Gönderen Konu: GÖK ALKIŞLARI  (Okunma sayısı 23444 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı nyucel

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 53
Ynt: GÖK ALKIŞLARI
« Yanıtla #20 : 17 Mayıs 2007 »
DİLİM TÜRKÇE KONUŞUR


İlk sözü anamdam öğrendim
Anam öğretti karayı-akı
Anam öğretti bana
Yurdumu-budunumu sevmeyi
Bayrağımı belletti
Anam al-al
Anamın ak sütü gibi helal
Ana dilim
               DİLİM TÜRKÇE KONUŞUR

Geçmişim ordularımla
Bir fırtına gibi
Demir kapıdan- Horasandan
Bir sel gibi
Akmışım Anadolu'ya

Dağ-taş çadır olmuş
Dağ-taş at
Dağ-taş çeri
Bütün zorluklara göğüs germişim
Dönmemişim geri

Otağlar kurulmuş
Konar-göçer çadırlar kurulmuş
Adımı vermişim
                          kanımı vermişim
                          canımı vermişim
Yurt edinmişim
Bastığm toprağı
Demişim yeni yurduma
Türkelim
                       TÜRKELİM TÜRKÇE KONUŞUR

Adımı vermişim çiçeklere
Kardelenim demişim
Yedi verenim demişim
Dağlara-taşlara-ağaçlara
Çiçeklere-otllara
Nehirlere-çaylara
Adımı vermişim
Sevdiğime-yavukluma
Demişim gülüm
                   GÜL'ÜM TÜRKÇE KONUŞUR

Ben bir Dede Korkutum
Yunus'um-Karacaoğlanım
Gün olmuş
Ocaklarda yanmışım
Gün olmuş
Buz tutmuş her yanım

Ben saz demişim
Bağlama demişim
O demiş kopuz
Ozanların her vuruşunda
İnlemiş telim
                      TEL'İM TÜRKÇE KONUŞUR

Bir Abdalanı Rum olmuşum
Yarı belime kadar çıplak
En önde ben çarpışmışım
Azap Çerileri demişler adıma
Saçlarımı kazıtmışım
Elimde tahtadan kılıç
Hacı Bektaşi Veliden
El almışım-yol almışım
Dolaşmışım
Baştan başa Türkelini
Bu yurdu ben yurt yapmışım
Ben bir dervişim-bir deliyim
                             DEL'İM TÜRKÇE KONUŞUR

Ben kağanlar yetiştirmişim
Acuna düzeni ben vermişim
Bir uçarsu olmuşum
Dağlardan  ovalara
Akmış bir selim
                            SEL'İM TÜRKÇE KONUŞUR


 KASIM/2004

Çevrimdışı nyucel

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 53
Ynt: GÖK ALKIŞLARI
« Yanıtla #21 : 17 Mayıs 2007 »
MAVİDİR BİZİM TÜRKÜMÜZ


Bir mavi Türküdür
              bütün düşlerim
                    gelişlerim-gidişlerim
Hep o mavi Türküye
Mavi aydınlık içindeyim
Mavi aydınlık içinde
                               TÜRKİYE

Ha başladı-ha başlayacak
Mavi ufuklara yolculuk
Bir gün kadın-erkek
                     çoluk-çocuk
'Haydaa...' diyerek
Son hızla ilerleyerek
Çağlar üzerinden
Sıçrayıp atlayacak
Mavi güneşler doğacak
                       Türkiye'me
Türkiye'm büyüyüp
Türkiye'm aydınlanacak
Türkiye'mde yoksulluk
                       kalmayacak

Maviye gönül verdik bir kez
                               dönülmez
Mavi yolculuktan
Su nasıl akarsa oluktan
Öyle akacağız
Bir mavi Türkü yakacağız
Uçmağa varan savaşçılara

Tek ses
             tek nefes
                            tek gönül
                            olacağız

Biz mavi aydınlık savaşçıları
Mavi aydınlık içinde
                                kaybolacağız


 1975

Çevrimdışı nyucel

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 53
Ynt: GÖK ALKIŞLARI
« Yanıtla #22 : 17 Mayıs 2007 »
MERHABA MAVİLİK


Merhaba mavilik
Merhaba dostlar
Her sabah doğan güneş
Merhaba

Bilirim yine
Mavi muştular getirdin bana
Uzak ülkelerden
Maviyle bütün düşüncelerden
Sıyrılır mavi olurum ben

Mavide gök tanrıyı bulurum ben

Pusatlarımız mavi çelikten
Yüreklerimizdeki mavilikten
Namlular boydan boya şavklanır
Özlem dolu bakışlarımız
Dolaşır baştan başa dağları
Dağlar bizi tanır

Bir sarsıntı başlar dağlarda
Bizimle beraber dağlarda
Bir göksel savaşa hazırlanır

Bulutlar sevdalanır bakışlarımızdan
Doruklarda dumanlar dağılır
Bir mavi ışık sağılır
                             TÜRKİYE'me
TÜRKİYE'm büyür
                             TÜRKİYE'm aydınlanır

Merhaba mavilik
Merhaba dostlar
Merhaba maviye
Gönül veren savaşçılar
Merhaba


 1975

Çevrimdışı nyucel

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 53
Ynt: GÖK ALKIŞLARI
« Yanıtla #23 : 17 Mayıs 2007 »
MAVİYLE UYANDIM BİR SABAH


Maviyle uyandım bir sabah
Maviyle kalktım
Kalem elimde silah
Maviyle uyandım bir sabah
Maviyle kalktım

Çifte su verilmiş
Gök çeliğin
En özüyle bilendi
Gücümüz-bilincimiz
Biz de varız dedik artık
Çıktık ortaya

Delikanlım
Kaleminde mürekkep
Yüreğinde bir kıvılcım
Kitabında bir satır
Olsun diye yazdım
           bu dizeleri

Delikanlım
Yumruğunda güç
Beyninde bir ışık
Gönlünde öbek-öbek sevgi
Olsun diye yazdım
           bu dizeleri

Delikanlım
Önünde sonsuz gelecek
Budunun ve yurdun için
Vereceğin emek
Olsun diye yazdım
           bu dizeleri

Maviyle uyandım bir sabah
Maviyle kalktım
Kalem elimde silah
Maviyle uyandım bir sabah
Maviyle kalktım


 Şubat.99

Çevrimdışı nyucel

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 53
Ynt: GÖK ALKIŞLARI
« Yanıtla #24 : 17 Mayıs 2007 »
AK TOPRAKLAR


                 - Malazgirt utkusunun
                   900. yıl dönümüne


Bir sevinç kapladı bütün çeriyi
Binyetmişbir Ağustos
Günlerden cuma
Dedi Başbuğ
Ak topraklar Türk'ün olacak
El açtılar erler alkış ettiler Tanrı'ya

Ak topraklarda mutluluk-bolluk
Ak topraklar ışıl ışıl gözlerde
Kişiyi alır götürür
Bır sır var ak topraklı sözlerde

Yerleşip bir görklü yurt kurmak
Ak topraklarda Türk'ün ülküsü
Görünen başı dumanlı dağlar
Ve ozanların ak topraklar Türküsü

Bir cenk Türküsü yayıldı dudaktan dudağa
Yayıldı türkmen konar göçer evlerinde
Korkunun adı yok bitmeyen bir sevinç var
Demir bilekli koca türkmen devlerinde

Diz vurdular önünde Başbuğun
Dediler buyruk ver vuruşalım doya doya
Buyruk aldılar kutlu bir günde
Dolu dizgin girdiler yağı saflarına

Dedi Başbuğ yağı dört kat olsun ne çıkar
Akan al kanlarımızla boğarız
Biz ellibin türkmen yiğidi
Bin kez ölsek yeniden doğarız

Erce yaşadık şimdiye dek erce ölürüz
Adımız yüszyıllarca erdemle anılır
Bizden söz eder yarın torunlarımız
Bizden onlara altın destanlar kalır

Bir değil çok destan yarattılar
Uçmağa vardılar birer birer
Bize bir kutlu vatan bıraktılar
Demir yumruklu erler

Dokuzyüz yıl geçti o büyük utkudan
Şimdi yurdum yolsuz-okulsuz-susuz
Bir dirilişin sancısı var yüreklerde
Binlerce gencim yarın için uykusuz

O büyük utkudan dokuyüz yıl sonra
Çaşıtlar artık bilinmiş bellenmiştir
Yeniden fethi başlamıştır Türkeli'nin
Ki fikirlerimiz beyinlerde döllenmiştir


Ağustos/71

utku: zafer
alkış: dua
uçmağ: cennet
çaşıt: casus

Çevrimdışı nyucel

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 53
Ynt: GÖK ALKIŞLARI
« Yanıtla #25 : 17 Mayıs 2007 »
AKINCILARIN TÜRKÜSÜ


                               -Afşın Beğ'e


Haydin bre yiğitler akın başlasın
Yağız atlar şaha kalksın kişnesin
Kargı, kılıç şakır şakır işlesin
Sadaklarda ok kalmasın vınlasın
Ovalar ses versin yer gök çınlasın

Gördükleri kılıç kargı ve kandır
Rastgelen yağının hali yamandır
Atının bastığı toprak vatandır
At sırtında kılıç belde giderler
Kalkan elde, kargı elde giderler

Yakan bir ateş var sanki o kanda
Birşey düşünülmez o heyecanda
Nefes alıp vermek gibi bir anda
Diyarı Rum baştanbaşa geçilir
Yağı bir ekinmiş gibi biçilir

Akıncı yağının gözünde korku
Tutunamaz karşısında bir ordu
Bir uçtan bir uca diyarı rumu
Atının nalları altında tutsak
Ölüm yok başbuğun buyruğun tutsak

Akınlarda nice canlar verilir
Koç yiğitler meydanlara serilir
Sanki bahçelerden çiçek derilir
Akıncılar öyle gider akına
Tanrım Türkü kem gözlerden sakına

Diyarı Rum Afşın beğ'e dar olur
Sanki dünya yeni baştan var olur
Akıncıya ancak ölüm yar olur
Kan dökülen toprak yine can verir
Naralar akına heyecan verir

Tanrıya kavuşur onlar akında
Diyarı Rum feth olunur yakında
Biz yok isek gökteki her çakında
Bırakalım akınları atları
Sıyırıp atalım bu pusatları

1970

Çevrimdışı nyucel

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 53
Ynt: GÖK ALKIŞLARI
« Yanıtla #26 : 17 Mayıs 2007 »
BENİM AYDINLATAN ÇAĞI


Benim aydınlatan çağı
Gök düşlere gebeyim ben
Ey bekleyenler şafağı
Gün doğurtan ebeyim ben
Benim aydınlatan çağı

Delikanlım-ey genç kızım
Kendine dön bilinçlen gel
Seninle artacak hızım
Ülkümüz tanımaz engel
Delikanlım-ey genç kızım

Güneşler devrildi bir bir
Artık karanlık sabahlar
Gök bakır oldu yer demir
Birden çekildi silahlar
Güneşler devrildi bir bir

Ey ülkümün yılmaz eri
Seni ışıkla yoğurdum
Bekle ağarır tan yeri
Yarın ışık-ışık yurdum
Ey ülkümün yılmaz eri

Kan gölleri çiçek-çiçek
Vatan kiliminde desen
Bozuk düzen değişecek
Ülküm için ölebilsen
Kan gölleri çiçek-çiçek


 1971

Çevrimdışı nyucel

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 53
Ynt: GÖK ALKIŞLARI
« Yanıtla #27 : 17 Mayıs 2007 »
O ATLAR Kİ


Doyumsuz atlar koşar
Bilinç altımda
Düşler görürüm - her gece
Düşlerimde atlar görürüm
Hazzın en doruğunda
Uyanırım her gece

Her gece düşünürüm atları
Atların böğründe
Yiğitlerimin asılı
Durur pusatları

O atlar ki
Dörtnala koşarlar
Sanki gökyüzüne
Açılmış kanatları

O atlar ki
bizimle birlikte
Geçmişimizi yaşayan atlar
Geçmişimizi geleceğe
Taşıyan atlar

O atlar ki
Kan-ter içinde
Köpük - köpük ağızları
Burun delikleri
Birer kocaman dehliz

Kim demiş
İz bırakmadılar diye
İşte bu yurttur bize
Atların nallarından
Kalan iz

O atlar ki
Dörtnala koşmaktan yorulmamış
Nerde başlamış koşmaya
Nerde bitirmiş koşmayı bellisiz

O atlar ki
Ceylan bakışlı
Kurt yeleli
Çavlan akışlı
Bastığı yeri
Yurt eden atlar

O atlar ki
Üç ayağı şekili atlar
Gözlerine Tanrı'dan
Sürme çekili atlar

O atlar ki
Şaha kalktığında
Sarsılırdı yer

O atlar ki
Ağızlarında gümüş gem
Sırtlarında gümüş eyer

O atlar ki
Alnı akıtmalı atlar
Al-doru-kır
Kaz boyunlu yağız atlar
Atların döşünde gümüş savatlar
Atların böğründe
Asılı durur pusatlar


MAYIS/99

Çevrimdışı nyucel

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 53
Ynt: GÖK ALKIŞLARI
« Yanıtla #28 : 18 Mayıs 2007 »
ANADOLU ÜSTÜNE  I


Anadolu bu yüz yıllardır öksüz yüz yıllardır ağlar
Tanrıda küsmüş gibi yılın üç mevsimi kar

Betonu görmemişler karasabanda bilirler demiri
Üstü toprak evlerinin dört yanı kerpiç duvar

Don tutar ektiğini üzümlere küf vurur
Bakar tarlaya-bakar bağa adamın gözleri dolar

Sonbahar gecelerinde yıldızsız gökyüzünden
Turnalar geçer güneye katar katar

Sabahın köründe kadın-erkek düşer yollara
Diz boyunda dikenler parçalar ellerini ayaklarını taşlar

Tam on nüfus var başında tam on delik boğaz
Adamın derdi büyük başı dumanlı dağlar kadar

Ne zaman gitseniz evlerine ne zaman
Yine de ikram edecek bir şeyleri var

Başka zaman uğramaz büyük adamlar ancak
Seçimden seçime bir hal hatır sorar

Siz bilmezsiniz anadolunun derdini bilemezsiniz
O insanlar ne içer-ne yer-nerde yatar

Doktor yok-yol yok-su-ışık-okul yok
Yokluklar içinde yalnız varlıkları var

Verir her şeyini verir bu memleket için
Bu kadar yokluk içinde bile fedakar

Ve koskoca bir kış için hazırlanan zahire
Bir kaç çuval buğda-un-kuru üzüm-ceviz-nar

Şükrederek yer bir kuru soğan ekmeği
Verse verse bire beş verir kıraç tarlalar

Mutluluk nedir bilinmez anadoluda
Yirminci yüz yılda doğumdan gider kadınlar

Beş on kuruşları varsa kırk düğümlü yağlıklarında
Onu da doktor alır- ilaç alır- otel alır aç kalırlar

Bitti sanmayın bu kadar değil söyleyeceklerim
Daha var-daha var-daha vaaaaaar...

                       
  Eylül/71

Çevrimdışı nyucel

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 53
Ynt: GÖK ALKIŞLARI
« Yanıtla #29 : 18 Mayıs 2007 »
ANADOLU ÜSTÜNE  II


Siz bir köyün özlemini duyarsınız yaz günleri
Onlar hasret yalılarda sürdüğünüz rahatlığa

Kırk bin köy kör bir kandildir geceleri
Kim kavuşturacak onları altın ışığa

Kırk bin köyün kırk bin derdi bitmeden
Zannetmeyin memleket kavuşacak huzura

Dün atımızın nallarını öpen yabanlar
Bu gün egemen oldular yıldıza-aya

Biz hala bir çift öküzün peşinde koşarız
Sesimiz bir türlü ulaşmaz Ankara'ya

Bir avuntudur Tanrı yazgısı ecel gelmesi deriz
Körpe gelinleri-kızları-gömünce toprağa

Biz razıyız bunca derde sıkıntıya ama yarın
Çocuklarımız kavuşsun diye mutluluğa-aydınlığa


 Eylül/1976