarını iyi kullanarak, olayları anında kendi aralarında paylaşarak rejime karşı kamuoyu oluşturması.

Mısır’daki ülke durumunun hemen hemen aynıları ülkemizin durumuyla eşdeğer değil mi? Bu da Mısır’daki olayları nasıl Amerikan güdümlü gerçekleştiyse, ülkemizdeki olaylarında Amerikan güdümlü gerçekleştiğini göstermiyor mu? Hal ortadayken, Mısır ve Libya’daki olaylar için Amerikan oyunu diyen aydınlar(!) ülkemizdeki olayları bir kurtuluş olarak görüyordu. Ne büyük çelişki değil mi? Demek ki bunu söyleyen kişilerde gizli bir Amerikan uşağıydı.

Hükümet veya Amerika bu olayların arkasındaki güce ne derseniz deyin gerçekleşen eylemi bir nabız ölçmesi olarak değerlendirdi. Mısır ve Libya’daki gibi bu sokak eylemlerinde sivil toplumdan veya polisten ölenler olacak mı?(8) Türk toplumun tepkisi ne denli olacak diye bir deneme oyunu oynadılar. Henüz Türk toplumunun, Türk baharına tam anlamıyla hazır olmadığını anladılar.(9)Gelecek oyunlarında Türk toplumunu polise ve hükümete karşı daha fazla kin duyan bir toplum haline getirmeye çalışacaklar. Toplumumuzun sağduyulu, uyanık olması gerektiğini düşünmekteyiz. Aksi halde gerçekleşecek bir isyanın, başkaldırının ülkeyi büyük bir kaosa sürükleyeceği, belki de aylarca sürecek iç savaşa neden olacağı görüşündeyim. Yazımızı büyük Türkçü Ziya Gökalp’ın şu mısrasıyla sonlandırıyorum.

Uyanık bulunun ey Türk gençleri!
İrtica sevemez bu hür rehberi
Susturun mantıkla, kin güdenleri
Borcumuz savaşmak ebeden, niçin?...

Ziya Gökalp

Tanrı Türk’ü asıl şimdi korusun!

Serkan AKGÖZ

Kaynakça :
1-) http://haber.sol.org.tr/kent-gundemleri/akpden-gezi-parkina-safak-saldirisi-haberi-73793
2-) http://www.sabah.com.tr/Gundem/2013/05/31/gezi-parkindaki-nobete-gazli-mudahale#
3-) http://www.vgtv.no/#!/video/65023/direkte-opptøyer-i-istanbul
4-) http://m.guardian.co.uk/commentisfree/2013/may/31/istanbul-park-protests-turkish-spring?CMP=twt_gu
5-) http://www.aktifhaber.com/istiklal-caddesinde-yagmalanan-dukkanlar-797420h.htm
6-) http://www.haberturk.com/yasam/haber/849237-chp-kadikoy-mitingi-iptal-edildi
7-) http://www.radikal.com.tr/turkiye/polis_cekildi_taksime_halk_girdi-1135899
8 -) http://tr.wikipedia.org/wiki/2011_Mısır_Devrimi
9-) http://www.sabah.com.tr/Gundem/2013/06/02/gezi-parki-olaylarindaki-17-buyuk-yalan


Alıntı
Sol ise, iktisadî görüş olarak bazı noktalarda haklı bile bulunsa, tabiattaki galât-ı hilkatler gibi toplum hayatının bir yanlış yaratılmasından, marazî düşüncesinden başka bir şey değildir.

Son zamanlarda görüldüğü gibi sola milliyetçilik demek milliyetçilik ile halkçılığı karıştırmaktan doğar. Halkçılık, bugün yaşamakta olan yoksul tabakanın bolluğa kavuşmasını düşünmektir. Milliyetçilik, dünü de içine alarak hem bugünü, hem yarını kapsayan bir büyüklük duygusudur.

Solun “milliyetçilik” dediği “halkçılık” siyasî sınırların dışındaki soydaşlara karşı kör ve sağırdır. Milliyetçilik ise, hangi devletin idaresinde olursa olsun bütün soydaşları düşünen, onları kurtarmak için her fedakârlığı göze alan, hayatın ve insanlığın mânâsını bu fedakârlıkta bulan ülküdür.

Solculuk için hayat “ekonomik yaşantı”dan başka bir şey değildir. Mazinin mirası, geleceğin büyüklüğü onun umurunda değildir. O, çok kazanmak, rahat edip eğlenmekten başka bir şey düşünmez. Bunları ileri sürerken her toplumda bulunan vurguncuları öne sürerek bunları sağa mal etmeye çalışır.

Milliyetçi olduğunu ileri süren “sol”, vaktiyle Fransa ve İspanya’da görüldüğü gibi komünistlerle iş birliği yaparak “millî cephe” adı altında kendi toplumlarını kardeş kavgasına, kargaşalığa ve felâkete sürüklemekten çekinmeyen bir düşünce olduğuna göre, bunlara milliyetçi demek temelsiz ve gülünç bir iddiadan başka bir şey değildir…

Sol Milliyetçi Olamaz
(Hüseyin Nihal ATSIZ)
Ötüken, Şubat 1974, Sayı: 2

BASINDA VE BULUNDUĞUM BÖLGEDEKİ KİŞİLERİN ISRARLA OLAYLARI YAPANLARIN BİR KAÇ KİŞİLİK MARJİNAL GURUPLAR OLDUĞU AMA BÜYÜK KISMIN TÜRK BAYRAKLI VE ATATÜRK VE TÜRK KİMLİĞİ ÖN PLANA ÇIKMIŞ (HAKLI BİR ŞEKİLDE) HÜKÜMETİ PROTESTO ETTİĞİ ÜSTÜNE BASA BASA VURGULANMAKTADIR.

ATSIZ BEĞ'İN KONU İLE İLGİLİ MAKALESİ BİLE TÜRKÇÜLERE IŞIK TUTMUYORSA; KENDİLERİNE TÜRKÇÜ DİYEN KİŞİCİKLERCE, KONU BAŞLIĞI OLAN YAPILAN  AÇIKLAMALAR NEDENİYLE "tayyipçi" OLARAK YARGILANMAMIZ NORMALDİR DİYE DÜŞÜNÜYORUM.



TTK.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: giray-han - 04 Haziran 2013
Gök Börü derneğinin akil adamları beni yanıltmadı, tebrik ederim. Nerede Türkçü geçinen bir grup varsa hepsi balıklama atlamış olaylara, sanki bu olayların sonunda Turan kurulacakmış gibi. O meydanda çatışanlar, Hocalı standında bize saldıran kızıl soysuzlarla onları bize karşı kollayan a.q.p. gestaposu polisler arasındadır ve TÜRKÇÜLERİ HİÇ BİR ŞART ALTINDA İLGİLENDİRMEMEKTEDİR. Askerin kafasına çuval geçirildi, kimse tınmadı, apoyla pazarlıklar yapıldı, hiç bir ses çıkmadı, herkes ermeni oldu kimseden ses yok, anayasadan TÜRKLÜĞÜN kaldırılması gündeme geldi, beyoğlunun ayaşları meyhaneden çıkamadı. Ne zaman hayat tarzına karışma ve laikliğin tehlikede olduğunu anladılar, kuyruklarına basılmış kedi gibi miyavladılar. Hocalıda miting yaptık, bu salak faşistler de ne yapıyor böyle diye eğlendiler.Doğu Türkistan için miting yaptık, Urumçi de neresiymiş diyerek cehalet örneği sergiledir. imralıdakiyle yapılan pazarlıklara karşı çıktık, kandan beslenen katiller olduk. Vatan ve Türklük elden gittikten sonra, banane yaşam tarzından, Taksimdeki 100 metrekare 10 tane ağaçtan 4 tane banktan oluşmuş parktan.
 Eğer 4 Temmuz 2003 günü o Tanrının cezası lanet günde bu kadar ayaklanma olsaydı bakın, Türk milletinin en az yüzde 90 ı destek vermeyecek miydi? Tepkiler anadolunun köylerine, kasabalarına, metropollerin varoşlarına yayılmayacak mıydı? Ve amerika s..e s..e özür dilemeyecek miydi?
 Bu çatışmada bana düşen en büyük görev, televizyon başına geçer kahvemi yudumlayarak izler, olaylar yatışıp ortalık durulduktan sonra biz Türkçülerin alması gereken pozisyonun hesabını yaparım. Hiç kimse karışmasın olaylara, o meydandaki riyakarların alayına, bir tane TÜRKÇÜNÜN saçının telini değişmem.
Okulumuzda KCK'lı piçler açlık grevinde iken kızıl köpekler protesto yaptılar, KCK'lılara destek amaçlı. Okulumuzdaki genel "merkez sol" ya da "ulusalcı" güruh ise bunlara tepki koydu. Bu olayların sonunda komünistler kendi yayınlarında kendilerini protestoya gelen kalabalığa "faşist", "taşeron", "şuursuz" gibi sözcükler ile karşılık verdi. İki gün önce ise bu KCK'ya destek mitinginde okuldan atılmaktan korkmasa gidip o herifleri bir kaşık suda boğacak adamlar, aynı kızıllarla aynı meydanda "faşizme karşı omuz omuza" diye bağırdılar. Ne biçim bir omurgasızlıktır bu, ben anlayabilmiş değilim. Aralarında Türkçü diye bildiğim bir sürü arkadaşım da vardı.
Bir dakika "ben ne yapıyorum" diye düşünmekten aciz olan sazanların biraz geçmişe bakmalarını ve ona göre davranmalarını öneririm.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: [Hun Türk] - 04 Haziran 2013
Bunlar bildiğimiz basbaya eskinin moskofları. AKP'ye baş kaldırıyla alâkaları dahi yok. Anarşist grupların -ki bunlar yaş aralığı belli- vazgeçmedikleri olaylar. Bu pi*lere git Ankaragücü maçında olay var desen koşa koşa giderler. IMC TV ya da Halk TV'ye biraz bakın kalkışma provolarını yapıyorlar.

Konunun ne olduğu önemli değil, nasıl Türk'e zarar veririz, nasıl Kürt kırtlarla boy gösteririzin olayındalar. Bunların kromozomlarına baksan bir tane şerefli gen bulamazsın.

Olaya milliyetçileride dahil etmek istiyorlar ki hayatlarının hatasını yapıp iç karışıklığın artmasını istemekteler. Milliyetçi grupların dahil olduklarını düşünün, -gen diziliminde hata olanları görünce-Geni bozuklara taş mı atacaklar. Sorunu tabii ki kökten çözeceklerdir.

Birileri düğmeye basıldığını sanıyor. Neden bu kanı bozuk pardon gen diziliminde ciddi hatalar olmuş grupların hakkaten ülkede terör estirmek istediklerini kabul ettiremiyoruz. İlla birileri dışardan mı yönetiyor bunları. Adamın kanında varsa ne yapalım.

Türkçü-Milliyetçi gruplar balıklama dalmıyordur inşallah İstanbul'da. Solla herhangi bir cephede bulunulamayacağını herkesten fazla bizler biliyoruz.

AKP sağolsun bir iki bin anarşisttin üstesinden gelemedi. Bizleri dünya kamuoyunda aciz gösterdi. Devleti üç-beş geni bozukların at koşturduğu meydan haline soktular. Başbakan çıkıp bizde hazırda bekliyoruz diyor -o biz kims-e, kendi seçmenine gaz veriyor ama o seçmenin ne kadar milli hasasiyeti var ki bunun için peşinden gelsin. Bu işi çocuk oyuncağına döndürüyor, pisliği temizlemektense hava atmakla meşgul oluyor. Devleti acze sokanlar bu anarşist gruplar kadar tehlikelidir.

Ordu mu devreye girer, jandarma mı destekler bilemiyoruz ama vatandaş olarak ortadaki bu pislikleri temizlemek kolluk kuvvetlerimizin görevidir. Kolluk kuvvetlerimize gerekli emir verilerek bu olay daha fazla uzatılmamalı, kamu malına zarar veren geni bozuklar derhal bunun hesabını vermeli, devletin imkânlarından bir daha faydalanmayacak şekilde yaptırımlar uygulanmalı.


TTK
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: daglargibi - 04 Haziran 2013
Bu sokaga dökülen kitleye basinda halkin isyani denmesi gülünctür sonucta bu halk secmedimi bu AKP'yi ?
Tayyip'in ve AKP'nin güvendigi nedir salt cogunluk, su an AKP'liler de sokaga dökülse ne olur ic savasa kadar gider bu is, AKP'li olan olmayan birbirine girer. Tayyip demedimi o alanlara iki üc katini yigarim diye, sonucta bu tür eylemlerle AKP'nin iktidari terk edecegini sanmak zaten aptallik olur bunu sananlar varmi var, en basta Dogu Perincek'in Aydinlik grubu herhalde kafalarinda fransiz devriminde oldugu gibi onlar nasil Bastile'yi basip mahkumlari kurtardilarsa bu hayalperest aydinlikcilar da Dogu Perincek'i hapisten kurtaracaklar, bu olaylarin arkasinda da Ulusalci grup ve aydinlik cevresinin oldugu ortada digerleri de AKP ve Tayyip'e karsi bir eylem oldugu icin sempati duyuyor, simdi bakiyoruz bu eylemlerin sonucu zaten bir yere varmaz sorun AKP'mi Tayyip'mi ya da ilerde onlar giderse onlarin yerini kimin alacagimi aydinlik grubu ve onun yandaslari bir yer kapacaksa giden agam gelen pasam ne anladik bu isten aklima Iran geldi orda da Sah'a karsi Humeyni ile komunistler isbirligi yapmis Sah'tan sonra ic savas cikmis Humeyni komunistleri vincler de sallandirmisti. Sonucta AKP'nin iktidari terk etmesini bizde istiyoruz yaptiklari hatalar milliyetciligi ayaklar altina alirim diye sacma sapan söylemler pkk'lilarla baris apo'ya rahat alan gibi politikalari artik cana tak etti fakat AKP ve Tayyip'in gitmesi icin aydinlik grubu ve Perincek'in kizillarina taseronluk yapacak degiliz.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: meralodem - 04 Haziran 2013
AKP'ye karşı olan bu gösteriler ne yazık ki bazı terörist kesimler tarafından sabote ediliyor ve medya saldırıları haricinde yapılan tüm saldırıları kınamakla beraber biz hiç bir zaman eylem-protesto yapamayacak mıyız? Bütün suç Erdoğan'da, sakinleştireceğine gitti üstüne bir de halkı kışkırttı açıklamalarıyla, bugün Abdullah Gül'ün söylediklerini okudum ve o sözler insanları meydanlardan alıp evine götürür ama Erdoğan'ın kışkırtmasıyla hala orada duruyor normal vatandaş. Ben de kendi mahallemdeki eyleme katıldım ve gayet güzel bir şekilde protestomuzu yaptık ve tüm mahalle sakinleri evlerinden bizim için tava-kepçe sesleri çıkarttı, bayrak salladı, hiç de kendimi Tayyip'in veya sizin nitelendirdiğiniz gibi ülke düşmanı olarak görmüyorum. Okulsuz mahalleye cami diken, halkına çapulcu diyen, Atatürk'e ayyaş deme terbiyesizliğini gösteren bir başbakana aman teröristler aramıza karışır diye tepkimize göstermekten geri kalmayı doğru bulmuyorum, şu an için temennim olayların bitmesi ve bundan sonra eminim Tayyip biraz da olsa kendine çeki düzen verecektir.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: KaraTekin - 04 Haziran 2013
At izinin it izine karistigi bu olaylarla ilgili Gökbörü Türkcüler Dernegimizin almis oldugu bu yerinde karari tüm kalbimle destekliyorum.
Bir kac gündür agirlikli olarak dis basinin bu olaylarla iligili verdigi haberleri tariyorum ve edindigim izlenim Israilinden, Avrupali enternasyonellere kadar, Avrupa'daki Türkiye karsiti kürtcüsünden ermeni örgütlerine kadar hepsinin bu olaylari destekledigidir. Özellikle Israil'in ve Soros destekli örgütlerin bu olaylari desteklemesi düsündürücüdür. Bir kac kandasimiz cok yerinde degerlendirmelerde bulunmus, AKP'ye karsi baslatilan bu protestolari yine en az AKP kadar yanlis olan baska olusumlarin yaninda yer alarak desteklemek olsa olsa gafletin ta kendisi olurdu.
Türk düsmani AKP rejimine karsi birseyler yapilacaksa bu milli ruhla yapilmali, cikis noktasi tamamen Türklerin kontrolünde olan bir organizasyonla yapilmali kisacasi her yönü ile Türklük icin olmali yoksa emvai cesidinden kizilinin, kürtcüsünün, soroscusunun ve diger dis güclerin parmaginin oldugu bu kalkisma bizi bilmedigimiz karanlik mecralara götürür ki bundan zarar görecek olan ülkemiz ve milletimiz olur.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: giray-han - 04 Haziran 2013
AKP'ye karşı olan bu gösteriler ne yazık ki bazı terörist kesimler tarafından sabote ediliyor ve medya saldırıları haricinde yapılan tüm saldırıları kınamakla beraber biz hiç bir zaman eylem-protesto yapamayacak mıyız? Bütün suç Erdoğan'da, sakinleştireceğine gitti üstüne bir de halkı kışkırttı açıklamalarıyla, bugün Abdullah Gül'ün söylediklerini okudum ve o sözler insanları meydanlardan alıp evine götürür ama Erdoğan'ın kışkırtmasıyla hala orada duruyor normal vatandaş. Ben de kendi mahallemdeki eyleme katıldım ve gayet güzel bir şekilde protestomuzu yaptık ve tüm mahalle sakinleri evlerinden bizim için tava-kepçe sesleri çıkarttı, bayrak salladı, hiç de kendimi Tayyip'in veya sizin nitelendirdiğiniz gibi ülke düşmanı olarak görmüyorum. Okulsuz mahalleye cami diken, halkına çapulcu diyen, Atatürk'e ayyaş deme terbiyesizliğini gösteren bir başbakana aman teröristler aramıza karışır diye tepkimize göstermekten geri kalmayı doğru bulmuyorum, şu an için temennim olayların bitmesi ve bundan sonra eminim Tayyip biraz da olsa kendine çeki düzen verecektir.
Olay teröristlerin aramıza karışması değil kandaşım. Bu olayı zaten onlar başlattılar. Biz ki vaktinden beridir aktif olarak iktidara karşı hareket etmekte iken, malum, bugün sokakta gezen nice kalabalıktan destek bulamadık! Ama iki tane ağaç kesilmesin diye orada kamp kuran adamları polis bastı, ve ardından solcuların da işin içine dahil olup polisten dayak yemesi üzerine, ulusalcılar da kendilerine yer bulup meydanlara aktılar...bir kere bu gösterilerin bir amaçtan yoksun olduğunu size söyleyebilirim kandaşım.
Olay nedir?
Ağaçların kesilmesine tepki mi? Polis şiddetine karşı bir tepki mi? İçki yasağına karşı bir tepki mi? Yoksa hükumeti devirme dolayısında yapılan "sivil itaatsizlik" mi? Ne?
Bu kalabalık asla ve asla tek bir vücut değildir. İçinde farklı fraksiyonlara bölünmüştür. Biz Türkçüler sadece bir fraksiyonuz. Bizim bu protestolara katılma amacımızı siz belirleyin, mantıklı gelirse, en önde ben gideyim kandaşım.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: TÜRK-KAN - 05 Haziran 2013
 Bu olay, bizzat AK-PKK tarafından kurgulanmış ve oynanmıştır.

 Aziz milletimizin tertemiz duyguları ve haklı tepkisi; AK-PKK'lı ve komünist-anarşist soysuzlar tarafından istismar edilerek Polis ile Vatandaşlarımız karşı karşıya getirilmiştir. Bunun yanında kimliği belirsiz sanal provakatörler; twitter, facebook gibi sosyal medya alanlarında haber ajanslarının adlarıyla sahte hesaplar açarak yalan haberleri yayarak Milleti galeyana getirmişler ve maalesef kısmende muvaffak olmuşlardır.

 Olayları başlatan terörist, şimdi demokrasi kelebeği rolünü oynamaktadır. Cumhurbaşkanlığı makamındaki akpli şahısta buna çanak tutmuştur.
 http://www.hurriyet.com.tr/gundem/23434748.asp

 Bu olaylarda asıl hedef alınan kitle olan Türk Milliyetçilerinin ve Türkçülerin; sokağa çekilerek Türk evlatlarının katilleri olan asalak soysuz teröristlerle aynı karelere sokulmak istenmiştir. Lakin Derneğimizin ortaya koyduğu net tavır, pek çok aklı selim vatandaşımızın ve Türkçü kandaşlarımızın takdirini kazanmıştır. Türkçülük, başkaları tarafında planlanan senaryoların ve yapılan siyasi pazarlıkların ucuz entrikaların; dolgu malzemesi olamaz ! Olmasına da müsaade etmiyoruz ! Etmeyeceğiz ! Bunu herkes iyi bellesin !

 Bu açıklamalarımızdan sonra kuduz itler misali bize saldıran bazı sanal şahısları kaale almıyoruz. Bunlar kimliği belirsiz çaşıtlardır. Hangi iç ve dış mihraklardan nemalandıkları belli değildir. Eleştirisi olan bunu Türk edep ve adabına uygun olarak dile getiren kandaşlarımıza da gereken izahatları yaptık.

 Biz TÜRKLÜĞÜ ve TÜRKÇÜLÜK gibi yüce bir davanın ağır yükü ile sorumluluğunu taşıyan TÜRKİYE'de faaliyet gösteren tek TÜRKÇÜ derneğiz. Bizi takip eden pek çok Türk Genci var. Birkaç sanal soysuz ve Türkçülüğün getirdiği sorumlulukları taşımaktan aciz sokakta militancılık oynayan, olaydan reklam ve prim yapma meraklısı olan kişiler; Bu gençlerin istikbalini ve geleceğini düşünmezler. Biz hem bu gençlere hem onları derneğimize gönderen ailelerine hem Türkçülüğü bize miras bırakan yolbaşçılarımıza ve elbetteki YÜCE TÜRK MİLLETİ'ne karşı sorumluyuz.

 Bu sorumluluğun gerektirdiği gibi davranıyoruz. Biz tertemiz TÜRK ve TÜRKÇÜ olan VATAN EVLATLARINI sokakta ya da cami avlusunda bulmadık. Onları karakollarda ya da mahkeme köşelerinde sürünmelerine asla izin vermeyeceğiz. Eylemlere katılmadığı halde oturduğu yerden, sanal ortamdan "Devrim" "İhtilal" yapan Bordo Klavyeliler, çok meraklılarsa bir taraflarını kaldırıp meydanlara inip bütün bu istediklerini kendileri yapsınlar. Bakalım gerçek hayatta icraatta bulunmak, sosyal medyada bol keseden boş-beleş palavra sallamak gibi mi?

 Her ne kadar açıklamalarımızda olaylara müdahil olmayacağımızı belirtmişsekte şartlar gereği, hem kendimizi hem masum vatandaşlarımızı hem de genç Türkçüleri; birkaç gündür süren anarşi ve kaos ortamından korumak maksadıyla; ister istemez olayların içinde kısmen bulunmuş olabiliriz. Ama asla devlet ve millet malına zarar vermedik, Kızıl-anarşist-kürt güruhu ile birlikte Devlet güçlerine saldırmadık.

 Polisin zaman zaman serte kaçan ve masum vatandaşlara uzanan yanlış uygulamalarını da asla tasvip etmiyoruz. Bunların Türk Polisi değil, Polis üniforması giydirilmiş AK-PKK'lı asalaklar olduğunun farkındayız.

 Bu ülkede bir ihtilal yapılacaksa dışarıdan nemalanarak şunun bunun ittifakı ile değil, ÖZ BE ÖZ TÜRK olan TÜRKÇÜ VATAN EVLATLARININ yönetiminde bizzat TÜRKÇÜLER tarafından yapılacaktır. Bunu gerçekleştirmek öyle kolay birşey değildir. Çalışmak, Çabalamak ve büyük emek harcamak gereklidir. Emek harcamadan bedavadan beleşten kimse kimseye birşey vermez. Biz şunun bunun pazarlık masasının artıklarına tenezzül ve tevessül eden değil, TÜRKİYE'yi gelecekte idare edecek TÜRKÇÜ bir GENÇLİK yetiştiriyoruz.
 
(https://fbcdn-sphotos-c-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn1/946628_465425986879791_1476830386_n.jpg)

 
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: YALNIZKURTKARAGÜLLE - 05 Haziran 2013
(https://www.hunturk.net/forum/rsm/4769-taksikime-1370446712.jpg)

TAKSİM PLATFORMU HEYETİYMİŞ.!!!

KCK VE PKK ELEMANI BU TİPLER KİM ? MEYDANLARDAKİLERE BENZEMİYORLAR !

BU ODUNLARI ARINÇ NERDEN BULMUŞ ?

Alıntı yapılan: BUGÜN.com.tr
Başbakan Vekili Bülent Arınç, Taksim Platformu heyetini Başbakanlık Merkez Bina'da kabul etti. Heyet görüşme sonrası açıklama yaptı.

Bugün Başbakan yardımcısı ve Başbakanvekili Bülent Arınç'la görüşen ve Gezi Parkı direnişinin başından beri sürecin içinde yer alan 'Taksim Dayanışması' adına hazırlanan ve hükümetle kamuoyuna seslenen bildiride, Gezi Parkı'na müdahalenin "özel hayatlara müdahale ve hor görülme" biçiminde algılandığı, gösterilerin de iktidarın bu tutumuna karşı verilmiş büyük bir toplumsal tepki olduğu belirtildi.
 
Taksim Dayanışması, Gezi Parkı'nda Topçu Kışlası ya da başka bir isimle herhangi bir yapılaşma olmayacağının resmen açıklanmasını, gösterilerdeki şiddetten sorumlu olan yetkililerin yargılanmasını ve gözaltındaki herkesin serbest bırakılarak haklarında hiçbir işlem yapılmamasını da içeren 6 temel talepte bulundu.
 
 
'Taksim Dayanışması'nın Hükümet ve kamuoyuna yönelik talep metni şöyle:
 
Türkiye Cumhuriyet Hükümeti ve Kamuoyuna
 
27 Mayıs 2013 tarihinde saat 22.30 sularında Taksim Gezi Parkı'nın fiilen yıkılması girişimi sonrası yaşanılan toplumsal duyarlılık karşısında hükümetin izlediği polis şiddeti nedeniyle başta Taksim İstanbul olmak üzere bütün yurtta, yurttaşlar demokratik tepkilerini ortaya koymaktadır. Öncelikle hayatını kaybeden yurttaşların ailelerinin acılarını paylaşıyor, yaralanan binlerce yurttaşımıza acil şifa dileklerimizi iletmek istiyoruz.
 
Ne yazık ki, toplumun en temel demokratik ve insan hakkı olan taleplerinin barışçıl ve demokratik şekilde ortaya konmasına karşın iktidar şiddet, baskı ve yasakçı politikalarına devam etmektedir. Tek bir yurttaşımızın burnunun kanamadığı, gerilimlerin ortadan kalkarak demokratik taleplerin dillendirilebildiği bir toplumsal iklime bir an önce kavuşmak için yoğun çaba harcadığımızın bilinmesini isteriz.
 
Bu nedenlerle; Taksim Dayanışması olarak aşağıdaki taleplerin Hükümet tarafından bir an önce yerine getirilmesi için somut adımların atılmasını bekliyoruz.
 
- Gezi Parkı, Park olarak kalmalıdır. Taksim Gezi Parkına Topçu Kışlası adı altında ya da başka herhangi bir yapılaşma olmayacağına, projenin iptal edildiğine dair resmi bir açıklamanın yapılmasını,
 
- Atatürk Kültür Merkezinin yıkılmasına ilişkin girişimlerin durdurulmasını,
 
- Taksim Gezi Parkı'ndaki yıkıma karşı direnişten başlayarak halkın en temel demokratik hak kullanımını engelleyen, şiddetle bastırma emrini veren, bu emri uygulatan ve uygulayan, binlerce, insanın yaralanmasına, Mehmet Ayvalıtaş ve Abdullah Cömert adlı iki yurttaşımızın hayatını kaybetmesine neden olan sorumlular, başta İstanbul, Ankara, Hatay Valileri ve Emniyet Müdürleri olmak üzere tüm sorumluların görevden alınmasını,
 
- Gaz bombası ve benzeri materyallerin kullanılmasının yasaklanmasını,
 
- Ülkenin dört bir yanında direnişe katıldığı için gözaltına alınan yurttaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını, haklarında hiçbir soruşturma açılmayacağına ilişkin açıklama yapılmasını,
 
- 1 Mayıs alanı olan Taksim ve Kızılay başta olmak üzere Türkiye'deki tüm meydanlarımızda, kamusal alanlarımızda toplantı, gösteri, eylem yasaklarına ve fiili engellemelere son verilmesini; ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını

TALEP EDİYORUZ
 
Bunun yanı sıra; 27 Mayıs 2013 saat 22.30'dan bu yana ülkemizin meydanlarında, caddelerinde, sokaklarında ve tüm kamusal alanlarında yükselen tepkilerinin içeriğinin, ruhunun, beklentilerinin, taleplerin yetkililer tarafından fark edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yaşananları "marjinallikle" açıklamaya çalışmak görmezlikten gelmek anlamına gelir. Gezi Parkına müdahale ile simgeleşen iktidar anlayışının yurttaşlarımızda "özel hayatlarına müdahale ve hor görülme" biçiminde algılandığı ve buna kadını, erkeği, genci, yaşlısı ile büyük bir toplumsal tepki gösterdikleri; "biz varız, buradayız ve taleplerimiz var" biçiminde yanıt verdikleri görülmektedir.
 
Yükselen bu tepkinin içeriğinin; "başta 3. Köprü ve HES'ler olmak üzere ekolojik değerlerimizin talanına ve güncel olarak Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısına ilişkin itirazların, ülkemize ve bölgemize ilişkin savaş siyasetine karşı duruşun ve barış talebinin, Alevi yurttaşlarımızın hassasiyetlerinin, kentsel dönüşüm mağdurlarının haklı taleplerinin, kadınların bedenleri üzerinde denetim kuran muhafazakar erkek politikalarına karşı yükselen sesin, başta Türk Hava Yolu işçileri olmak üzere tüm emekçilerin hak gasplarına karşı taleplerinin, tüm cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığına karşı mücadelenin, yurttaşların eğitim ve sağlık hakkına ulaşımının önündeki tüm engellerin kaldırılması istemleri" olduğunu iktidar sahiplerine iletmek istiyoruz.

Kimin yelkenine rüzgar olduğunu çözememişsen üfürükten esiyorsun rüzgaaaaarr..


TTK.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 06 Haziran 2013
GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN ZORUNLU BİR AÇIKLAMA!

Sosyal medyada Türkçülük(!) yapan ve Türkçülüğü sosyal medya paylaşımları ve arada bir de sokaklarda "gaz boşaltma" babından bağırıp, çağırmak sanan bazı kişiler, derneğimizin adını kullanarak bizleri, son günlerin belirsizliğine dahil edip, olası olumsuzlukların faturasına bizleri de ortak etmeye çalışmaktadırlar.

Herkes şunu bilsin ki Gökbörü Türkçüler Derneğinin ülkü ve hedefleri öylesine büyüktür ki gündelik rollerin ucuz figürasyonlarında yer almayı sorumluluğunu taşıdığı ve bilincinde olduğu kutlu görevleri yapmanın önünde bir engel ve amaç sapması olarak görmektedir.

Daha önceki duyurularımızda da belirttiğimiz gibi biz ne yaptığımızı çok iyi bilmekteyiz. Bizi orya, buraya çekmeye ve yamamaya çalışan adamcıklar olmayacak duaya amin demek gereksizliğinden artık vazgeçsinler!
Şayet bundan sonra bizi bir yerlere yamamaya çalışıp, adımızı kullanarak bir takım etkinliklerin öncüsü, destekcisi ve ya katılımcısı gibi gösterme girişimleri olursa, bu işin sorumluları ve failleri bilsinler ki, resmi bir kurum olan derneğimiz hakkında yalan ve provakatif işler yapmaktan dolayı savcılığa suç duyurusunda bulunulacaktır.

Ayrıca kendileriyle, dernek olarak, ilgilenme hakkımızı (!?@) saklı tutacağımızı da hatırlatmak isteriz.

Kimin ne yaptığı bizi ilgilendirmiyor.
Dernek mensuplarımız dışında, hiç bir kimse de bizim ne yaptığımızla uğraşma ve sorgulama hakkına sahip değildir.
Biz çelik-çomak oynamıyoruz. Ne yaptığımızı gayet iyi biliyoruz.
Yine tekrarlıyoruz!
Başkalarının belirlediği gündemlere dahil olmayacak, gerçek niyetlerini bilmediğimiz kişilerin peşinden, nereye varacağı belirsiz yolların yolcusu olmayacağız.
Biz bir çağrıda bulunursak; çağrımıza uyup uymamak herkesin kendi bileceği işitir.
Bu zamana kadar çağrımıza uyanlara ne kadar saygı ve sevgi duyduysak, uymayanları da, o ölçüde, anlayışla karşıladık.
Ve hatta Hocalı için imza toplayan, bıyığı terlememiş, Türk çocuklarına kürt-komünist sürülerinin saldırmasından sonra kılı kıpırdamayan, bırakın kılı kıpırdamayı sanaldan olsun tek kelam etmeyenlere bile tek bir kem söz etmedik, gücenmedik ve bir şey de ummadık.
Bundan böyle de kimseden bir şey ummayacak/beklemeyeceğiz.

Türkçülüğü yüreğinde duyup gelen herkese, sadece kapımız değil, Tanrıdağı kadar büyük, yüreğimiz de açıktır.
Buyurup gelenin başımız üzre yeri var.
Gelmeyenin de "başı pınar, ayağı göl" olsun! Tanrı işini, gücünü rast getirsin!

Derneğimiz dışında kim ne yapar, ne eder ilgilenmiyor ve sadece ve sadece kendi işimize bakıyoruz. 
Herkes de kendi işine baksın!
Kimse bize akıl vermeye kalkışmasın!
Bizim kimsenin aklına ihtiyacımız yok!
Akıl danışmak gerektiğinde; danışma, kineşme ve kurultay adı verilen kurumlarımızı devreye sokarak, Türk Töresinin emrettiğince, binlerce yıllık Türk yöntemleriyle bu gereksinimimizi gidermeye çalışıyoruz.

Sanırım ne demek istediğimizi, bu satırları okuduktan sonra, herkes anlamıştır.
Şayet hala anlamayan varsa, işin içinde ya "üzüm yemek bahanesiyle bağcıyı dövmek" kastı vardır, ya çaşıtlık ve ajan-provokatörlük vardır, ya da; anlama, kavrama ve basiret yoksunluğu şeklinde kendini gösteren, aptallık ve alıklık vardır.

Büyük Türk Milletine ve derneğimizi önemseyip, izleyen kandaşlarımıza bir kez daha duyurmak ve hatırlatmak isteriz ki:

Gökbörü Türkçüler Derneği adına; duyuru yapma, duyuru yayınlama, görüş ve düşünce açıklama yetkisine sadece ve sadece genel merkez yönetimi ve başkanlık divanı sahiptir.

Gökbörü Türkçüler Derneğinin sanal üzerinden açıklama ve duyuruları:

1- https://www.facebook.com/GokboruTurkculerDernegi sanal ağında yer alan derneğimize ait resmi facebook sayfasından
2- https://www.facebook.com/gokborudernegi sanal ağında yer alan derneğimize ait resmi facebook sayfasından
3- Derneğimizin: www.gokborudernegi.org.tr adresinde yer alan resmi ve kanuni WEB sayfasından
4- Yine derneğimizin resmi sanal yayın organı olan: https://www.hunturk.net/forum/ Otağından ve www.hunturk.net sayfasından
5- Derneğimizin İstanbul İl Başkanlığına ait: https://www.facebook.com/TurkcuDernek?hc_location=timeline adresinde barınan facebook sayfasından
6- Derneğimizin yayın organı olan Gökbörü Türkçü Dergiye ait: https://www.facebook.com/gokborudergisi?fref=ts facebook sayfasından

yapılmaktadır.

Bu yerler dışında hiç bir yer ve kişinin, derneğimiz adına, duyuru yapma, çağrıda bulunma, görüş ve düşünce açıklama yetkisi yoktur!

Bu adresler dışında yapılan açıklama, çağrı ve duyurular hiç bir şekilde derneğimizi bağlamamaktadır.
Yukarıda açıklanan adresler dışında bir yer ve kişi tarafından yapılan açıklama, çağrı ve duyuruya itibar edilmemesi ve bizimle ivedilikle iletişime geçilerek haberdar edilmemizin sağlanmasını dileriz.
Gösterilecek duyarlılık ve anlayış için şimdiden teşekkür ederiz..

Büyük Türk Milletine önemle ve saygıyla duyurulur!
 
Gökbörü Türkçüler Derneği Genel Başkanlığı
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: Delikurt38 - 06 Haziran 2013
Yaptiklari pislikleri kime sivayacaklarini kime maal edeceklerini iyice sapittilar. meydanda olanlar disindakilere tek tek camur atiyorlar. Serefsiz Mankurt beyinli ahmaklar.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: Egenin Efesi - 06 Haziran 2013
Oldum olası kendini kalabalığın içinde öne çıkartmaya çalışan ve mesajı dışarıya değil bulunduğu guruba vermeye uğraşanlardan rahatsız olmuşumdur.
Söylemek ayıptır, yıllardan beri Türkçülüğün pek ilgi görmediği bir yörede bir kaç kişiyle açık Türkçü duruş sergilemekteyiz. Dün İlteriş çatısı altında bu gün Gökbörü çatısı altında. Bizim bunca zamandır yalnız başımıza sürdürdüğümüz dava son gelişmeleri takiben bir anda onlarca, yüzlerce kişi tarafından bağıra, çağıra, yıkma, kırma, dökme çığlıkları eşliğinde yapılmaktadır. Biz ortadayken yok olanlar bu gün bizi görünmez ve sesi duyulmaz hale getirdi. Bizim dün kimseler yokken durduğumuz yer şimdi gündelikçi Türkçümsülerin, bilinçten yoksun kalabalıklarıyla işgal edildi. Demek ki her şeyin modası olduğu gibi belli sezonlarda Türkçülüğünde modası oluyormuş. Tabi bu moda nereye varacak ve ne zamana kadar sürecek, orası meçhul.
Gelişmeleri ibretle, endişeyle, ve şaşkınlıkla izlemekteyim. Ortalık tam at izinin it izine karıştığı bir hal aldı. Bir belirsizliktir, metotsuzluktur, yöntemsizliktir, başı boşluktur aldı başını gidiyor. Neymiş efendim bu karmaşada Türkçüler topluma yön verecekmiş miş! Yön verilecek bir toplum var ama bu topluma yön verecek güçte ve sayıda bir Türkçü yapılanma maalesef yok. Birileri Türkçü camiadan bahsediyor. Ben bu camiayı hiç görmedim. Gördüğüm tek şey öteden beri bilip, tanıdığım bir kaç samimi Türkçünün dernek çatısı altında bir camia oluşturmaya uğraşmalarıdır. Eğer bir Türkçü camia oluşacaksa ancak bundan sonra oluşacak. Bu oluşumun sağlıklı yürümesi için Türkçü algı ve söylemlerin bir eksende toplanması gerekir. Yoksa eskiden beri olduğu gibi bundan böylede herkese göre bir Türkçülük anlayışı olacak ve şu an ortak anlayış ve değerlendirme sıkıntısına neden olan ayrılıklar belkide yeni olayların tetiklemesiyle Türkçüleri birbirinden daha da uzaklaştırıp bir daha asla bir araya gelemez hale sokacaktır. Sanırım bazı odaklar Türk Milliyetçiliği üzerinde izah ettiğim bu endişeler merkezli olarak ciddi mühendislik hesapları yapmaktadırlar. Bunu hissedebiliyorum.
Dilerim Türk Milliyeçileri milliyetçiliğin doğasına aykırı bir takım işlerin içine girip kanunlar önünde suçlu duruma düşmezler.
Gökbörü'nün izinde Tanrı Türk'ü Korusun!
Başlık: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: Fatih - 06 Haziran 2013
GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN ZORUNLU BİR AÇIKLAMA!

Sosyal medyada Türkçülük(!) yapan ve Türkçülüğü sosyal medya paylaşımları ve arada bir de sokaklarda "gaz boşaltma" babından bağırıp, çağırmak sanan bazı kişiler, derneğimizin adını kullanarak bizleri, son günlerin belirsizliğine dahil edip, olası olumsuzlukların faturasına bizleri de ortak etmeye çalışmaktadırlar.

Herkes şunu bilsin ki Gökbörü Türkçüler Derneğinin ülkü ve hedefleri öylesine büyüktür ki gündelik rollerin ucuz figürasyonlarında yer almayı sorumluluğunu taşıdığı ve bilincinde olduğu kutlu görevleri yapmanın önünde bir engel ve amaç sapması olarak görmektedir.

Daha önceki duyurularımızda da belirttiğimiz gibi biz ne yaptığımızı çok iyi bilmekteyiz. Bizi orya, buraya çekmeye ve yamamaya çalışan adamcıklar olmayacak duaya amin demek gereksizliğinden artık vazgeçsinler!
Şayet bundan sonra bizi bir yerlere yamamaya çalışıp, adımızı kullanarak bir takım etkinliklerin öncüsü, destekcisi ve ya katılımcısı gibi gösterme girişimleri olursa, bu işin sorumluları ve failleri bilsinler ki, resmi bir kurum olan derneğimiz hakkında yalan ve provakatif işler yapmaktan dolayı savcılığa suç duyurusunda bulunulacaktır.

Ayrıca kendileriyle, dernek olarak, ilgilenme hakkımızı (!?@) saklı tutacağımızı da hatırlatmak isteriz.

Kimin ne yaptığı bizi ilgilendirmiyor.
Dernek mensuplarımız dışında, hiç bir kimse de bizim ne yaptığımızla uğraşma ve sorgulama hakkına sahip değildir.
Biz çelik-çomak oynamıyoruz. Ne yaptığımızı gayet iyi biliyoruz.
Yine tekrarlıyoruz!
Başkalarının belirlediği gündemlere dahil olmayacak, gerçek niyetlerini bilmediğimiz kişilerin peşinden, nereye varacağı belirsiz yolların yolcusu olmayacağız.
Biz bir çağrıda bulunursak; çağrımıza uyup uymamak herkesin kendi bileceği işitir.
Bu zamana kadar çağrımıza uyanlara ne kadar saygı ve sevgi duyduysak, uymayanları da, o ölçüde, anlayışla karşıladık.
Ve hatta Hocalı için imza toplayan, bıyığı terlememiş, Türk çocuklarına kürt-komünist sürülerinin saldırmasından sonra kılı kıpırdamayan, bırakın kılı kıpırdamayı sanaldan olsun tek kelam etmeyenlere bile tek bir kem söz etmedik, gücenmedik ve bir şey de ummadık.
Bundan böyle de kimseden bir şey ummayacak/beklemeyeceğiz.

Türkçülüğü yüreğinde duyup gelen herkese, sadece kapımız değil, Tanrıdağı kadar büyük, yüreğimiz de açıktır.
Buyurup gelenin başımız üzre yeri var.
Gelmeyenin de "başı pınar, ayağı göl" olsun! Tanrı işini, gücünü rast getirsin!

Derneğimiz dışında kim ne yapar, ne eder ilgilenmiyor ve sadece ve sadece kendi işimize bakıyoruz. 
Herkes de kendi işine baksın!
Kimse bize akıl vermeye kalkışmasın!
Bizim kimsenin aklına ihtiyacımız yok!
Akıl danışmak gerektiğinde; danışma, kineşme ve kurultay adı verilen kurumlarımızı devreye sokarak, Türk Töresinin emrettiğince, binlerce yıllık Türk yöntemleriyle bu gereksinimimizi gidermeye çalışıyoruz.

Sanırım ne demek istediğimizi, bu satırları okuduktan sonra, herkes anlamıştır.
Şayet hala anlamayan varsa, işin içinde ya "üzüm yemek bahanesiyle bağcıyı dövmek" kastı vardır, ya çaşıtlık ve ajan-provokatörlük vardır, ya da; anlama, kavrama ve basiret yoksunluğu şeklinde kendini gösteren, aptallık ve alıklık vardır.

Büyük Türk Milletine ve derneğimizi önemseyip, izleyen kandaşlarımıza bir kez daha duyurmak ve hatırlatmak isteriz ki:

Gökbörü Türkçüler Derneği adına; duyuru yapma, duyuru yayınlama, görüş ve düşünce açıklama yetkisine sadece ve sadece genel merkez yönetimi ve başkanlık divanı sahiptir.

Gökbörü Türkçüler Derneğinin sanal üzerinden açıklama ve duyuruları:

1- https://www.facebook.com/GokboruTurkculerDernegi sanal ağında yer alan derneğimize ait resmi facebook sayfasından
2- https://www.facebook.com/gokborudernegi sanal ağında yer alan derneğimize ait resmi facebook sayfasından
3- Derneğimizin: www.gokborudernegi.org.tr adresinde yer alan resmi ve kanuni WEB sayfasından
4- Yine derneğimizin resmi sanal yayın organı olan: https://www.hunturk.net/forum/ Otağından ve www.hunturk.net sayfasından
5- Derneğimizin İstanbul İl Başkanlığına ait: https://www.facebook.com/TurkcuDernek?hc_location=timeline adresinde barınan facebook sayfasından
6- Derneğimizin yayın organı olan Gökbörü Türkçü Dergiye ait: https://www.facebook.com/gokborudergisi?fref=ts facebook sayfasından

yapılmaktadır.

Bu yerler dışında hiç bir yer ve kişinin, derneğimiz adına, duyuru yapma, çağrıda bulunma, görüş ve düşünce açıklama yetkisi yoktur!

Bu adresler dışında yapılan açıklama, çağrı ve duyurular hiç bir şekilde derneğimizi bağlamamaktadır.
Yukarıda açıklanan adresler dışında bir yer ve kişi tarafından yapılan açıklama, çağrı ve duyuruya itibar edilmemesi ve bizimle ivedilikle iletişime geçilerek haberdar edilmemizin sağlanmasını dileriz.
Gösterilecek duyarlılık ve anlayış için şimdiden teşekkür ederiz..

Büyük Türk Milletine önemle ve saygıyla duyurulur!

 
Gökbörü Türkçüler Derneği Genel Başkanlığı

Yukarıda yer alan ifadelerin altına imzamı atıyor ve Gökbörü Türkçüler Derneğini bu omurgalı ve duyarlı duruşundan ötürü alkışlıyorum.
Gökbörü kalitesi ve farkı bir kez daha kendini göstermiştir.
Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: Yüzbaşı Sançar - 10 Haziran 2013
Oldum olası kendini kalabalığın içinde öne çıkartmaya çalışan ve mesajı dışarıya değil bulunduğu guruba vermeye uğraşanlardan rahatsız olmuşumdur.
Söylemek ayıptır, yıllardan beri Türkçülüğün pek ilgi görmediği bir yörede bir kaç kişiyle açık Türkçü duruş sergilemekteyiz. Dün İlteriş çatısı altında bu gün Gökbörü çatısı altında. Bizim bunca zamandır yalnız başımıza sürdürdüğümüz dava son gelişmeleri takiben bir anda onlarca, yüzlerce kişi tarafından bağıra, çağıra, yıkma, kırma, dökme çığlıkları eşliğinde yapılmaktadır. Biz ortadayken yok olanlar bu gün bizi görünmez ve sesi duyulmaz hale getirdi. Bizim dün kimseler yokken durduğumuz yer şimdi gündelikçi Türkçümsülerin, bilinçten yoksun kalabalıklarıyla işgal edildi. Demek ki her şeyin modası olduğu gibi belli sezonlarda Türkçülüğünde modası oluyormuş. Tabi bu moda nerye varacak ve ne zamana kadar sürecek, orası meçhul.
Gelişmeleri ibretle, endişeyle, ve şaşkınlıkla izlemekteyim. Ortalık tam at izinin it izine karıştığı bir hal aldı. Bir belirsizliktir, metotsuzluktur, yöntemsizliktir, başı boşluktur aldı başını gidiyor. Neymiş efendim bu karmaşada Türkçüler topluma yön verecekmiş miş! Yön verilecek bir toplum var ama bu topluma yön verecek güçte ve sayıda bir Türkçü yapılanma maalesef yok. Birileri Türkçü camiadan bahsediyor. Ben bu camiayı hiç görmedim. Gördüğüm tek şey öteden beri bilip, tanıdığım bir kaç samimi Türkçünün dernek çatısı altında bir camia oluşturmaya uğraşmalarıdır. Eğer bir Türkçü camia oluşacaksa ancak bundan sonra oluşacak. Bu oluşumun sağlıklı yürümesi için Türkçü algı ve söylemlerin bir eksende toplanması gerekir. Yoksa eskiden beri olduğu gibi bundan böylede herkese göre bir Türkçülük anlayışı olacak ve şu an ortak anlayış ve değerlendirme sıkıntısına neden olan ayrılıklar belkide yeni olayların tetiklemesiyle Türkçüleri birbirinden daha da uzaklaştırıp bir daha asla bir araya gelemez hale sokacaktır. Sanırım bazı odaklar Türk Milliyetçiliği üzerinde izah ettiğim bu endişeler merkezli olarak ciddi mühendislik hesapları yapmaktadırlar. Bunu hissedebiliyorum.
Dilerim Türk Milliyeçileri milliyetçiliğin doğasına aykırı bir takım işlerin içine girip kanunlar önünde suçlu duruma düşmezler.
Gökbörü'nün izinde Tanrı Türk'ü Korusun!
Hay Allah senden razı olsun be andam! Lafı ağzımdan almış, duygularıma ve anlatmakta zorlandığım düşüncelerime tercüman olmuşsun.
Gelinen son durumda AKP'ye sermaye edeceği bir sürü malzeme verilmiş ve ağzı köpüklü rum-gürcü katışığı soysuzda dev Türk Bayraklarıyla donatılmış yol, bulvar ve meydanlarda binlerce kişiye dağıtılarak oluşturulan bayraklı manzaralar eşliğinde bu malzemeleri ağzından salyalar akıta akıta ve tepe tepe kullanmıştır. Daha da kötüsü bu rum-gürcü eniği kırma epey bir süre daha kullanmaya devam edecektir.
Peki şimdi soruyorum. Bu işten kim karlı çıktı?
Ne kadar sahipsiz bir milletiz biz?
Ne herkesi kucaklayarak, önümüze düşüp yol gösterecek, ne olayları doğru okuyup milleti doğru bilgilendirecek ve ne de doğru istikamete yönlendirecek lider ve kurumlarımız var.
Çok yazık!?
Tanrı Türkü ve Türk yurtlarını korusun.

Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: -Türk- - 10 Haziran 2013
GENÇ TÜRKÇÜ KARDEŞİMİZİN iSTANBUL OLAYLARI İLE İLGİLİ GÖZLEM VE ANALİZİ.

Alıntı
Gezi Parkı Olayları Hakkında

30 Mayıs günü ülkemiz kamuoyunda pek bilinmeyen Gezi Parkı’na AVM yapılmasına karşı olan doğa sever(!) sol parti üyeleri alanda çadırlarını kurmuş, alışık olduğumuz sol protestolarının birini yinelemiş oldular. Yapılan çadırlı protestoya sabahın ilk saatlerinde kolluk kuvvetlerinin müdahalesi sert olmuştur.(1) Ertesi günü, yani 31 Mayıs günü yapılan müdahaleyi protesto etmek amacıyla, alanda bulunan doğa severlere(!) destek olmak amacıyla birçok sol parti üyeleri, milletvekilleri alandaki yerini almıştır.(2) Toplanan eylemci gruba polisin müdahalesi gecikmemiştir. Yapılan müdahale sonrası sosyal ağda eylem geniş yer bulmuştur. Müdahalede yaralanan kişiler bilinçli olarak; öldü, gözü çıktı, beyni patladı gibi asparagas haber başlıklarıyla ajans edilmiştir. Yapılan bu propaganda toplumumuz tarafından yenmiş, eylem yerine akşam saatlerine yakın iş ve okuldan çıkan kişilerin katılımıyla hayli büyümüştür. Gündüz, sabah ve öğle saatlerindeki polisin sert müdahalesi yerini sabit bir noktadan yapılan tazyikli su sıkımı, gaz bombası atımı ve biber gazı sıkımına bırakmıştır. Olay yerinden birçok kişi ustream adlı ağ adresi üzerinden cep telefonları yardımıyla canlı yayında bulunmuştur. Taksim sokakları savaş alanına dönmüş, önceden hazırlanan eylemciler gaz maskeleri, özel hazırlanan sülüsyonlarıyla (biber gazından etkilenmemek amacıyla) polise karşı cephe aldılar. Karşılıklı saldırılar canlı yayınla sanal ağda paylaşılmış, patlamaya hazır olan toplumumuz olayları canlı görünce tabiri caizse gaza gelmiş alana koşmuşlardır. Birçok iş yeri ve kamu malı zarar görmüştür. Doğa severler(!) cadde üzerinde bulunan büyük saksılardaki çam ağaçlarını barikat yapmak amacıyla kullanmışlardır.

Olay bir doğa eyleminden çıkmıştı artık, birkaç yıl önce Mısır ve Libya’da gördüğümüz sosyal ağ üzerinden haberleşme, asparagas haberlerle toplumu galeyana getirme ülkemizde uygulanıyordu. Tıpkı oradaki gibi ülke basını bu olayı görmezden geliyor, yabancı medya olayı canlı yayınlıyor(3), “Türk baharının tohumları atılıyor” (4) başlıklarıyla dünya basınına lanse ediyordu.

Olayların bu ana kadar işleyişi hakkında yaptığımız analiz şudur:

1-) Sabah ve öğle saatlerinde kendisine aktif bir saldırıda bulunmayan, eylemcilere karşı sert müdahalede bulunan polis, akşam saatlerinde kendisine taşlarla saldıran göstericilere uzaktan biber gazı sıkarak, gaz bombası atarak ve tazyikli su sıkarak eylemcileri daha da çok galeyana getirmeye çalışmış ve başarılı olmuştur. Sabah saatlerindeki gibi bir müdahalede bulunsaydı, bize göre ortada hiçbir gösteri kalmayacaktı. Demek ki yukarıdakiler eylemin bitmesini, eylemcilerin dağıtılmasını istemiyordu.

2-) Olay yerinden hiçbir ulusal televizyon kanalının yayın yapmaması, gerçekleşen yayınların ağ adresleri üzerinden gerçekleşmesi, toplumda hükümetin bu olayı halktan gizlediği, üstünü örtbas etmesi gibi anlaşılmıştır. Belli ki bu da medyaya hakim olan hükümetin isteği doğrultusunda gerçekleşmiş, toplum biraz daha galeyana getirilmiştir.

3-) Gece boyunca eylemciler İstiklal Caddesi üzerindeki işyerlerine saldırmış yine Mısır ve Libya’daki olaylara benzerlik gösteren yağma görüntüleri ortaya çıkmıştır.(5)

Ertesi gün alanlar daha büyük kalabalıklara ev sahipliği yapıyordu. Galeyana gelen toplumumuz alanda bulunmayı kendine milli bir görev, Atatürk’ün bir emri olarak görüyordu. Yine en ön saflarda sol görüşlü eylemciler ellerinde komünist paçavraları Gezi Parkı’na varmak çabalarındalardı. CHP haftalar öncesinden yapacağı Kadıköy mitingini iptal etmiş(6) ve eyleme katılacakları Beşiktaş’a, buradan Taksim’e çağırmıştı. 18:00’a kadar meydanın AKM – Gezi Parkı civarındaki polisler ile İstiklal Caddesi-Tarlabaşı-Harbiye tarafından gelen eylemciler arasında çatışmalar sürmüş, 15:30’dan itibaren polis çekilmiş, alan eylemcilere kalmıştır.(7) Bu süreç boyunca facebook sayfaları ve yapılan canlı yayınlar üzerinden özel doktorların, hastanelerin yaralanan eylemcileri ücretsiz tedavi edeceği konusunda duyurular geçildi ve telefon numaraları verildi. Amerikan sermayeli kahve ve fastfood işyerlerinin eylemcilere ücretsiz yardımda bulunduğu da aynı kaynaklar tarafından halka duyurulmuştur.

Bugüne ilişkin analizler şunlardır:

1-) Gece yapılan yağmalara rağmen polis kuvvetleri dünkü müdahalelerde olduğu gibi eylemcileri daha fazla kızdırma girişimlerinde bulundu. Hatta Halk TV’nin canlı yayında bildirdiklerine göre geri çekilip eylemcilere gezi parkı yolunu açıp, eylemciler yaklaşınca gaz bombalı saldırılar gerçekleştirdi. Bunlar göz önüne geldiğinde polis ve üzerinde yetki mercileri olayların yatışmasını (eylemcilerin alana çıkmasına 18:00’a kadar izin vermeyerek) veya eylemin müdahale sonrası sonlandırılmasını (1 Mayıs ve Nevruz’da izinsiz gösteri yapan sol gruplara uygulanan müdahale ve benzeri müdahale yapılmaması) istememişti.

2-) Amerikan sermayeli bu şirketler neden, alandakiler deyimiyle Amerikan yanlısı hükümete karşı olan eylemcilere ücretsiz hizmet sundular.Bunun açıklamasını yapmaya gerek bile kalmıyor.

"Bedava peynir, Yalnızca fare kapanında olur."

İki günde gelişen olayları son olarak birleştirmek gerekirse; eylemciler polisin yaptığı kışkırtma, kızdırma hareketiyle ateşlenmiş, kamu mallarına ve çevreye zarar vermesi sağlanmıştır. Olay yerinden yapılan canlı yayınlar, facebook ve twitter üzerinden yapılan yalan bilgilendirmeler toplumumuzu bulundukları kentlerde alanlara çekmiştir. Doğa severlerin eylemi AKP karşıtı bir eyleme dönüşmüş ve AKP karşıtı kesimleri alanda toplamıştır. Yaşanan olaylar Mısır ve Libya’da yaşanan Arap baharının başlangıcındaki olaylar ile tıpa tıp aynıdır.

Mısır’da yapılan ayaklanma öncesi ülkenin durumu:

1. Mısır’da işsizliğin had safhada olması
2. Devletin halka temel hizmetleri iyi verememesi
3. Adaletin zengin ve rejime yakın olanlara işlememesi
4. Devlet dairelerinde Mübarek ve partisinden olanlara öncelik tanınması
5. Mısır’da yetişmiş yeni neslin teknoloji ve kitle iletişim araçlarını iyi kullanarak, olayları anında kendi aralarında paylaşarak rejime karşı kamuoyu oluşturması.

Mısır’daki ülke durumunun hemen hemen aynıları ülkemizin durumuyla eşdeğer değil mi? Bu da Mısır’daki olayları nasıl Amerikan güdümlü gerçekleştiyse, ülkemizdeki olaylarında Amerikan güdümlü gerçekleştiğini göstermiyor mu? Hal ortadayken, Mısır ve Libya’daki olaylar için Amerikan oyunu diyen aydınlar(!) ülkemizdeki olayları bir kurtuluş olarak görüyordu. Ne büyük çelişki değil mi? Demek ki bunu söyleyen kişilerde gizli bir Amerikan uşağıydı.

Hükümet veya Amerika bu olayların arkasındaki güce ne derseniz deyin gerçekleşen eylemi bir nabız ölçmesi olarak değerlendirdi. Mısır ve Libya’daki gibi bu sokak eylemlerinde sivil toplumdan veya polisten ölenler olacak mı?(8) Türk toplumun tepkisi ne denli olacak diye bir deneme oyunu oynadılar. Henüz Türk toplumunun, Türk baharına tam anlamıyla hazır olmadığını anladılar.(9)Gelecek oyunlarında Türk toplumunu polise ve hükümete karşı daha fazla kin duyan bir toplum haline getirmeye çalışacaklar. Toplumumuzun sağduyulu, uyanık olması gerektiğini düşünmekteyiz. Aksi halde gerçekleşecek bir isyanın, başkaldırının ülkeyi büyük bir kaosa sürükleyeceği, belki de aylarca sürecek iç savaşa neden olacağı görüşündeyim. Yazımızı büyük Türkçü Ziya Gökalp’ın şu mısrasıyla sonlandırıyorum.

Uyanık bulunun ey Türk gençleri!
İrtica sevemez bu hür rehberi
Susturun mantıkla, kin güdenleri
Borcumuz savaşmak ebeden, niçin?...

Ziya Gökalp

Tanrı Türk’ü asıl şimdi korusun!

Serkan AKGÖZ

Kaynakça :
1-) http://haber.sol.org.tr/kent-gundemleri/akpden-gezi-parkina-safak-saldirisi-haberi-73793
2-) http://www.sabah.com.tr/Gundem/2013/05/31/gezi-parkindaki-nobete-gazli-mudahale#
3-) http://www.vgtv.no/#!/video/65023/direkte-opptøyer-i-istanbul
4-) http://m.guardian.co.uk/commentisfree/2013/may/31/istanbul-park-protests-turkish-spring?CMP=twt_gu
5-) http://www.aktifhaber.com/istiklal-caddesinde-yagmalanan-dukkanlar-797420h.htm
6-) http://www.haberturk.com/yasam/haber/849237-chp-kadikoy-mitingi-iptal-edildi
7-) http://www.radikal.com.tr/turkiye/polis_cekildi_taksime_halk_girdi-1135899
8 -) http://tr.wikipedia.org/wiki/2011_Mısır_Devrimi
9-) http://www.sabah.com.tr/Gundem/2013/06/02/gezi-parki-olaylarindaki-17-buyuk-yalan


Alıntı
Sol ise, iktisadî görüş olarak bazı noktalarda haklı bile bulunsa, tabiattaki galât-ı hilkatler gibi toplum hayatının bir yanlış yaratılmasından, marazî düşüncesinden başka bir şey değildir.

Son zamanlarda görüldüğü gibi sola milliyetçilik demek milliyetçilik ile halkçılığı karıştırmaktan doğar. Halkçılık, bugün yaşamakta olan yoksul tabakanın bolluğa kavuşmasını düşünmektir. Milliyetçilik, dünü de içine alarak hem bugünü, hem yarını kapsayan bir büyüklük duygusudur.

Solun “milliyetçilik” dediği “halkçılık” siyasî sınırların dışındaki soydaşlara karşı kör ve sağırdır. Milliyetçilik ise, hangi devletin idaresinde olursa olsun bütün soydaşları düşünen, onları kurtarmak için her fedakârlığı göze alan, hayatın ve insanlığın mânâsını bu fedakârlıkta bulan ülküdür.

Solculuk için hayat “ekonomik yaşantı”dan başka bir şey değildir. Mazinin mirası, geleceğin büyüklüğü onun umurunda değildir. O, çok kazanmak, rahat edip eğlenmekten başka bir şey düşünmez. Bunları ileri sürerken her toplumda bulunan vurguncuları öne sürerek bunları sağa mal etmeye çalışır.

Milliyetçi olduğunu ileri süren “sol”, vaktiyle Fransa ve İspanya’da görüldüğü gibi komünistlerle iş birliği yaparak “millî cephe” adı altında kendi toplumlarını kardeş kavgasına, kargaşalığa ve felâkete sürüklemekten çekinmeyen bir düşünce olduğuna göre, bunlara milliyetçi demek temelsiz ve gülünç bir iddiadan başka bir şey değildir…

Sol Milliyetçi Olamaz
(Hüseyin Nihal ATSIZ)
Ötüken, Şubat 1974, Sayı: 2

BASINDA VE BULUNDUĞUM BÖLGEDEKİ KİŞİLERİN ISRARLA OLAYLARI YAPANLARIN BİR KAÇ KİŞİLİK MARJİNAL GURUPLAR OLDUĞU AMA BÜYÜK KISMIN TÜRK BAYRAKLI VE ATATÜRK VE TÜRK KİMLİĞİ ÖN PLANA ÇIKMIŞ (HAKLI BİR ŞEKİLDE) HÜKÜMETİ PROTESTO ETTİĞİ ÜSTÜNE BASA BASA VURGULANMAKTADIR.

ATSIZ BEĞ'İN KONU İLE İLGİLİ MAKALESİ BİLE TÜRKÇÜLERE IŞIK TUTMUYORSA; KENDİLERİNE TÜRKÇÜ DİYEN KİŞİCİKLERCE, KONU BAŞLIĞI OLAN YAPILAN  AÇIKLAMALAR NEDENİYLE "tayyipçi" OLARAK YARGILANMAMIZ NORMALDİR DİYE DÜŞÜNÜYORUM.



TTK.

Kusura bakmayın da bu komünizm vesaire tarihe gömüldü artık. Üç beş marjinal grup dışında yoklar. Şimdiki düşmanımız kapitalizm bence. Komünizm gibi ırki/milli değerleri reddetmesinin yanında, tek değer olarak parayı savunuyor.
Başlık: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 12 Haziran 2013
Kusura bakmayın da bu komünizm vesaire tarihe gömüldü artık. Üç beş marjinal grup dışında yoklar. Şimdiki düşmanımız kapitalizm bence. Komünizm gibi ırki/milli değerleri reddetmesinin yanında, tek değer olarak parayı savunuyor.

Üç beş marjinal dediğiniz gruplardan yansıyanları, bir başka başlıkta eklenen, aşağıda alıntıladığım resim gayet net açıklamaktadır.


(https://www.hunturk.net/forum/rsm/3190-akm-1-1371060414.jpg)



Üç-beş marjinal dediğiniz gruplar her platformda kürtçülerle işbirliği yaparak Türk Devletine karşı ciddi tehditler oluşturmaktadır.
Göstericileri yeni Türkiye diye tarif edenler yanılıyorlar.
Taksimden, Kızılaydan, Gündoğdu'dan yansıyan görüntüler eski marksistlerin, kürtçülerle el ele verip yeni Türkiyenin imkanlarını kullanarak Türk Devletine kastetmekte olduklarını resmetmektedir.
İşte parçalardan oluşan büyük resim budur ve bu büyük resmi görebilmek önemlidir.

TTK.
Başlık: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 12 Haziran 2013
Kusura bakmayın da bu komünizm vesaire tarihe gömüldü artık. Üç beş marjinal grup dışında yoklar.

Bizim 1980 öncesi yıllarda çokça kullandığımız "komünistler Moskova'ya!" diye bir sloganımız vardı.
Gençliğimizde bu sloganı, Türkiye'de komünist faaliyetler yapanlara karşı, küfür ve aşağılama kastıyla dillendirirdik.
Zaman zuhur etti SSCB yıkıldı, komünist blok dağıldı ve Moskova komünistliğin merkezi ve hamisi olmaktan çıktı.
SSCB'nin yıkılmasını takip eden yıllarda Rus komünist partisi üyesi küçük bir grup Moskova'daki meşhur Kızıl Meydan'da Rus Komünist Partisinin kuruluş yıldönümü münasebetiyle toplandıklarında kalabalık bir Rus topluluğu Rus komünistlerin etrafını çepeçevre kuşatıp "komünistler Türkiye'ye!" sloganlarıyla onları protesto etmeleri dünya basınına yansımıştı.
Konuyla ne kadar alakalı bilmiyorum ama paylaşayım dedim.

TTK.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: giray-han - 13 Haziran 2013
GENÇ TÜRKÇÜ KARDEŞİMİZİN iSTANBUL OLAYLARI İLE İLGİLİ GÖZLEM VE ANALİZİ.

Alıntı
Gezi Parkı Olayları Hakkında

30 Mayıs günü ülkemiz kamuoyunda pek bilinmeyen Gezi Parkı’na AVM yapılmasına karşı olan doğa sever(!) sol parti üyeleri alanda çadırlarını kurmuş, alışık olduğumuz sol protestolarının birini yinelemiş oldular. Yapılan çadırlı protestoya sabahın ilk saatlerinde kolluk kuvvetlerinin müdahalesi sert olmuştur.(1) Ertesi günü, yani 31 Mayıs günü yapılan müdahaleyi protesto etmek amacıyla, alanda bulunan doğa severlere(!) destek olmak amacıyla birçok sol parti üyeleri, milletvekilleri alandaki yerini almıştır.(2) Toplanan eylemci gruba polisin müdahalesi gecikmemiştir. Yapılan müdahale sonrası sosyal ağda eylem geniş yer bulmuştur. Müdahalede yaralanan kişiler bilinçli olarak; öldü, gözü çıktı, beyni patladı gibi asparagas haber başlıklarıyla ajans edilmiştir. Yapılan bu propaganda toplumumuz tarafından yenmiş, eylem yerine akşam saatlerine yakın iş ve okuldan çıkan kişilerin katılımıyla hayli büyümüştür. Gündüz, sabah ve öğle saatlerindeki polisin sert müdahalesi yerini sabit bir noktadan yapılan tazyikli su sıkımı, gaz bombası atımı ve biber gazı sıkımına bırakmıştır. Olay yerinden birçok kişi ustream adlı ağ adresi üzerinden cep telefonları yardımıyla canlı yayında bulunmuştur. Taksim sokakları savaş alanına dönmüş, önceden hazırlanan eylemciler gaz maskeleri, özel hazırlanan sülüsyonlarıyla (biber gazından etkilenmemek amacıyla) polise karşı cephe aldılar. Karşılıklı saldırılar canlı yayınla sanal ağda paylaşılmış, patlamaya hazır olan toplumumuz olayları canlı görünce tabiri caizse gaza gelmiş alana koşmuşlardır. Birçok iş yeri ve kamu malı zarar görmüştür. Doğa severler(!) cadde üzerinde bulunan büyük saksılardaki çam ağaçlarını barikat yapmak amacıyla kullanmışlardır.

Olay bir doğa eyleminden çıkmıştı artık, birkaç yıl önce Mısır ve Libya’da gördüğümüz sosyal ağ üzerinden haberleşme, asparagas haberlerle toplumu galeyana getirme ülkemizde uygulanıyordu. Tıpkı oradaki gibi ülke basını bu olayı görmezden geliyor, yabancı medya olayı canlı yayınlıyor(3), “Türk baharının tohumları atılıyor” (4) başlıklarıyla dünya basınına lanse ediyordu.

Olayların bu ana kadar işleyişi hakkında yaptığımız analiz şudur:

1-) Sabah ve öğle saatlerinde kendisine aktif bir saldırıda bulunmayan, eylemcilere karşı sert müdahalede bulunan polis, akşam saatlerinde kendisine taşlarla saldıran göstericilere uzaktan biber gazı sıkarak, gaz bombası atarak ve tazyikli su sıkarak eylemcileri daha da çok galeyana getirmeye çalışmış ve başarılı olmuştur. Sabah saatlerindeki gibi bir müdahalede bulunsaydı, bize göre ortada hiçbir gösteri kalmayacaktı. Demek ki yukarıdakiler eylemin bitmesini, eylemcilerin dağıtılmasını istemiyordu.

2-) Olay yerinden hiçbir ulusal televizyon kanalının yayın yapmaması, gerçekleşen yayınların ağ adresleri üzerinden gerçekleşmesi, toplumda hükümetin bu olayı halktan gizlediği, üstünü örtbas etmesi gibi anlaşılmıştır. Belli ki bu da medyaya hakim olan hükümetin isteği doğrultusunda gerçekleşmiş, toplum biraz daha galeyana getirilmiştir.

3-) Gece boyunca eylemciler İstiklal Caddesi üzerindeki işyerlerine saldırmış yine Mısır ve Libya’daki olaylara benzerlik gösteren yağma görüntüleri ortaya çıkmıştır.(5)

Ertesi gün alanlar daha büyük kalabalıklara ev sahipliği yapıyordu. Galeyana gelen toplumumuz alanda bulunmayı kendine milli bir görev, Atatürk’ün bir emri olarak görüyordu. Yine en ön saflarda sol görüşlü eylemciler ellerinde komünist paçavraları Gezi Parkı’na varmak çabalarındalardı. CHP haftalar öncesinden yapacağı Kadıköy mitingini iptal etmiş(6) ve eyleme katılacakları Beşiktaş’a, buradan Taksim’e çağırmıştı. 18:00’a kadar meydanın AKM – Gezi Parkı civarındaki polisler ile İstiklal Caddesi-Tarlabaşı-Harbiye tarafından gelen eylemciler arasında çatışmalar sürmüş, 15:30’dan itibaren polis çekilmiş, alan eylemcilere kalmıştır.(7) Bu süreç boyunca facebook sayfaları ve yapılan canlı yayınlar üzerinden özel doktorların, hastanelerin yaralanan eylemcileri ücretsiz tedavi edeceği konusunda duyurular geçildi ve telefon numaraları verildi. Amerikan sermayeli kahve ve fastfood işyerlerinin eylemcilere ücretsiz yardımda bulunduğu da aynı kaynaklar tarafından halka duyurulmuştur.

Bugüne ilişkin analizler şunlardır:

1-) Gece yapılan yağmalara rağmen polis kuvvetleri dünkü müdahalelerde olduğu gibi eylemcileri daha fazla kızdırma girişimlerinde bulundu. Hatta Halk TV’nin canlı yayında bildirdiklerine göre geri çekilip eylemcilere gezi parkı yolunu açıp, eylemciler yaklaşınca gaz bombalı saldırılar gerçekleştirdi. Bunlar göz önüne geldiğinde polis ve üzerinde yetki mercileri olayların yatışmasını (eylemcilerin alana çıkmasına 18:00’a kadar izin vermeyerek) veya eylemin müdahale sonrası sonlandırılmasını (1 Mayıs ve Nevruz’da izinsiz gösteri yapan sol gruplara uygulanan müdahale ve benzeri müdahale yapılmaması) istememişti.

2-) Amerikan sermayeli bu şirketler neden, alandakiler deyimiyle Amerikan yanlısı hükümete karşı olan eylemcilere ücretsiz hizmet sundular.Bunun açıklamasını yapmaya gerek bile kalmıyor.

"Bedava peynir, Yalnızca fare kapanında olur."

İki günde gelişen olayları son olarak birleştirmek gerekirse; eylemciler polisin yaptığı kışkırtma, kızdırma hareketiyle ateşlenmiş, kamu mallarına ve çevreye zarar vermesi sağlanmıştır. Olay yerinden yapılan canlı yayınlar, facebook ve twitter üzerinden yapılan yalan bilgilendirmeler toplumumuzu bulundukları kentlerde alanlara çekmiştir. Doğa severlerin eylemi AKP karşıtı bir eyleme dönüşmüş ve AKP karşıtı kesimleri alanda toplamıştır. Yaşanan olaylar Mısır ve Libya’da yaşanan Arap baharının başlangıcındaki olaylar ile tıpa tıp aynıdır.

Mısır’da yapılan ayaklanma öncesi ülkenin durumu:

1. Mısır’da işsizliğin had safhada olması
2. Devletin halka temel hizmetleri iyi verememesi
3. Adaletin zengin ve rejime yakın olanlara işlememesi
4. Devlet dairelerinde Mübarek ve partisinden olanlara öncelik tanınması
5. Mısır’da yetişmiş yeni neslin teknoloji ve kitle iletişim araçlarını iyi kullanarak, olayları anında kendi aralarında paylaşarak rejime karşı kamuoyu oluşturması.

Mısır’daki ülke durumunun hemen hemen aynıları ülkemizin durumuyla eşdeğer değil mi? Bu da Mısır’daki olayları nasıl Amerikan güdümlü gerçekleştiyse, ülkemizdeki olaylarında Amerikan güdümlü gerçekleştiğini göstermiyor mu? Hal ortadayken, Mısır ve Libya’daki olaylar için Amerikan oyunu diyen aydınlar(!) ülkemizdeki olayları bir kurtuluş olarak görüyordu. Ne büyük çelişki değil mi? Demek ki bunu söyleyen kişilerde gizli bir Amerikan uşağıydı.

Hükümet veya Amerika bu olayların arkasındaki güce ne derseniz deyin gerçekleşen eylemi bir nabız ölçmesi olarak değerlendirdi. Mısır ve Libya’daki gibi bu sokak eylemlerinde sivil toplumdan veya polisten ölenler olacak mı?(8) Türk toplumun tepkisi ne denli olacak diye bir deneme oyunu oynadılar. Henüz Türk toplumunun, Türk baharına tam anlamıyla hazır olmadığını anladılar.(9)Gelecek oyunlarında Türk toplumunu polise ve hükümete karşı daha fazla kin duyan bir toplum haline getirmeye çalışacaklar. Toplumumuzun sağduyulu, uyanık olması gerektiğini düşünmekteyiz. Aksi halde gerçekleşecek bir isyanın, başkaldırının ülkeyi büyük bir kaosa sürükleyeceği, belki de aylarca sürecek iç savaşa neden olacağı görüşündeyim. Yazımızı büyük Türkçü Ziya Gökalp’ın şu mısrasıyla sonlandırıyorum.

Uyanık bulunun ey Türk gençleri!
İrtica sevemez bu hür rehberi
Susturun mantıkla, kin güdenleri
Borcumuz savaşmak ebeden, niçin?...

Ziya Gökalp

Tanrı Türk’ü asıl şimdi korusun!

Serkan AKGÖZ

Kaynakça :
1-) http://haber.sol.org.tr/kent-gundemleri/akpden-gezi-parkina-safak-saldirisi-haberi-73793
2-) http://www.sabah.com.tr/Gundem/2013/05/31/gezi-parkindaki-nobete-gazli-mudahale#
3-) http://www.vgtv.no/#!/video/65023/direkte-opptøyer-i-istanbul
4-) http://m.guardian.co.uk/commentisfree/2013/may/31/istanbul-park-protests-turkish-spring?CMP=twt_gu
5-) http://www.aktifhaber.com/istiklal-caddesinde-yagmalanan-dukkanlar-797420h.htm
6-) http://www.haberturk.com/yasam/haber/849237-chp-kadikoy-mitingi-iptal-edildi
7-) http://www.radikal.com.tr/turkiye/polis_cekildi_taksime_halk_girdi-1135899
8 -) http://tr.wikipedia.org/wiki/2011_Mısır_Devrimi
9-) http://www.sabah.com.tr/Gundem/2013/06/02/gezi-parki-olaylarindaki-17-buyuk-yalan


Alıntı
Sol ise, iktisadî görüş olarak bazı noktalarda haklı bile bulunsa, tabiattaki galât-ı hilkatler gibi toplum hayatının bir yanlış yaratılmasından, marazî düşüncesinden başka bir şey değildir.

Son zamanlarda görüldüğü gibi sola milliyetçilik demek milliyetçilik ile halkçılığı karıştırmaktan doğar. Halkçılık, bugün yaşamakta olan yoksul tabakanın bolluğa kavuşmasını düşünmektir. Milliyetçilik, dünü de içine alarak hem bugünü, hem yarını kapsayan bir büyüklük duygusudur.

Solun “milliyetçilik” dediği “halkçılık” siyasî sınırların dışındaki soydaşlara karşı kör ve sağırdır. Milliyetçilik ise, hangi devletin idaresinde olursa olsun bütün soydaşları düşünen, onları kurtarmak için her fedakârlığı göze alan, hayatın ve insanlığın mânâsını bu fedakârlıkta bulan ülküdür.

Solculuk için hayat “ekonomik yaşantı”dan başka bir şey değildir. Mazinin mirası, geleceğin büyüklüğü onun umurunda değildir. O, çok kazanmak, rahat edip eğlenmekten başka bir şey düşünmez. Bunları ileri sürerken her toplumda bulunan vurguncuları öne sürerek bunları sağa mal etmeye çalışır.

Milliyetçi olduğunu ileri süren “sol”, vaktiyle Fransa ve İspanya’da görüldüğü gibi komünistlerle iş birliği yaparak “millî cephe” adı altında kendi toplumlarını kardeş kavgasına, kargaşalığa ve felâkete sürüklemekten çekinmeyen bir düşünce olduğuna göre, bunlara milliyetçi demek temelsiz ve gülünç bir iddiadan başka bir şey değildir…

Sol Milliyetçi Olamaz
(Hüseyin Nihal ATSIZ)
Ötüken, Şubat 1974, Sayı: 2

BASINDA VE BULUNDUĞUM BÖLGEDEKİ KİŞİLERİN ISRARLA OLAYLARI YAPANLARIN BİR KAÇ KİŞİLİK MARJİNAL GURUPLAR OLDUĞU AMA BÜYÜK KISMIN TÜRK BAYRAKLI VE ATATÜRK VE TÜRK KİMLİĞİ ÖN PLANA ÇIKMIŞ (HAKLI BİR ŞEKİLDE) HÜKÜMETİ PROTESTO ETTİĞİ ÜSTÜNE BASA BASA VURGULANMAKTADIR.

ATSIZ BEĞ'İN KONU İLE İLGİLİ MAKALESİ BİLE TÜRKÇÜLERE IŞIK TUTMUYORSA; KENDİLERİNE TÜRKÇÜ DİYEN KİŞİCİKLERCE, KONU BAŞLIĞI OLAN YAPILAN  AÇIKLAMALAR NEDENİYLE "tayyipçi" OLARAK YARGILANMAMIZ NORMALDİR DİYE DÜŞÜNÜYORUM.



TTK.

Kusura bakmayın da bu komünizm vesaire tarihe gömüldü artık. Üç beş marjinal grup dışında yoklar. Şimdiki düşmanımız kapitalizm bence. Komünizm gibi ırki/milli değerleri reddetmesinin yanında, tek değer olarak parayı savunuyor.
Elbette, kapitalizm de komünizm gibi beynelmilel bir düşünce olduğundan dolayı ırk, millet, dil ve din tanımamaktadır. Ama küresel kapitalizme karşı verilebilecek tek cevap, milli sermaye ve endüstridir. Sokaklarda bağırıp çağırmak, ve toplumun kaynaklarını bu konuda heba etmek, bize bir şey kazandırmaz. Aksine, marjinal grupların bu olaylardan yeterince nemalandığı, ve kendine bolca taraftar bulduğunu düşünmekteyim. PKK etnik bir grup olduğu için kendi safına Türk çekemez, ama diğer sol gruplar çekebilirler. Şu an azılı kızıllardan oluşan Redhack denilen grubun nice Türk genci tarafından benimsendiğini gördükçe şaşırıyorum. Orada orak çekiçle dolaşan grupların da eğer ki protestolar acil bir şekilde milli bir ruha kavuşmadığı sürece, bu işten birer kahraman gibi görülerek ayrılacaklarını düşünmekteyim.
Komünistler yine ucuz popülizm ile vaktinde "faşist" dedikleri Ulusalcı ve "burjuva" dedikleri kozmopolitan kesimin desteğini kendi tarafında toplamak peşindeler.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: -Türk- - 13 Haziran 2013
Kusura bakmayın da bu komünizm vesaire tarihe gömüldü artık. Üç beş marjinal grup dışında yoklar. Şimdiki düşmanımız kapitalizm bence. Komünizm gibi ırki/milli değerleri reddetmesinin yanında, tek değer olarak parayı savunuyor.

Üç beş marjinal dediğiniz gruplardan yansıyanları, bir başka başlıkta eklenen, aşağıda alıntıladığım resim gayet net açıklamaktadır.


(https://www.hunturk.net/forum/rsm/3190-akm-1-1371060414.jpg)



Üç-beş marjinal dediğiniz gruplar her platformda kürtçülerle işbirliği yaparak Türk Devletine karşı ciddi tehditler oluşturmaktadır.
Göstericileri yeni Türkiye diye tarif edenler yanılıyorlar.
Taksimden, Kızılaydan, Gündoğdu'dan yansıyan görüntüler eski marksistlerin, kürtçülerle el ele verip yeni Türkiyenin imkanlarını kullanarak Türk Devletine kastetmekte olduklarını resmetmektedir.
İşte parçalardan oluşan büyük resim budur ve bu büyük resmi görebilmek önemlidir.

TTK.

Her ideolojinin belli bir grubu vardır. Bu o ideolojinin güçlü ve hakim ideoloji olacağı anlamına gelmez. Almanya'daki neonaziler gibi. Almanya'ya nasyonal sosyalizm gelebilir mi bir daha? Mümkün değil. Uzun lafın kısası, SSCB'nin yıkılması ile tamamen bitti komünizm.

Evet eskiden bu kürtçüler sosyalistti ancak dediğim gibi SSCB yıkıldıktan sonra tamamen ABD'nin güdümüne girdiler.

Enternasyonalizm zaten kaç yüz yıldır en büyük tehlike bizim için. Enternasyonalizm tehlikesi de sadece komünizmden ibaret değil zaten, liberali de enternasyonal, dincisi de.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: -Türk- - 13 Haziran 2013
GENÇ TÜRKÇÜ KARDEŞİMİZİN iSTANBUL OLAYLARI İLE İLGİLİ GÖZLEM VE ANALİZİ.

Alıntı
Gezi Parkı Olayları Hakkında

30 Mayıs günü ülkemiz kamuoyunda pek bilinmeyen Gezi Parkı’na AVM yapılmasına karşı olan doğa sever(!) sol parti üyeleri alanda çadırlarını kurmuş, alışık olduğumuz sol protestolarının birini yinelemiş oldular. Yapılan çadırlı protestoya sabahın ilk saatlerinde kolluk kuvvetlerinin müdahalesi sert olmuştur.(1) Ertesi günü, yani 31 Mayıs günü yapılan müdahaleyi protesto etmek amacıyla, alanda bulunan doğa severlere(!) destek olmak amacıyla birçok sol parti üyeleri, milletvekilleri alandaki yerini almıştır.(2) Toplanan eylemci gruba polisin müdahalesi gecikmemiştir. Yapılan müdahale sonrası sosyal ağda eylem geniş yer bulmuştur. Müdahalede yaralanan kişiler bilinçli olarak; öldü, gözü çıktı, beyni patladı gibi asparagas haber başlıklarıyla ajans edilmiştir. Yapılan bu propaganda toplumumuz tarafından yenmiş, eylem yerine akşam saatlerine yakın iş ve okuldan çıkan kişilerin katılımıyla hayli büyümüştür. Gündüz, sabah ve öğle saatlerindeki polisin sert müdahalesi yerini sabit bir noktadan yapılan tazyikli su sıkımı, gaz bombası atımı ve biber gazı sıkımına bırakmıştır. Olay yerinden birçok kişi ustream adlı ağ adresi üzerinden cep telefonları yardımıyla canlı yayında bulunmuştur. Taksim sokakları savaş alanına dönmüş, önceden hazırlanan eylemciler gaz maskeleri, özel hazırlanan sülüsyonlarıyla (biber gazından etkilenmemek amacıyla) polise karşı cephe aldılar. Karşılıklı saldırılar canlı yayınla sanal ağda paylaşılmış, patlamaya hazır olan toplumumuz olayları canlı görünce tabiri caizse gaza gelmiş alana koşmuşlardır. Birçok iş yeri ve kamu malı zarar görmüştür. Doğa severler(!) cadde üzerinde bulunan büyük saksılardaki çam ağaçlarını barikat yapmak amacıyla kullanmışlardır.

Olay bir doğa eyleminden çıkmıştı artık, birkaç yıl önce Mısır ve Libya’da gördüğümüz sosyal ağ üzerinden haberleşme, asparagas haberlerle toplumu galeyana getirme ülkemizde uygulanıyordu. Tıpkı oradaki gibi ülke basını bu olayı görmezden geliyor, yabancı medya olayı canlı yayınlıyor(3), “Türk baharının tohumları atılıyor” (4) başlıklarıyla dünya basınına lanse ediyordu.

Olayların bu ana kadar işleyişi hakkında yaptığımız analiz şudur:

1-) Sabah ve öğle saatlerinde kendisine aktif bir saldırıda bulunmayan, eylemcilere karşı sert müdahalede bulunan polis, akşam saatlerinde kendisine taşlarla saldıran göstericilere uzaktan biber gazı sıkarak, gaz bombası atarak ve tazyikli su sıkarak eylemcileri daha da çok galeyana getirmeye çalışmış ve başarılı olmuştur. Sabah saatlerindeki gibi bir müdahalede bulunsaydı, bize göre ortada hiçbir gösteri kalmayacaktı. Demek ki yukarıdakiler eylemin bitmesini, eylemcilerin dağıtılmasını istemiyordu.

2-) Olay yerinden hiçbir ulusal televizyon kanalının yayın yapmaması, gerçekleşen yayınların ağ adresleri üzerinden gerçekleşmesi, toplumda hükümetin bu olayı halktan gizlediği, üstünü örtbas etmesi gibi anlaşılmıştır. Belli ki bu da medyaya hakim olan hükümetin isteği doğrultusunda gerçekleşmiş, toplum biraz daha galeyana getirilmiştir.

3-) Gece boyunca eylemciler İstiklal Caddesi üzerindeki işyerlerine saldırmış yine Mısır ve Libya’daki olaylara benzerlik gösteren yağma görüntüleri ortaya çıkmıştır.(5)

Ertesi gün alanlar daha büyük kalabalıklara ev sahipliği yapıyordu. Galeyana gelen toplumumuz alanda bulunmayı kendine milli bir görev, Atatürk’ün bir emri olarak görüyordu. Yine en ön saflarda sol görüşlü eylemciler ellerinde komünist paçavraları Gezi Parkı’na varmak çabalarındalardı. CHP haftalar öncesinden yapacağı Kadıköy mitingini iptal etmiş(6) ve eyleme katılacakları Beşiktaş’a, buradan Taksim’e çağırmıştı. 18:00’a kadar meydanın AKM – Gezi Parkı civarındaki polisler ile İstiklal Caddesi-Tarlabaşı-Harbiye tarafından gelen eylemciler arasında çatışmalar sürmüş, 15:30’dan itibaren polis çekilmiş, alan eylemcilere kalmıştır.(7) Bu süreç boyunca facebook sayfaları ve yapılan canlı yayınlar üzerinden özel doktorların, hastanelerin yaralanan eylemcileri ücretsiz tedavi edeceği konusunda duyurular geçildi ve telefon numaraları verildi. Amerikan sermayeli kahve ve fastfood işyerlerinin eylemcilere ücretsiz yardımda bulunduğu da aynı kaynaklar tarafından halka duyurulmuştur.

Bugüne ilişkin analizler şunlardır:

1-) Gece yapılan yağmalara rağmen polis kuvvetleri dünkü müdahalelerde olduğu gibi eylemcileri daha fazla kızdırma girişimlerinde bulundu. Hatta Halk TV’nin canlı yayında bildirdiklerine göre geri çekilip eylemcilere gezi parkı yolunu açıp, eylemciler yaklaşınca gaz bombalı saldırılar gerçekleştirdi. Bunlar göz önüne geldiğinde polis ve üzerinde yetki mercileri olayların yatışmasını (eylemcilerin alana çıkmasına 18:00’a kadar izin vermeyerek) veya eylemin müdahale sonrası sonlandırılmasını (1 Mayıs ve Nevruz’da izinsiz gösteri yapan sol gruplara uygulanan müdahale ve benzeri müdahale yapılmaması) istememişti.

2-) Amerikan sermayeli bu şirketler neden, alandakiler deyimiyle Amerikan yanlısı hükümete karşı olan eylemcilere ücretsiz hizmet sundular.Bunun açıklamasını yapmaya gerek bile kalmıyor.

"Bedava peynir, Yalnızca fare kapanında olur."

İki günde gelişen olayları son olarak birleştirmek gerekirse; eylemciler polisin yaptığı kışkırtma, kızdırma hareketiyle ateşlenmiş, kamu mallarına ve çevreye zarar vermesi sağlanmıştır. Olay yerinden yapılan canlı yayınlar, facebook ve twitter üzerinden yapılan yalan bilgilendirmeler toplumumuzu bulundukları kentlerde alanlara çekmiştir. Doğa severlerin eylemi AKP karşıtı bir eyleme dönüşmüş ve AKP karşıtı kesimleri alanda toplamıştır. Yaşanan olaylar Mısır ve Libya’da yaşanan Arap baharının başlangıcındaki olaylar ile tıpa tıp aynıdır.

Mısır’da yapılan ayaklanma öncesi ülkenin durumu:

1. Mısır’da işsizliğin had safhada olması
2. Devletin halka temel hizmetleri iyi verememesi
3. Adaletin zengin ve rejime yakın olanlara işlememesi
4. Devlet dairelerinde Mübarek ve partisinden olanlara öncelik tanınması
5. Mısır’da yetişmiş yeni neslin teknoloji ve kitle iletişim araçlarını iyi kullanarak, olayları anında kendi aralarında paylaşarak rejime karşı kamuoyu oluşturması.

Mısır’daki ülke durumunun hemen hemen aynıları ülkemizin durumuyla eşdeğer değil mi? Bu da Mısır’daki olayları nasıl Amerikan güdümlü gerçekleştiyse, ülkemizdeki olaylarında Amerikan güdümlü gerçekleştiğini göstermiyor mu? Hal ortadayken, Mısır ve Libya’daki olaylar için Amerikan oyunu diyen aydınlar(!) ülkemizdeki olayları bir kurtuluş olarak görüyordu. Ne büyük çelişki değil mi? Demek ki bunu söyleyen kişilerde gizli bir Amerikan uşağıydı.

Hükümet veya Amerika bu olayların arkasındaki güce ne derseniz deyin gerçekleşen eylemi bir nabız ölçmesi olarak değerlendirdi. Mısır ve Libya’daki gibi bu sokak eylemlerinde sivil toplumdan veya polisten ölenler olacak mı?(8) Türk toplumun tepkisi ne denli olacak diye bir deneme oyunu oynadılar. Henüz Türk toplumunun, Türk baharına tam anlamıyla hazır olmadığını anladılar.(9)Gelecek oyunlarında Türk toplumunu polise ve hükümete karşı daha fazla kin duyan bir toplum haline getirmeye çalışacaklar. Toplumumuzun sağduyulu, uyanık olması gerektiğini düşünmekteyiz. Aksi halde gerçekleşecek bir isyanın, başkaldırının ülkeyi büyük bir kaosa sürükleyeceği, belki de aylarca sürecek iç savaşa neden olacağı görüşündeyim. Yazımızı büyük Türkçü Ziya Gökalp’ın şu mısrasıyla sonlandırıyorum.

Uyanık bulunun ey Türk gençleri!
İrtica sevemez bu hür rehberi
Susturun mantıkla, kin güdenleri
Borcumuz savaşmak ebeden, niçin?...

Ziya Gökalp

Tanrı Türk’ü asıl şimdi korusun!

Serkan AKGÖZ

Kaynakça :
1-) http://haber.sol.org.tr/kent-gundemleri/akpden-gezi-parkina-safak-saldirisi-haberi-73793
2-) http://www.sabah.com.tr/Gundem/2013/05/31/gezi-parkindaki-nobete-gazli-mudahale#
3-) http://www.vgtv.no/#!/video/65023/direkte-opptøyer-i-istanbul
4-) http://m.guardian.co.uk/commentisfree/2013/may/31/istanbul-park-protests-turkish-spring?CMP=twt_gu
5-) http://www.aktifhaber.com/istiklal-caddesinde-yagmalanan-dukkanlar-797420h.htm
6-) http://www.haberturk.com/yasam/haber/849237-chp-kadikoy-mitingi-iptal-edildi
7-) http://www.radikal.com.tr/turkiye/polis_cekildi_taksime_halk_girdi-1135899
8 -) http://tr.wikipedia.org/wiki/2011_Mısır_Devrimi
9-) http://www.sabah.com.tr/Gundem/2013/06/02/gezi-parki-olaylarindaki-17-buyuk-yalan


Alıntı
Sol ise, iktisadî görüş olarak bazı noktalarda haklı bile bulunsa, tabiattaki galât-ı hilkatler gibi toplum hayatının bir yanlış yaratılmasından, marazî düşüncesinden başka bir şey değildir.

Son zamanlarda görüldüğü gibi sola milliyetçilik demek milliyetçilik ile halkçılığı karıştırmaktan doğar. Halkçılık, bugün yaşamakta olan yoksul tabakanın bolluğa kavuşmasını düşünmektir. Milliyetçilik, dünü de içine alarak hem bugünü, hem yarını kapsayan bir büyüklük duygusudur.

Solun “milliyetçilik” dediği “halkçılık” siyasî sınırların dışındaki soydaşlara karşı kör ve sağırdır. Milliyetçilik ise, hangi devletin idaresinde olursa olsun bütün soydaşları düşünen, onları kurtarmak için her fedakârlığı göze alan, hayatın ve insanlığın mânâsını bu fedakârlıkta bulan ülküdür.

Solculuk için hayat “ekonomik yaşantı”dan başka bir şey değildir. Mazinin mirası, geleceğin büyüklüğü onun umurunda değildir. O, çok kazanmak, rahat edip eğlenmekten başka bir şey düşünmez. Bunları ileri sürerken her toplumda bulunan vurguncuları öne sürerek bunları sağa mal etmeye çalışır.

Milliyetçi olduğunu ileri süren “sol”, vaktiyle Fransa ve İspanya’da görüldüğü gibi komünistlerle iş birliği yaparak “millî cephe” adı altında kendi toplumlarını kardeş kavgasına, kargaşalığa ve felâkete sürüklemekten çekinmeyen bir düşünce olduğuna göre, bunlara milliyetçi demek temelsiz ve gülünç bir iddiadan başka bir şey değildir…

Sol Milliyetçi Olamaz
(Hüseyin Nihal ATSIZ)
Ötüken, Şubat 1974, Sayı: 2

BASINDA VE BULUNDUĞUM BÖLGEDEKİ KİŞİLERİN ISRARLA OLAYLARI YAPANLARIN BİR KAÇ KİŞİLİK MARJİNAL GURUPLAR OLDUĞU AMA BÜYÜK KISMIN TÜRK BAYRAKLI VE ATATÜRK VE TÜRK KİMLİĞİ ÖN PLANA ÇIKMIŞ (HAKLI BİR ŞEKİLDE) HÜKÜMETİ PROTESTO ETTİĞİ ÜSTÜNE BASA BASA VURGULANMAKTADIR.

ATSIZ BEĞ'İN KONU İLE İLGİLİ MAKALESİ BİLE TÜRKÇÜLERE IŞIK TUTMUYORSA; KENDİLERİNE TÜRKÇÜ DİYEN KİŞİCİKLERCE, KONU BAŞLIĞI OLAN YAPILAN  AÇIKLAMALAR NEDENİYLE "tayyipçi" OLARAK YARGILANMAMIZ NORMALDİR DİYE DÜŞÜNÜYORUM.



TTK.

Kusura bakmayın da bu komünizm vesaire tarihe gömüldü artık. Üç beş marjinal grup dışında yoklar. Şimdiki düşmanımız kapitalizm bence. Komünizm gibi ırki/milli değerleri reddetmesinin yanında, tek değer olarak parayı savunuyor.
Elbette, kapitalizm de komünizm gibi beynelmilel bir düşünce olduğundan dolayı ırk, millet, dil ve din tanımamaktadır. Ama küresel kapitalizme karşı verilebilecek tek cevap, milli sermaye ve endüstridir. Sokaklarda bağırıp çağırmak, ve toplumun kaynaklarını bu konuda heba etmek, bize bir şey kazandırmaz. Aksine, marjinal grupların bu olaylardan yeterince nemalandığı, ve kendine bolca taraftar bulduğunu düşünmekteyim. PKK etnik bir grup olduğu için kendi safına Türk çekemez, ama diğer sol gruplar çekebilirler. Şu an azılı kızıllardan oluşan Redhack denilen grubun nice Türk genci tarafından benimsendiğini gördükçe şaşırıyorum. Orada orak çekiçle dolaşan grupların da eğer ki protestolar acil bir şekilde milli bir ruha kavuşmadığı sürece, bu işten birer kahraman gibi görülerek ayrılacaklarını düşünmekteyim.
Komünistler yine ucuz popülizm ile vaktinde "faşist" dedikleri Ulusalcı ve "burjuva" dedikleri kozmopolitan kesimin desteğini kendi tarafında toplamak peşindeler.

Aynı şeyleri düşünüyoruz. :) Zaten ekonomi olarak milli ekonomi kesinlikle şart.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: giray-han - 13 Haziran 2013
Alıntı
Her ideolojinin belli bir grubu vardır. Bu o ideolojinin güçlü ve hakim ideoloji olacağı anlamına gelmez. Almanya'daki neonaziler gibi. Almanya'ya nasyonal sosyalizm gelebilir mi bir daha? Mümkün değil. Uzun lafın kısası, SSCB'nin yıkılması ile tamamen bitti komünizm.

Evet eskiden bu kürtçüler sosyalistti ancak dediğim gibi SSCB yıkıldıktan sonra tamamen ABD'nin güdümüne girdiler.

Enternasyonalizm zaten kaç yüz yıldır en büyük tehlike bizim için. Enternasyonalizm tehlikesi de sadece komünizmden ibaret değil zaten, liberali de enternasyonal, dincisi de.
Aynen kandaşım.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: giray-han - 13 Haziran 2013
Komünizm bir sosyoekonomik sistem olarak öldü belki, ama solcuların toplumumuza belli başlı beynelmilel düşünceleri zerk etmeyi başardıklarını inkar edemeyeceğim...Şu an da bu devam etmekte. Bu protestolarda ise bunun en büyük örneğini gördük. Protestocular arasında birbirine zıt düşünceden insanların bulunması bir kere protestonun beynelmilel karakterini ortaya dökmektedir. Milli bir ruhtan uzaktır. Ve o yüzden marjinal grupların burada bulunması, ve diğer protestocular tarafından da kabul görülmesi çok da şaşırılacak bir şey değildir.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: motun yabgu - 13 Haziran 2013
Buna karşılık kararda, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın kriz karşısındaki tutumları "memnuniyet verici" olarak değerlendirdi. Gül ve Arınç'ın gerginliğin yatışması amacıyla muhalefetle görüşmeleri ve Taksim Platformu ile diyaloglarından övgüyle söz edildi. ALINTI. http://haber.gazetevatan.com/ap-kararinda-gul-ve-arinca-ovgu/545745/1/gundem:

                  Avrupa birliginin aciklamalarina bakilirsa, Taksim gezi parki tezgahinin ; Basta Fetos olmak üzere , cumhurbaskani , kiripto ermeni devsirmesi, Abdullah Güllüyan , Rum kürt devsirmesi Bülent Arinc, Sorosun sivil toplum örgütleri tarafindan tertiplendigi anlami ortaya cikiyor: Samil Tayyarenin bugünkü aciklamalari , bu tezi dogrular nitelikte . Tayyare , aciklamasinda , " Böyle kapsamli bir protestonun , devlet icinden , destek almadan , basarili olamayacagini " ifade ediyordu: Taslar yavas yavas yerine oturuyor kanaatindeyim .
Başlık: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 13 Haziran 2013
                  Avrupa birliginin aciklamalarina bakilirsa, Taksim gezi parki tezgahinin ; Basta Fetos olmak üzere , cumhurbaskani , kiripto ermeni devsirmesi, Abdullah Güllüyan , Rum kürt devsirmesi Bülent Arinc, Sorosun sivil toplum örgütleri tarafindan tertiplendigi anlami ortaya cikiyor: Samil Tayyarenin bugünkü aciklamalari , bu tezi dogrular nitelikte . Tayyare , aciklamasinda , " Böyle kapsamli bir protestonun , devlet icinden , destek almadan , basarili olamayacagini " ifade ediyordu: Taslar yavas yavas yerine oturuyor kanaatindeyim .

motun yabgu kardeşimin, bütünüyle katıldığım, bu tespitleri; işin aslını, astarını anlamadan, dinlemeden, vatan kurtarma edasıyla, balıklama dalanların kulağına küpe olsun da bir daha araştırıp, düşünmeden olur-olmaz şeylere kapılmasınlar.
Kimseyi incitmek kastım yok ama çoğu kişi bir türlü büyük resmi göremedi. İşte taşlar yavaş yavaş yerine oturdukça büyük resim herkesin görebileceği şekilde belirginleşiyor. Önemli olan işi daha başında büyük bir öngörü, sezi, duruş kararlılığıyla anlayabilmektir. Bu anlayış sayesinde Türk Milliyetçileri ancak doğru yerde durup, doğru kararlar alabilmektedir.

İdrak, basiret, feraset, panorama...
Bu kavramlar geldiğimiz noktada insan tavırlarını anlama ve değerlendirmede daha bir anlamlı ve önemli hale gelmiştir.
Bu kelimelerin anlamlarına bir göz atacak olursak.

İdrak:
1. Anlama yeteneği, anlayış, akıl erdirme
2. Erişme, ulaşma
3. ruh bilimi Algı
4. ruh bilimi Algılama

idrak etmek :
1. akıl erdirmek,
2. anlamak,
3. kavramak
4. erişmek,
5. ulaşmak
6. algılamak (ruh bilimi)

Basiret :
1. Gerçekleri yanılmadan görebilme yeteneği,
2. uzağı görüş,
3. seziş,
4. anlayış,
5. kavrayış,
6. sağgörü,
7. vizyon

basireti bağlanmak :
1. iyi düşünemez hale gelmek
2. Gerçeği göremez bir duruma düşmek

feraset :
1. Anlayış,
2. Seziş,
3. Sezgi
4. Zekâ

panorama :
1. Yüksek bir yerden bakıldığında göz önüne serilen geniş görünüş
2. Genel görünüm

Başkaca yorum yapmak gereksiz olacaktır.

TTK.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: -Türk- - 13 Haziran 2013
Komünizm bir sosyoekonomik sistem olarak öldü belki, ama solcuların toplumumuza belli başlı beynelmilel düşünceleri zerk etmeyi başardıklarını inkar edemeyeceğim...Şu an da bu devam etmekte. Bu protestolarda ise bunun en büyük örneğini gördük. Protestocular arasında birbirine zıt düşünceden insanların bulunması bir kere protestonun beynelmilel karakterini ortaya dökmektedir. Milli bir ruhtan uzaktır. Ve o yüzden marjinal grupların burada bulunması, ve diğer protestocular tarafından da kabul görülmesi çok da şaşırılacak bir şey değildir.

Enternasyonalizm zaten yüzyıllardır en büyük tehlike bizim için. Ancak dediğim gibi bunu sadece solcu kesime indirgeyemeyiz. Dincilerin de çok büyük payı var bunda. Yüzyıllarca o Müslüman millet, o Müslüman millet, kardeşiz denmedi mi mesela? Genel olarak bir sorun enternasyonalizm.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: motun yabgu - 13 Haziran 2013
Beyaz Saray’dan ‘Gezi’ açıklaması
Haziran 13, 2013 |
Facebook Paylaş
Washington Yönetimi'nden Gezi Parkı eylemleriyle ilgili 16. açıklama da geldi

Beyaz Saray, Türkiye’den demokratik özgürlükleri desteklemesini beklediklerini söyledi.

Washington Yönetimi, Gezi protestoları nedeniyle AKP’ye bir kez daha demokratik haklara saygı gösterme çağrısında bulundu ve konu hakkında 16’ıncı açıklamasını yaptı.

Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, düzenlediği basın toplantısında bir soru üzerine verdiği cevapta, Türk yetkililerin ifade ve toplanma özgürlüğü gibi temel demokratik hakları desteklemesi gerektiğini belirtti.   http://sozcu.com.tr/2013/dunya/beyaz-saraydan-gezi-aciklamasi.html

                   Taksim gezi parki ihanet ayaklanmasinin bir sekilde bastirilacaginin farkina varan , belgesi ile tastikli CIA ajani Fetos Gülenyan ABD li efendilerine 16 ci destek aciklamasini yaptirdi. Belliki RTE ve Bülent Arinc´in ABD ziyaretinde ; Arinc´in Fetos ile birebir görüsmesinde Taksim tezgahini planladiklari, Türkiyeye döndükten kisa bir süre sonra , ihanete start verdiklerini anlamak icin , dahi olmamiz gerekmezki. ABD kendini akilli alemi sersem saniyor. Ne iyi valla, önce AKP gibi ihanetci isbirlikci hainlerin iktidarini destekle, sonra milleti tahrik et , it´i kürt´ü ayaklandir , ülke genelinde ic savasi tahrik edecek , ayaklanma , devlete isyan etme projeleri gelistir, basarili olamayinca , AKP den illallah etmis kitleleri , Sirri Süreyya Önder tetikciliginde sokaklara dökülmesini sagla , polisle kimin degirmenine su tasidigindan habersiz , masum insanlari savastirmayi basaramayinca , bu sefer "ifade ve toplanma özgürlügünden" dem vur , haricten gazel oku: Böyle bir ifade ve toplanma özgürlügü dünyanin neresinde görülmüs ? Burada asil üzerinde durulmasi gereken konu , degerli Türk Kan andamin ifade ettigi gibi AKP bu ihanet projesinin ne kadarinda pay sahibi ? Taksim ayaklanmasini bastirmak Türk ordusunun GKB baskaninin boynuna , tasma takmaktan daha zor olmasa gerek degilmi ? O halde neden gerekli önlemleri zamaninda almaktan kacindi ? Hükümetteki yuvalanmis  Fetoscu Gülcü 70 vekilin istifa edip hükümetin yikilmasindan , endise ettigi icinmi taviz üstüne taviz verdi ? T.T.K.

                                 Not: Konu basligi ile alakasiz yorumlar yapilmamasini rica ederim:
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: YALNIZKURTKARAGÜLLE - 13 Haziran 2013
                   Taksim gezi parki ihanet ayaklanmasinin bir sekilde bastirilacaginin farkina varan , belgesi ile tastikli CIA ajani Fetos Gülenyan ABD li efendilerine 16 ci destek aciklamasini yaptirdi. Belliki RTE ve Bülent Arinc´in ABD ziyaretinde ; Arinc´in Fetos ile birebir görüsmesinde Taksim tezgahini planladiklari, Türkiyeye döndükten kisa bir süre sonra , ihanete start verdiklerini anlamak icin , dahi olmamiz gerekmezki.

Ayrıca kendisini Kemalist, Atatürkçü olarak tanımlayan vatandaşlar üzerinde siyasi hamiliği bulunan CHP ve İP 'nin de tezgahın dışında olmadığı aşikar. Etrafımda nice insan var ki ilk günden beri "HALK DEVRİMİ" olacak diye halk tv. den gözünü ayırmayan. Tek kendilerini haklı çıkartmaya çalıştıkları konu orada (Gezi parkında) her kesimden insan var ve diktatöre direniyor söylemi. Orada olanların siyasi ve ideolojik kimliklerini çözmekten de aciz değiliz.

TTK.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: motun yabgu - 14 Haziran 2013
                   Taksim gezi parki ihanet ayaklanmasinin bir sekilde bastirilacaginin farkina varan , belgesi ile tastikli CIA ajani Fetos Gülenyan ABD li efendilerine 16 ci destek aciklamasini yaptirdi. Belliki RTE ve Bülent Arinc´in ABD ziyaretinde ; Arinc´in Fetos ile birebir görüsmesinde Taksim tezgahini planladiklari, Türkiyeye döndükten kisa bir süre sonra , ihanete start verdiklerini anlamak icin , dahi olmamiz gerekmezki.

Ayrıca kendisini Kemalist, Atatürkçü olarak tanımlayan vatandaşlar üzerinde siyasi hamiliği bulunan CHP ve İP 'nin de tezgahın dışında olmadığı aşikar. Etrafımda nice insan var ki ilk günden beri "HALK DEVRİMİ" olacak diye halk tv. den gözünü ayırmayan. Tek kendilerini haklı çıkartmaya çalıştıkları konu orada (Gezi parkında) her kesimden insan var ve diktatöre direniyor söylemi. Orada olanların siyasi ve ideolojik kimliklerini çözmekten de aciz değiliz.

TTK.

                        Kemal Kilicyan Hüseyin Aygün Gürsel Tekin Sezgin allahkulu (asli Tanrikulu) gibi Imralidaki it´e avukatlik yapmis hainleri ve Perincek gibi Ermeni rahminden firlamis piclerin verdigi destegi anlariz (!) Onlar kanlarinin geregini yerine getiriyorlar . Anlamadigimiz , kamuoyuna mal olmus Erdal Sarizeybek gibi milliyetci gecinen yazar cizer heveslisi takimina ne diyecegiz ? Bunlarda hicmi akil izan öngörü yok ?
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: motun yabgu - 14 Haziran 2013
Şoke eden mesaj!
Haziran 13, 2013
İstanbul Çevik Kuvvet Şube Müdürü tarafından atıldığı iddia edilen bu mesaj sizi şoke edecek.
Mustafa Kemal BÜYÜKKAYA / sozcu.com.tr twitter: @mkbuyukkaya

2011 yılında Trafik Denetleme Şube Müdür Yardımcılığından, Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü görevine getirilen Muhammet Fatih Sarıyıldız’ın çevik kuvvet ekiplerine ‘moral vermek için’ attığı mesaj şok etkisi yarattı.

Bugün saat 17:05′te atılan mesajın içeriğinde savaş çığırtkanlığı yapılıyor.

İŞTE O MESAJ
“Çevik kuvvetimizin kahraman evlatları! Çanakkale destanından sonra 2. destanı sizler yazıyorsunuz. Molotofla kolu yanan kardeşimiz kolu sargılı göreve koşuyor. Düğününü yapan kardeşimiz ertesi gün çıkıp geliyor. Bir çok yaralı kardeşimiz raporunu kullanmak istemiyor. 16 gündür çok az uyuduk. Çoğu zaman yemek yiyemedik. Hep birlikte zor şartlarda görev yapmaktayız. Kahramanlarla dolu bu şubede görev yapmaktan onur duyuyorum. Sizleri yetiştiren ana-babalarınızın ellerinden, sizlerin alınlarınızdan öpüyorum. M. Fatih SARIYILDIZ / Çevik Kuvvet Şube Müdürü”   http://sozcu.com.tr/2013/gundem/soke-eden-mesaj.html
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 14 Haziran 2013

                        Anlamadigimiz , kamuoyuna mal olmus Erdal Sarizeybek gibi milliyetci gecinen yazar cizer heveslisi takimina ne diyecegiz ? Bunlarda hicmi akil izan öngörü yok ?

Düğüm işte tam bu noktada çözülüyor, sevgili motun yabgu, kardeşim.
Milliyetçiliğin cicili-bicili sözlerden ibaret olmadığı gerçeği, son günlerin kargaşasında akıntıya kapılan ve selvi söğüt gibi rüzgara göre oraya, buraya eğilen bir çok popülist kişinin şahsında bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
Milliyetçilik derin sezi ve hücrelere kadar işlemiş bilinç demektir. Milliyetçilik kan, soy ve vicdan işi olduğu kadar; aynı zamanda bir akıl, sosyolojik perspektif, tarihi ve kültürel birikim ve toplum mühendisliği işidir de.
İşte bu sebeple öteden beri "Bizi ancak Türkçülüğü yüreğinin derinliklerinde duyumsayıp, bu kutlu ülküyü; kan ve vicdan işi olarak görenler, anlayabilir." demekle bunu kastetmekteyiz.
Bazen şöhret, moda deyimiyle popülizm, sahibini bir anda alaşağı eden tehlikeli bir uçurum, iki tarafı keskin bir bıçaktır. Ne yazık ki toplumsal algı bazı şöhret sahibi kişileri "her şeyin en iyisini onlar bilir" şeklinde çok yanlış bir şekilde görmektedir. İnsanın doğasında var olan pohpohlanmaktan hoşlanma güdüsü toplumun alkışıyla buluşunca birden bire ehil olmayan bazı kişilerin asla kaldıramayacağı ve taşıyamayacağı yükün altına itmektedir ki bunlara "meccani kahraman"lar denmektedir. Meccani kahraman hak etmediği halde olayların akışı içerisinde sivrilerek liderleşen veya otoriteleşen popülist kişi demektir. Meccani kahraman tesadüfen sahip olduğu bu makamını mücadelenin gerçek zorluğuyla karşılaştığı ilk anda kaybetmeye mahkumdur. Çünkü onda bu işi kaldıracak ne fikri, ne ruhsal ve ne de vicdani altyapı yoktur. Halk arasında kullanılan "şeyh uçmaz ama, derviş uçurur" deyimi meccani kahramanlığın ifadesidir.
Erdal Sarızeybek kan ve vicdanından en küçük şüphe duyulmayacak gerçek bir vatansever, rüşdünü ispat etmiş kahraman bir askerdir. Ama Türk Milletini kaos ve kargaşa dönemlerinde yönlendirip, gidişatı önceden sezerek duruma göre strateji geliştirme yetisine sahip değildir. Bu ifadelerimizi son olaylar karşısında sergilediği tavır doğrulamıştır. Bu noktada yaptığı tercih hatası asla kendisini kötü kişi yapmayacaktır.
Bir kez daha "Bizi ancak Türkçülüğü yüreğinin derinliklerinde duyumsayıp, bu kutlu ülküyü; kan ve vicdan işi olarak görenler, anlayabilir." sözlerini tekrar ederek noktayı koymuş olalım.

TTK.

Ek:
Konunun ana temasına katkı yapmak ve anlatmaya çalıştığım hususun anlaşılırlığını kolaylaştırmak amacıyla aşağıdaki eklentiyi yapıyorum.

Tefrik :
1. Ayırma,
2. Ayırt etme

Tefrik etmek :
1. İyiyi kötüden ayırmak,
2. Doğruyu yanlıştan ayırt etmek
3. Benzerlerin aynı şeyler olmadığını fark etmek

Fark etmek :
1. görmek, seçmek
2. anlamak, sezmek
3. değişmek, başkalaşmak
4. ayırt etmek

Ayırt etmek :
1. Birkaç şeyi birbirinden ayıran niteliği anlamak,
2. Tefrik etmek,
3. Temyiz etmek

Başlık: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: Fatih - 14 Haziran 2013
Kemal Kilicyan Hüseyin Aygün Gürsel Tekin Sezgin allahkulu (asli Tanrikulu) gibi Imralidaki it´e avukatlik yapmis hainleri ve Perincek gibi Ermeni rahminden firlamis piclerin verdigi destegi anlariz (!) Onlar kanlarinin geregini yerine getiriyorlar . Anlamadigimiz , kamuoyuna mal olmus Erdal Sarizeybek gibi milliyetci gecinen yazar cizer heveslisi takimina ne diyecegiz ? Bunlarda hicmi akil izan öngörü yok ?
İnsanlar genellikle neyi görmeyi umuyorlarsa öyle bakıyorlar. Yani bakış peşin hükümlü olunca da görmek istediği gibi bakılıyor.
Buna bakış açısı da denmektedir.
Erdal Paşa uzun zamandır ulusalcılarla duygusal bir birlikteliğin doğal sonucu olarak onlarla aynı dili kullanmaya başlamıştı. Yani ulusalcılardan bulaşan duygusal etkileşim onlarla söylem ve algı birliği oluşturdu. Bu da yukarıda başkanımızın açıkladığı gibi isabetsiz sonuçlara uğramayı kaçınılmaz kıldı. Maalesef milliyetçi söylemler ve milliyetçilik adına çıkışlar sonradan olma milliyetçimsilerce (eski solcu, ulusalcılar) yapılır olduğundan bu ayrımı yapamayan çoğu kimse görüntünün aldatıcılığına kapılabiliyor. Psikolojik etkileşimin doğal sonucu olarak da aynı dili konuşanlar, aynı duyguyu paylaşanlar ve aynı kaderi yaşayanlar bir noktadan sonra ayrıştırma gereğini ihmal edip, birlikte ve hatta özdeş hareket ediyor. Çünkü her anında yanında onlar var. Burada birazda milliyetçilerinde suçu olduğunu söylemek gerekir. Zira milliyetçiler üzerlerine düşeni hakkıyla yapmadıkları ve bu alanda boşluk bıraktıkları için sırf görüntüden ve söylemden ibaret olan sahte milliyetçiler olan ulusalcılar vs. boş buldukları alanı dolduruyorlar. Yani işin sosyolojik tarafını da görmek gerekiyor.
Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: YALNIZKURTKARAGÜLLE - 14 Haziran 2013
Ayrıca;
Alıntı
Nasıl ki, Çarşı'nın geçmişindeki Beşiktaş tribünlerinde açılan dev "Hepimiz Ermenî'yiz" pankartı unutulmadı ise adına "Red Hack" denilen grubun, Doğu Anadolu bölgesinde görev yapan subay ve astsubayların isim ve adres listesini yayınladığı da unutulmadı. Dolayısıyla sâdece muhâlif olmaları,Kimseyi kahraman yapmaz..
Konu ile ilgili birçok milliyetçi ve Türkçü'nün (saf saf diyeceğim de) mal mal bunları halk kahramanı olarak algılayıp, sırf muhalefet yapıyoruz diye sahiplenmesi de manidardır.

Muhalif olmanın bir kıymeti yoktur. Kıymetli olan fikirlerindir.......

Son söz: Konu ile ilgili bizleri eleştiren, kınayan kim varsa internet üzerinden yayın yapan en masumundan en azgınına sol siteleri incelesin....

TTK.
Başlık: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: Fatih - 14 Haziran 2013
Ayrıca;
Alıntı
Nasıl ki, Çarşı'nın geçmişindeki Beşiktaş tribünlerinde açılan dev "Hepimiz Ermenî'yiz" pankartı unutulmadı ise adına "Red Hack" denilen grubun, Doğu Anadolu bölgesinde görev yapan subay ve astsubayların isim ve adres listesini yayınladığı da unutulmadı. Dolayısıyla sâdece muhâlif olmaları,Kimseyi kahraman yapmaz..
Konu ile ilgili birçok milliyetçi ve Türkçü'nün (saf saf diyeceğim de) mal mal bunları halk kahramanı olarak algılayıp, sırf muhalefet yapıyoruz diye sahiplenmesi de manidardır.

Muhalif olmanın bir kıymeti yoktur. Kıymetli olan fikirlerindir.......

Son söz: Konu ile ilgili bizleri eleştiren, kınayan kim varsa internet üzerinden yayın yapan en masumundan en azgınına sol siteleri incelesin....

TTK.
"Katrandan olur mu şeker, cinsini ........ cinsine çeker" deyimi bu kansızlara nasıl da yakıştı değil mi Ayhan Başkanım?
Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: giray-han - 14 Haziran 2013
Alıntı
1) Direnişe katılanların %70'i olayları sosyal medya üzerinden duymuş.
2) Direnişe katılanların %34'ünün talebi özgürlük alanlarını korumak.
3) Direnişe katılanların %50'si polis şiddetini protesto etmek için.
4) Direnişe katılanların %80'i hiçbir derneğe veya örgüte üye değil.
5) Direnişe katılanların %37'si hiç oy kullanmamış, %47'sinin ise oy vereceği bir parti yok.
6) Direnişe katılanların %52'si çalışan.
7) Direnişe katılanların %56'sı ya üniversite mezunu ya da mastır yapmış.
8) Direnişe katılanların %40'ının babası üniversite mezunu.
9) Direnişe katılanların %45'inin ilk eylemi.
10) Direnişe katılanların yaş ortalaması ise 28.

Bunu feysbukta birinden gördüm. O da bir yerden alıntı yapmış, ama daha kaynak elimde değil. Bu rakamlar üzerinde en başta siz ağabeylerimin fikirlerini almak isterim.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: YALNIZKURTKARAGÜLLE - 14 Haziran 2013
1) Direnişe katılanların %70'i olayları sosyal medya üzerinden duymuş.
%70'in %70'i kontörlü telefon kullanıyor.
Alıntı
TÜİK kayıtlarında yer alan bilgilerde Türkiye’deki genç nüfusun internet kullanım rakamları da bulunuyor. Bu verilere göre Türkiye’deki genç nüfusun yüzde 67.7‘si internet kullanıyor. Bu orana göre Türkiye’de 8.5 milyon genç, internet kullanıcısı durumunda. Genç erkeklerde internet kullanım oranı yüzde 80.6 iken, genç kadınlarda bu oran yüzde 55.4.
2) Direnişe katılanların %34'ünün talebi özgürlük alanlarını korumak.
Özgürlük alanından kast nedir?
3) Direnişe katılanların %50'si polis şiddetini protesto etmek için.
Olayın kitlelere meşruluğunu izahta her kesimin kullandığı en etkili propaganda.
4) Direnişe katılanların %80'i hiçbir derneğe veya örgüte üye değil.
Kuyruklu bir yalan.
5) Direnişe katılanların %37'si hiç oy kullanmamış, %47'sinin ise oy vereceği bir parti yok.
"Direniş" tanımlamasının masumluğunu hazmettirmenin etkili bir propagandası.
6) Direnişe katılanların %52'si çalışan.
Çalışanın isyan, protesto edeceği onca acil ve önemli konu varken kaldırım mühendislerini yarının 2 puan üstünde göstermek manidar. Taksim bölgesinde normal mesai gününde bile iğne atsan yere düşmez.
7) Direnişe katılanların %56'sı ya üniversite mezunu ya da mastır yapmış.
Türkiyede sol kesimde yer alan kimselerin aydın, entellektüel olduğu propagandası.
9) Direnişe katılanların %45'inin ilk eylemi.
Bu güne kadar olayların ve geldiğimiz durumda hiç günahları yokmuş, başımıza gelenler konusunda etkisiz bir kitleymiş de uyuyorlarmış da uyandırmışlar.
10) Direnişe katılanların yaş ortalaması ise 28.
"Önceden gezi parkı, topçu kışlası yoktu, buralar hep tarlaydı" diyebilen bir neslin mücadelesi sanki.


TTK.
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: motun yabgu - 16 Haziran 2013
 "Kod Adı İstanbul İsyanı" planı
 16.06.2013 16:21
   

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Taksim'de başlayan olayların, şubat ayında ABD'deki Amerikan Girişimcilik Enstitüsü'nde "olası İstanbul isyanı" adıyla tartışıldığının ortaya çıkması üzerine, "Tablo yerli yerine oturuyor. Seçilen yer İstanbul, seçilen mekan Taksim. Apolitik olan gençliğin politize edilerek sokaklara sürülmesi... Bunların hepsi bir senaryonun yazıldığını ve bu senaryonun birileri eliyle tatbik edildiğini gösteriyor" dedi.

                                                               http://www.sabah.com.tr/Gundem/2013/06/16/kod-adi-istanbul-isyani-plani
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: motun yabgu - 17 Haziran 2013
Banu Avar: TAKSİM’de SOROSÇU ‘BAHAR HAREKATI’!

Duyurular/Etkinlikler - Haberler
31 Mayıs 2013

BDPKK öncülüğünde Taksim’de Gezi parkı nın yok edilmesini protesto eden kalabalık birden kendini uluslararası bir harekâtın öznesi olarak buldu!

Olay çok önceden hazırlanmış görünüyor, ama kalabalıkların bundan haberi yoktu… Bir anda olay dünya çapında Twitter ve Facebook’ta ‘en çok izlenen’ oldu… Taksim meydanı yabancı muhabir ve muhbirle doldu… New York Times da meydanda, İngiliz haber ajansları da… ‘Occupy (işgal)’ adıyla anında sosyal medya pompalandı! Uluslararası Olimpik Komitesi’ne çağrı mektupları yayımlandı. Reyhanlı’da kılları kıpırdamayan Boğaziçi’li öğretim üyelerinden bir kısım Batı’lı dostlarına şikâyet dilekçeleri yolladı. İsveç’te alternatif ‘Nobel’ ödülü almış olan TEMA Vakfı meydandaydı. Bianet adlı site ‘KENT Dostluk ve Dayanışma Hareketi’ olarak ortaya çıktı! Tabii ki ‘International Coalition’ damgası taşıyorlardı. 23 Nisan, 19 Mayıs, ‘Silivri gaz savaşları’nda ağzını açmayan Uluslararası İnsan Hakları Derneği duruma vakıftı, gereğini yapacaktı! Sosyal paylaşım ağları, birebir Mısır’daki Arap Baharı kokulu mesajlarla sallandı. Erdoğan’ın polisleri acımasızdı! Yaralılar Divan Otel’e sığındı, Starbucks kapılarını kapadı. CHP, Taksim için Kadıköy’de miting planladı…

15 gün önce Hatay Reyhanlı’da hükümetin destek verdiği caniler katliam yapmış, bir ilçeyi yok etmişti, 50′den fazla ölü ve yüzlerce yaralımız vardı! Bu kadar ses çıkmadı!
Bir gece önce bir milletin en değerli varlığı elden çıkarılmış, TPAO’nun yabancılara peşkeşi mecliste karara bağlanmıştı! Hiç ses çıkmadı!

Türkiye’de ‘bahar’ rüzgârları estirenler var. Dünya’nın 3. kez karıştığı bu ortamda birbiriyle gırtlaklaşan farklı küresel çetelerden yanalar. Erdoğan’ın suyunu ısıtmak isteyen farklı bir çete için çalışmaktalar… CHP ve BDP ‘Taksim Baharı’ için omuz omuzalar…

Gerçek ile sanal muhalefeti ayırma zamanı!

31.5.2013
Başlık: Ynt: TAKSİM OLAYLARI ve SON GELİŞMELERE DAİR GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Gönderen: motun yabgu - 17 Haziran 2013
İsrail'de Erdoğan'ın düşmesi için dua

 11 Haziran 2013

Taksim'deki Gezi eylemcilerine İsrail Parlamentosu Knesset'in Başkanı Livnin dua ederek destek verdi. Livnin İbrani radyosunda, 'Türkiye'deki gösterilerin Erdoğan düşene kadar devam etmesi için dua ediyoruz.' dedi.

İsrail Parlamentosu Knesset'in Başkanı, İbrani radyosunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın düşmesi için dua etti: Livni radyodan canlı verilen duasında, 'Türkiye'deki gösterilerin Erdoğan düşene kadar devam etmesi için dua ediyoruz. Kendisi İsrail'in düşmanı. Onunla barısmamıza ve resmî özür sunmamıza rağmen bize karşı da düşmanca bir tavrı var.' Mısırlı yazar Fehmi Huveydi, Gezi parkı eylemlerini analiz ettiği yazısında İbrani radyosunda dinlediği Knesset Başkanı'na ait şu değerlendirmeye yer verdi:

'Türkiye'deki gösterilerin Erdoğan düşene kadar devam etmesi için dua ediyoruz. Kendisi İsrail'in düşmanı. Onunla barışmamıza ve resmî özür sunmamıza rağmen bize karşı da düsmanca bir tavrı var.'

                                                                        http://www.haber7.com/ortadogu/haber/1037160-israilde-erdoganin-dusmesi-icin-dua

                       Bu haber bile tek basina gezi parki ihanet tezgahina düsülmemesi icin , yeter ,artar , üstüne alacakli kaliriz. Biz vatan haini Gürcü Erdogani , Israil saflarinda mevzilenerek degil , kendi irademizle yasal yollardan devirecegiz.