Gönderen Konu: TÜRK MİLLETİ; ZEKİ Mİ, APTAL(LAŞTI) MI?  (Okunma sayısı 2183 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Adil ÖZTÜRK

  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 83
TÜRK MİLLETİ;  ZEKİ Mİ, APTAL(LAŞTI) MI?

‘’Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kağanı, bu zamanda oturdum. Sözümü tamamıyla işit.’’
 ‘’Üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk Milleti, ilini töreni kim boza bilecekti? Türk Milleti vazgeç, pişman ol!..’’ diyen Bilge Kağan ve ‘’Türk milletinin karakteri yüksektir, Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir. Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Türk milletinin, yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir.’’ diyen Mustafa Kemal Atatürk mü haklı yoksa;  ‘’Türklerin yüzde 60’ı aptaldır” diyen Aziz Nesin mi haklı dedirtecek noktaya geldik.
"Türküm, Doğruyum, Çalışkanım,
İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk!..
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne Mutlu Türküm Diyene!.."  şeklindeki ‘’ANDIMIZ’’ Türklerin kurucu ve çoğunluk unsur olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde mahkeme kararı ile okunabiliyorsa ve bu ‘’Okunabilir’’ mahkeme kararına itirazlar şiddetle yükselirken Türk Milleti ölü sessizliğindeyse, o zaman Türk Milleti zeki mi, aptal(laştı) mı sorusu akla gelir.
Türk Milleti olarak ‘’Zeki’’ ve ‘’Çalışkan’’ olmakla övünmemizden kim, neden rahatsız olur, elbette Türk olmayan Türkümsü görünen düşmanlarımız rahatsız olur.
‘’Küçüklerimizi korumamızdan’’ kim, neden rahatsız olur diye sorarken hemen aklıma (9) yaşında kız çocukları reğl olduysa nikah düşer diyen sapıklar, fakirlikten dolayı yurtlarda okumaya gelen (9-12) yaşlarındaki erkek öğrencilere tecavüz edenler aklıma geliyor. Demek ki onlar küçüklerimizi korumamızdan rahatsız oluyor. Küçükler korumasız olmalı ki onlar sapık emellerine ulaşmaya devam etsinler. Büyüklerimizi saymak hepimizin en temel görevi, ama Türk büyüklerini saymak en temel görevimizdir.
‘’Yurdumu, Milletimi özümden çok sevmektir.’’ İşte burada birilerinin canı fena acıyor. Biz Türk Milletini, Türk Yurdunu özümüzden çok sevdiğimizi kast ederken gayritürk birilerinin zoruna gidiyor. Ben Türk değilim diyemiyor, ben melezim diyemiyor, ben devşirmeyim diyemiyor.
‘’Yurdumu özümden çok sevmektir’’ demek Türk milletine has bir özelliktir. Yoksa, arkasına bakmadan ülkesinden kaçıp gelen vatan duygusundan yoksun çapulcular Türk yurdunu sevmez, sevemez. Zaten onların yurdu da değil ki neden sevsin. Sıkıştı mı buradan da kaçarlar. Eskilerin bir sözü vardır ‘’Alışan kudurandan kötü olur’’ diye. Bunlar kaçmaya alıştı.
‘’Ey Büyük Atatürk!...’’ sözü bile bunları çıldırtmaya yeterken bir de ‘’Ne Mutlu Türküm Diyene!..’’ mi diyecekler. Bunlar için kabir azabı gibi bir şey bunları demek. Canlarına kastetmek gibi bir şey olsa gerek.
Ölüm sessizliğindeki Türk milletine gelince, işte onlar en büyük ihaneti yapanlar. Devşirme Şeyhlerinin, din kardeşliği zehiri ile uyuşturularak Cennette kavuşacakları hurileri hayal ederken, Türk kimliğini bile inkar eden uyuşturulmuş yeşil Türkler, daha doğrusu Türkümsüler desek daha uygun olur. Bir gün vatanları ellerinden gittiğinde eyvah derler ama iş işten geçer. Çünkü, onlar ne kadar Türklüğünü inkar ederse etsin başkaları onların Türk olduğunu asla unutmaz.
İleriki günler Türk milleti, zeki mi yoksa aptal(laştı) mı gösterecek.
‘’NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!..’’

Adil ÖZTÜRK
Adil ÖZTÜRK