Türkçü Turancı Otağ

TÜRKLÜK ve TÜRK DÜNYASI OTAĞI => TÜRK - TURAN DÜNYASI => Konuyu başlatan: ARPAD - 16 Nisan 2006

Başlık: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: ARPAD - 16 Nisan 2006
OSMANLI-KÜRT İTTİFAKI VE TÜRKMEN KATLİAMI
İSMAİL ONARLI  
Yavuz Sultan Selim (1512-1520)?in  Osmanlı tahtına geçmesiyle Türkmen sürgün ve katliamları  hat safhaya varır. 24 Ağustos 1514?deki Şah İsmail ile Yavuz Selim arasıda geçen Çaldıran Savaşı öncesi  40 Bin üzerinde kızılbaşTürkmen katledilir. Savaş meydanında öldürülen Türkmenler hariç... Prof.Dr.Faruk Sümer; Safevi Devleti?in Osmanlılardan daha Türk çok bir Türk Devleti olduğunu söyleyerek: Safevi Devletinin kurucuları; Anadolu Kızılbaş Türk oymaklarıdır. Devletin resmi dili Türkçe?dir. On iki hayvanlı Türk Takvimini kullanmaktadırlar. Askeri teşkilatlanmaları Türk sistemidir. Edebiyatı  vb. yazı sitemleri Türkçe?dir.... Demektedir ki, bütün kaynaklar bu hususu doğrulamaktadır. Yine Akkoyunlu Devleti ve Karamanoğulları Beyliği, Osmanlılar?dan daha Türktür. Çeşitli Türkmen oymaklarından ve Bayındır Beyleri?nin kurucusu olduğu aşiretler konfederasyonundan meydana gelen Akkoyunlular için John E.Woods; ?300 Yıllık Türk İmparatorluğu? demektedir ki, isabetli bir saptamada bulunmaktadır. Kur?anı ilk Türkçe?ye çeviren ve Saray dahil her alanda Türk Dili?ni hakim kılan Akkoyunlular gerçek anlamda bir Türk Devletidir. Osmanlılar Türkleri aşağılarken Dede Korkut ise şöyle der: ?Karanlıkta yolumu yitirirsem parolam Allah?tır/Soylu kuralın taşıyıcısı, efendimiz Bayındır Han?dır/Salur Kazan?dır savaş gününün galibi? Bölgede hüküm süren Akkoyunlu ve Safevilerin Türk Dilinin yöreye hakim olmasından rahatsızlık duyan Kürt Mollası İdris Bitlisi; Osmanlılar ile işbirliği yaparak Türkmenlerden intikam alır.    

           Yavuz Selim?e kadar Doğu Anadolu?da Türkmen hakimiyeti vardır. Yavuz ise; Şafi mezhebinden Nakşibendi tarikatından Kürt mollası Şeyh İdris-i Bitlisi?nin önerisi ve planlamasıyla Doğu ve Güney Anadolu?da Türkmenler katledilmişler, kurtulanlar ise Azerbaycan?a kaçmışlardır. Türkmenlerin hakim oldukları idari beylikler ve toprakları; Yavuz?un imzaladığı boş fermanları, İdris-i Bitlisi oldurarak Kürt Aşiret reisine ve ağalarına vermiştir. Böylelikle bugünkü doğudaki feodalizmin temelleri atılmıştır.

          İdrîs-i Bitlîsi  (Ö.8 Kasım 1520)  ?Selim Şah-Nâme? adlı eserinde; başta Diyarbekir olmak üzere Kürtistan memleketinde ?Kürt Beyleri ve Kürt taifesinin mülk, millet, mezhep ve irsi bağlarının? nasıl güçlendirdiğini anlatırken, şehir ve yöre adlarını tek tek vererek Kızılbaş Türkmenleri de nasıl katlettiklerini  ?Allah?ın ve Padişah?ın yanında olan bir Molla olarak? zevkle ve kana susamış bir vampir edasıyla anlatmaktadır. Kürtler ?dirlik ve birliklerini? İdrîs-i Bitlîsi?ye borçluyken, Türkler ise, Yavuz Selim ile İdrîs-i Bitlîsi?nin yaptıklarını lanetle anmaya devam edeceklerdir.         Büyük bir Türk katili olan İdrîs-i Bitlîsi?nin bütün eserlerini Türkmen Tarihi  açısından ?Türklük bilincine sahib bir tarihcimiz? tarafından incelenip gerçek anlamda ?Anadolu Türk Tarihi?nin bir kesitini ayakları üstüne oturtulması gereklidir. Yunan mezalimini ağızlarında sakız eden bazı ?Türk Milliyetçi Yazarları? Yavuz ve İdris-i Bitlisi?nin Türk katliamlarını görmezlikten gelmektedirler.  

          Yavuz dönemimde Osmanlı  yönetiminde görev alan İdris Bitlisi ve Bıyıklı Mehmet Paşa ile  Kürt Aşiret Ağaları?nın durumları için; bugün Kürt gruplarından KOMKAR  belgeli olarak şöyle demektedir ki çok ilginçtir:

?1535'ler de böyle bir icazet vererek, beylik topraklarının bölünmesini kolaylaştırmıştır. Kanuni Sultan Süleyman fermannamesinde aynen şöyle diyor: -Bey öldüğünde, eyaleti kaldırmayıp bütün hududu ile Mülkname'yi Humayun uyarınca oğlu bir ise, O'na kalacak, eğer müteadit ise, istekleri üzerine kale ve yerleri, aralarında paylaşacaklardır. Uzlaşmazlarsa, Kürdistan beyleri nasıl münasip görürlerse öyle yapacaklar ve mülkiyet yoluyla bunlara ebediyete kadar ila ebeddevran mutaarrıf olacaklardır. Eğer Bey, varissiz, akrabasız ölmüş ise, o zaman eyaleti, hariçten ve yabancılardan hiç kimseye verilmiyecek, Kürdistan beyleri ile görüşülüp ve ittifak edilip, onlar bölgenin Beylerinden veya Beyzadelerinden her kimi uygun görürlerse, ona tevcih edilecektir. (Hükmi Şerif, Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi, E. 11960 sayı-İstanbul) Kürt-Osmanlı Andlaşması'nın mimarı Mevlana İdris'tir. Bu anlaşmayı kabul eden ve gerekli bulan Yavuz Sultan Selim'dir. İkisi de 1520'de maalesef ölmüşlerdir. Sultan Selim, Mevlana İdris'e; -Git Kürdistan beylerini ve emirlerini topla, kendi aralarında bir beylerbeyi seçsinler demişti. Mevlana İdris ise, Kürt beylerini çok iyi tanıdığı için kestirmeden bir beylerbeyi Sultan'dan istemiş ve Bıyıklı Mehmet Paşa'yı tavsiye ederek bu işi noktalamış idi. Diyarbakırlı bir Kürt olan Bıyıklı Mehmed Paşa'da çok erken gitti ve bundan sonra Kürdistan Eyaleti Başkenti'ne Mekadonlu komutanlar gelmeye başladı. Kanuni Sultan Süleyman, bilerek veya bilmiyerek 1533-34'lerde, Bitlis'i Şeref Han'dan alıp, bir fermanla Ulame Tekelu'ya veriyor. Direnen Bitlis Beyi'nin üstüne, Diyarbekir Beylerbeyi ve kuvvetleri ile bütün Kürdistan beylerinin kuvvetlerini de katıyor ve Ulame'yi başkomutan olarak atıyor. Aynı Sultan, 1535'ler de Bağdat seferini yaptıktan sonra Kürtleri tanımaya başlıyor veya bunlarsız bir şey yapamıyacağını anlayarak, babasının Amasya'da imzaladığı anlaşmaya yukarda verdiğim arşiv numaralı Hükm-i Şerif-i yayınlıyor. Neticeye baktığımızda, Kürdistan hükümdarları, çoğunlukla topraklarını bölmemiş ve statülerini 1850'lere kadar getirmişlerdir.?

        Aynı gurubun siyasi örgütünün başı Alevi Kökenli Kemal Burkay ve Munzur Çem gibileri; bu iki Osmanlı Kürtünün, Alevileri katletmesini görmezlikten gelerek, Alevi Tarihini yok sayarak  ?öteki tarih? dedikleri  uydurma bir ?Kürt Tarihi? yaratmaya çalışıyorlar. Tunceli  Ovacık?ta  ?üçlü Kürt ittifakı? olan: Bıyıklı Mehmet Paşa, İdris Bitlisi ve Palu Beyi Cemşid ?in; on binlerce Kızılbaşı kesmesine; aynı bölgenin adamları  Kürtlük İdeolojileri  adına ses çıkarmamaktadırlar. Ahlaki olarak bu çifte standart davranışlarına ne demek gerektiğine okuyucular karar versin !      

              Yavuz Selim?in önce Erzincan Valiliğine atadığı, sonradan da bütün doğu ve güney doğuya bakmak kaydı ile Diyarbakır Eyaletine  getirdiği Dıyarbakırlı Kürt Bıyıklı Mehmet Paşa ve danışmanı Bitlisli Molla İdris; bütün bölgeyi Türkler?den temizlerler ve YÜZ BİN Kızılbaş Türk?ü katlederler. Bölgeden kaçamayan Türkler de kendilerini Kürt olduklarını söyleyerek kalırlar, baskılar sonucu da gerçekten Kürtleşirler.  Doğu sınırlarını Türklere kapatan Yavuz; korumalığını da Kürt aşiretlerine bırakır.  1517?de  Yavuz Selim?in Mısır?ı alması ve 74.ncü İslâm Halifesi olması ile  sünnilik resmi ideoloji haline gelir ve İslâmi Devlet kimliği  oluşur. Bu tarihten sonra  Araplar, Osmanlı  Devleti?nin yaşamı boyunca diğer halklardan  üstün ve gözde konumlarına devam ederler. Türkler arasında Yavuz adı Yezit ile özdeşleşir ve lanetle anılır olur. Türk ulusal kimliği; Bozkırdaki Türkmenlerde yaşar ve ozanları Türkçe?yi geliştirir. Osmanlı Sarayı ise giderek soysuzlaşır ve yapay ?Osmanlıca? denen yazı dili hakim olur. Bu nedenle Prof.Dr. Faruk Sümer; Safaviler için Osmanlılar?dan daha fazla Türktür demektedir.    

          Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) dönemi  Osmanlı İmparatorluğu?nun zirvede  olduğu bir zamandır. Ama Türkler açısından bir şey değişmez. Yine bu dönemde  zülüm, şiddet ve katliamlar devam eder. Kürt kökenli  Ebussuûd Efendi (1545-1574)?in Şeyhülislâm olmasıyla ve 30 yılda verdiği fetvalarla ?Osmanlı toplum yaşamını? belirler ve  Kızılbaş Türkmen katliamı, ?Sünni Şeriatı?na göre meşruluk kazandırır. Yedi Kızılbaş öldürene ?Cennetin Anahtarı? verilir. Bugün Sünni din adamları tarafından  huşu ile anılarak ?evliya mertebesi?ne çıkarılan Ebussuûd Efendi, Türk katliamcısı, yobaz, lanet okunacak bir zalim ve cellattan bir kişiden başka birşey değildir.  

            Hırvat kökenli ve nakşibendi tarikatından  Kuyucu Murat Paşa 6.12 l606?da sadrazam olduktan hemen sonra  Anadolu?da geniş çaplı Alevi katliamı harekatı başlatır. 155 bin Alevi Türkmeni  diri diri kazdırdığı kuyulara gömdürür. Aman dileyen insanlara Kuyucu Murat Paşa?nın yanıtı; ?Vurun şu pis Türk?ün başını? olmuştur. Cellatların bile öldürmeye kıyamadığı çocuğu atından inerek öldüren Kuyucu Murat Paşa üç yıl terör estirir.

            Köprülü Mehmet Paşa (1656-1661) Celali ayaklanmaları bastırmak ve eşkıya tedibi adı altında; Anadolu Türkmenlerini kırımdan geçirmiş sağ kalanlara da zülüm yapmıştır. Osmanlı  Vak?a-Nüvisleri ( tarihçileri) Naima ve Hoca Sadettin Efendi gibileri; kitaplarında katliamları ballandıra ballandıra anlatmaktalar ve  Türkler için; ?nadan? yani ?kaba Türk, idraksiz Türk, hilekâr Türk? ifadesini kullanmaktadır. Başka kitaplarda ise; ?Türk iti şehre gelince farisice ürür.? yazmaktadır. Osmanlının ünlü şairi  Nef?i ise ?Tanrı, Türk?e irfan çeşmesini yasaklamıştır.? Demektedir. Divan-ı Hümayun yazarlarından Hafız Ahmet Çelebi 1499 yılında yazdığı şiirinde;



?Sakın Türk?ü insan sanma

Bin an bile olsa Türk?le birlikte olma

Türk eline şeker alsa o şeker zehir olur.

Türk?ün başını kesenken sakın gam yeme  

Baban da olsa Türk?ü öldür.?



Demektedir. Tüm bunlara karşın Türk Bayat boyundan Alevilerin ulu  ozanı  Fuzuli (1480-1566) bir deyişinin son beytinde şöyle diyor:



?Fuzuli, gökten yere insen sana yer yok

Yürü var gel, ya Arap?tan ya Acem?den?



        Gökten Allah tarafından dahi indirilse Türklerin  dünyada yeri olmadığını; Arap ve Acemler hakim olduğunu belirtir ve Şiirlerinde Osmanlılara sitem eder ve kafa tutar. Alevi Türkmen aşıkları, ozanları diline ve töresine sahip çıkar ve şiirlerinde dilendirir,  yöre yöre gezerek halkı bilinçlendirirler. Dedeler ve Babalar da Türkçe ibadet yaparak örf ve gelenekleri yaşatarak bugünlere getirirler.    

         

         İdrîs-i Bitlîsi ve Bıyıklı Mehmet Paşa?dan sonra Kürtlere en büyük destek sağlayan II.Abdülhamit olmuştur. Yavuz Selim?den itibaren iç işlerinde tam bir serbestlik olan bölgeye Prof.Dr.İlber Ortaylı?nın tesbitine göre ?Kürt Hükümeti? denmekteydi ve ?merkezi hazineye ipotek ödemezdi ve herhangi bir biçimde düzenli askeri hizmetlerle yükümlü değillerdi.? Böylesi bir bölgeye Abdülhamit, İslamcılığın bütünleştirici ?ümmet? anlayışıyla birarada tutma fikriyle yeni bir yapılanmaya gidilir.     Abdülhamid?in ?Aşiret Mektebi-i Humayun?(1892-1907) adıyla açtığı ve aşiretlerden getirtilen şeyh ve ağa  çocuklarının eğitildiği okullardan mezun olanlar; beklentilerin yerine, devlete karşı örgülenme yapan kadroları oluşturmuşlardır. Abdülhamid?in marifetlerinden biriside ?Hamidiye Alayları?dır        

           Hamidiye Alayları, Dördüncü Ordu Komutan? Müşir Zeki Paşa?nın II. Abdülhamid?e önerisiyle 1890 yılında kurulmaya başlanır.14-15 Nisan 1891?de de ?Nizamnâmesi? yayınlanarak yasal hale gelir.Ruslara yönelik olarak Şafi Kürtler?den oluşturulan Hamidiye Alayları amacına uygun faaliyette bulunmaz. Hamidiye Alayları daha çok eşkiyalık yapar. Ermeni ve Alevi köylerine baskınlar düzenleyip çapulculuk yaparlar 23 Temmuz 1908 ?de İkinci Meşrutiyet?in ilanından hemen sonra Eylül 1908 ayında Kürt Hamidiye Alayları?nın silahlarını ellerinden almak isteyen İttihat?çılar bunu başaramazlar  İttihat ve Terakki Cemiyeti içinde Türkçülük akımı giderek güçlenir ve hakim olur. Şafi Kürtlerin ağa ve aşiret reislerinin çocuklarının  eğitildiği İstanbul?daki ?Aşiret Mektebi?nde ve Hamidiye Alaylarında ise Kürt milliyetçiliği  filizlenmiş ve örgütlenmeye başlamıştır. Bu durum Doğu Anadolu?da Alevi-Şafi çatışmasını beraberinde getirir. Sonuçta; Okul Müdürü Kolağası Kamil Bey; ?bunlar aşiret değil haşerat!? der...
Başlık: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: [Hun Türk] - 16 Nisan 2006
Provokasyon için geldiğiniz belli. Mezhep ayrımcılığı yaparak Türk'ü bölmedik böldürmeyizde. Hadi bakalım başka kapılara gidin..
Üyeliğiniz iptal edilmiştir.

Kürde fırsat verme yarap
Dehre sultan olmasın
Ayağını çarık sıksın
Asla iflah olmasın

Vur sopayı al haracı
Karnı bile doymasın
Ol çeşmeden gavur içsin,Rum içsin
Kürde nasip olmasın

Yavuz Sultan Selim

En büyük Türk Hakanlarından olan Yavuz Sultan Selim,kısa saltanatında üssülharekesinden çok uzaklarda Kölemen ve Safevi ordusu gibi iki müthiş orduyu tam bozguna uğratmak ve çölü 30 bin kişiyle geçerek Mısır'a dalmak gibi gözükaralık gösteren eşsiz bir kahraman askerdir!
Hakanlığı çok kısa sürmeseydi ,bir o kadar daha yaşasaydı bugünkü Türk dünyasının manzarası çok başka olacaktı.
Bu müthiş ve dahi asker ayrıca ince ruhlu bir şairdi...Farsa divanı ile Türkçe şiirleri kalmıştır.

ATSIZ ATA
Başlık: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: yozgatli - 16 Nisan 2006
ARPAD KÜRTMÜ, ERMENIMI, SEREFZISMIZIN ONU BILEMEM, YANIMDA YAVUZ SULTAN SELIMLE ÖYLE KONUSSAYDIN SENI BITRMISTIM
Başlık: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: izmirlibozkurt - 16 Nisan 2006
kardeşlerim bende bu yazıyı kınıyorum ama alevi türkmenlerin sayısıda çok şimdi alevi olan Türk Türk değilmi?
Başlık: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: [Hun Türk] - 16 Nisan 2006
Alıntı yapılan: izmirlibozkurt
kardeşlerim bende bu yazıyı kınıyorum ama alevi türkmenlerin sayısıda çok şimdi alevi olan Türk Türk değilmi?
izmirlibozkurt,

Yanlış anlaşılma olmasın. Bizler Türkçüyüz. Din ve mezhep ayırımı yapmayız. Türk bir bütündür. Alevi,sünni v.b mezheplerde olabilir. Başka bir dinede mensup olabilir. Ama bunu provokasyon malzemesi olarak kullandırmayız. Bu şahsın otağımıza niçin geldiği belli.

Saygılar
Başlık: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: izmirlibozkurt - 16 Nisan 2006
TANRI Türkü korusun.Asıl olan Türklüktür.
Zaten gagavuzlarda Türk   ve  hristiyan.karaimler.musevi.
akp hükümeti kürde araba  peşkeş çekeceğine bu ırkdaşlarımızla ilgilense.KIRIM TÜRKLERİ İLE KİMSE İLGİLENMİYOR?
Başlık: Re: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: brakisefal - 18 Nisan 2006
Alıntı yapılan: ARPAD
OSMANLI-KÜRT İTTİFAKI VE TÜRKMEN KATLİAMI
İSMAİL ONARLI  
Yavuz Sultan Selim (1512-1520)?in  Osmanlı tahtına geçmesiyle Türkmen sürgün ve katliamları  hat safhaya varır. 24 Ağustos 1514?deki Şah İsmail ile Yavuz Selim arasıda geçen Çaldıran Savaşı öncesi  40 Bin üzerinde kızılbaşTürkmen katledilir. Savaş meydanında öldürülen Türkmenler hariç... Prof.Dr.Faruk Sümer; Safevi Devleti?in Osmanlılardan daha Türk çok bir Türk Devleti olduğunu söyleyerek: Safevi Devletinin kurucuları; Anadolu Kızılbaş Türk oymaklarıdır. Devletin resmi dili Türkçe?dir. On iki hayvanlı Türk Takvimini kullanmaktadırlar. Askeri teşkilatlanmaları Türk sistemidir. Edebiyatı  vb. yazı sitemleri Türkçe?dir.... Demektedir ki, bütün kaynaklar bu hususu doğrulamaktadır. Yine Akkoyunlu Devleti ve Karamanoğulları Beyliği, Osmanlılar?dan daha Türktür. Çeşitli Türkmen oymaklarından ve Bayındır Beyleri?nin kurucusu olduğu aşiretler konfederasyonundan meydana gelen Akkoyunlular için John E.Woods; ?300 Yıllık Türk İmparatorluğu? demektedir ki, isabetli bir saptamada bulunmaktadır. Kur?anı ilk Türkçe?ye çeviren ve Saray dahil her alanda Türk Dili?ni hakim kılan Akkoyunlular gerçek anlamda bir Türk Devletidir. Osmanlılar Türkleri aşağılarken Dede Korkut ise şöyle der: ?Karanlıkta yolumu yitirirsem parolam Allah?tır/Soylu kuralın taşıyıcısı, efendimiz Bayındır Han?dır/Salur Kazan?dır savaş gününün galibi? Bölgede hüküm süren Akkoyunlu ve Safevilerin Türk Dilinin yöreye hakim olmasından rahatsızlık duyan Kürt Mollası İdris Bitlisi; Osmanlılar ile işbirliği yaparak Türkmenlerden intikam alır.    

           Yavuz Selim?e kadar Doğu Anadolu?da Türkmen hakimiyeti vardır. Yavuz ise; Şafi mezhebinden Nakşibendi tarikatından Kürt mollası Şeyh İdris-i Bitlisi?nin önerisi ve planlamasıyla Doğu ve Güney Anadolu?da Türkmenler katledilmişler, kurtulanlar ise Azerbaycan?a kaçmışlardır. Türkmenlerin hakim oldukları idari beylikler ve toprakları; Yavuz?un imzaladığı boş fermanları, İdris-i Bitlisi oldurarak Kürt Aşiret reisine ve ağalarına vermiştir. Böylelikle bugünkü doğudaki feodalizmin temelleri atılmıştır.

          İdrîs-i Bitlîsi  (Ö.8 Kasım 1520)  ?Selim Şah-Nâme? adlı eserinde; başta Diyarbekir olmak üzere Kürtistan memleketinde ?Kürt Beyleri ve Kürt taifesinin mülk, millet, mezhep ve irsi bağlarının? nasıl güçlendirdiğini anlatırken, şehir ve yöre adlarını tek tek vererek Kızılbaş Türkmenleri de nasıl katlettiklerini  ?Allah?ın ve Padişah?ın yanında olan bir Molla olarak? zevkle ve kana susamış bir vampir edasıyla anlatmaktadır. Kürtler ?dirlik ve birliklerini? İdrîs-i Bitlîsi?ye borçluyken, Türkler ise, Yavuz Selim ile İdrîs-i Bitlîsi?nin yaptıklarını lanetle anmaya devam edeceklerdir.         Büyük bir Türk katili olan İdrîs-i Bitlîsi?nin bütün eserlerini Türkmen Tarihi  açısından ?Türklük bilincine sahib bir tarihcimiz? tarafından incelenip gerçek anlamda ?Anadolu Türk Tarihi?nin bir kesitini ayakları üstüne oturtulması gereklidir. Yunan mezalimini ağızlarında sakız eden bazı ?Türk Milliyetçi Yazarları? Yavuz ve İdris-i Bitlisi?nin Türk katliamlarını görmezlikten gelmektedirler.  

          Yavuz dönemimde Osmanlı  yönetiminde görev alan İdris Bitlisi ve Bıyıklı Mehmet Paşa ile  Kürt Aşiret Ağaları?nın durumları için; bugün Kürt gruplarından KOMKAR  belgeli olarak şöyle demektedir ki çok ilginçtir:

?1535'ler de böyle bir icazet vererek, beylik topraklarının bölünmesini kolaylaştırmıştır. Kanuni Sultan Süleyman fermannamesinde aynen şöyle diyor: -Bey öldüğünde, eyaleti kaldırmayıp bütün hududu ile Mülkname'yi Humayun uyarınca oğlu bir ise, O'na kalacak, eğer müteadit ise, istekleri üzerine kale ve yerleri, aralarında paylaşacaklardır. Uzlaşmazlarsa, Kürdistan beyleri nasıl münasip görürlerse öyle yapacaklar ve mülkiyet yoluyla bunlara ebediyete kadar ila ebeddevran mutaarrıf olacaklardır. Eğer Bey, varissiz, akrabasız ölmüş ise, o zaman eyaleti, hariçten ve yabancılardan hiç kimseye verilmiyecek, Kürdistan beyleri ile görüşülüp ve ittifak edilip, onlar bölgenin Beylerinden veya Beyzadelerinden her kimi uygun görürlerse, ona tevcih edilecektir. (Hükmi Şerif, Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi, E. 11960 sayı-İstanbul) Kürt-Osmanlı Andlaşması'nın mimarı Mevlana İdris'tir. Bu anlaşmayı kabul eden ve gerekli bulan Yavuz Sultan Selim'dir. İkisi de 1520'de maalesef ölmüşlerdir. Sultan Selim, Mevlana İdris'e; -Git Kürdistan beylerini ve emirlerini topla, kendi aralarında bir beylerbeyi seçsinler demişti. Mevlana İdris ise, Kürt beylerini çok iyi tanıdığı için kestirmeden bir beylerbeyi Sultan'dan istemiş ve Bıyıklı Mehmet Paşa'yı tavsiye ederek bu işi noktalamış idi. Diyarbakırlı bir Kürt olan Bıyıklı Mehmed Paşa'da çok erken gitti ve bundan sonra Kürdistan Eyaleti Başkenti'ne Mekadonlu komutanlar gelmeye başladı. Kanuni Sultan Süleyman, bilerek veya bilmiyerek 1533-34'lerde, Bitlis'i Şeref Han'dan alıp, bir fermanla Ulame Tekelu'ya veriyor. Direnen Bitlis Beyi'nin üstüne, Diyarbekir Beylerbeyi ve kuvvetleri ile bütün Kürdistan beylerinin kuvvetlerini de katıyor ve Ulame'yi başkomutan olarak atıyor. Aynı Sultan, 1535'ler de Bağdat seferini yaptıktan sonra Kürtleri tanımaya başlıyor veya bunlarsız bir şey yapamıyacağını anlayarak, babasının Amasya'da imzaladığı anlaşmaya yukarda verdiğim arşiv numaralı Hükm-i Şerif-i yayınlıyor. Neticeye baktığımızda, Kürdistan hükümdarları, çoğunlukla topraklarını bölmemiş ve statülerini 1850'lere kadar getirmişlerdir.?

        Aynı gurubun siyasi örgütünün başı Alevi Kökenli Kemal Burkay ve Munzur Çem gibileri; bu iki Osmanlı Kürtünün, Alevileri katletmesini görmezlikten gelerek, Alevi Tarihini yok sayarak  ?öteki tarih? dedikleri  uydurma bir ?Kürt Tarihi? yaratmaya çalışıyorlar. Tunceli  Ovacık?ta  ?üçlü Kürt ittifakı? olan: Bıyıklı Mehmet Paşa, İdris Bitlisi ve Palu Beyi Cemşid ?in; on binlerce Kızılbaşı kesmesine; aynı bölgenin adamları  Kürtlük İdeolojileri  adına ses çıkarmamaktadırlar. Ahlaki olarak bu çifte standart davranışlarına ne demek gerektiğine okuyucular karar versin !      

              Yavuz Selim?in önce Erzincan Valiliğine atadığı, sonradan da bütün doğu ve güney doğuya bakmak kaydı ile Diyarbakır Eyaletine  getirdiği Dıyarbakırlı Kürt Bıyıklı Mehmet Paşa ve danışmanı Bitlisli Molla İdris; bütün bölgeyi Türkler?den temizlerler ve YÜZ BİN Kızılbaş Türk?ü katlederler. Bölgeden kaçamayan Türkler de kendilerini Kürt olduklarını söyleyerek kalırlar, baskılar sonucu da gerçekten Kürtleşirler.  Doğu sınırlarını Türklere kapatan Yavuz; korumalığını da Kürt aşiretlerine bırakır.  1517?de  Yavuz Selim?in Mısır?ı alması ve 74.ncü İslâm Halifesi olması ile  sünnilik resmi ideoloji haline gelir ve İslâmi Devlet kimliği  oluşur. Bu tarihten sonra  Araplar, Osmanlı  Devleti?nin yaşamı boyunca diğer halklardan  üstün ve gözde konumlarına devam ederler. Türkler arasında Yavuz adı Yezit ile özdeşleşir ve lanetle anılır olur. Türk ulusal kimliği; Bozkırdaki Türkmenlerde yaşar ve ozanları Türkçe?yi geliştirir. Osmanlı Sarayı ise giderek soysuzlaşır ve yapay ?Osmanlıca? denen yazı dili hakim olur. Bu nedenle Prof.Dr. Faruk Sümer; Safaviler için Osmanlılar?dan daha fazla Türktür demektedir.    

          Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) dönemi  Osmanlı İmparatorluğu?nun zirvede  olduğu bir zamandır. Ama Türkler açısından bir şey değişmez. Yine bu dönemde  zülüm, şiddet ve katliamlar devam eder. Kürt kökenli  Ebussuûd Efendi (1545-1574)?in Şeyhülislâm olmasıyla ve 30 yılda verdiği fetvalarla ?Osmanlı toplum yaşamını? belirler ve  Kızılbaş Türkmen katliamı, ?Sünni Şeriatı?na göre meşruluk kazandırır. Yedi Kızılbaş öldürene ?Cennetin Anahtarı? verilir. Bugün Sünni din adamları tarafından  huşu ile anılarak ?evliya mertebesi?ne çıkarılan Ebussuûd Efendi, Türk katliamcısı, yobaz, lanet okunacak bir zalim ve cellattan bir kişiden başka birşey değildir.  

            Hırvat kökenli ve nakşibendi tarikatından  Kuyucu Murat Paşa 6.12 l606?da sadrazam olduktan hemen sonra  Anadolu?da geniş çaplı Alevi katliamı harekatı başlatır. 155 bin Alevi Türkmeni  diri diri kazdırdığı kuyulara gömdürür. Aman dileyen insanlara Kuyucu Murat Paşa?nın yanıtı; ?Vurun şu pis Türk?ün başını? olmuştur. Cellatların bile öldürmeye kıyamadığı çocuğu atından inerek öldüren Kuyucu Murat Paşa üç yıl terör estirir.

            Köprülü Mehmet Paşa (1656-1661) Celali ayaklanmaları bastırmak ve eşkıya tedibi adı altında; Anadolu Türkmenlerini kırımdan geçirmiş sağ kalanlara da zülüm yapmıştır. Osmanlı  Vak?a-Nüvisleri ( tarihçileri) Naima ve Hoca Sadettin Efendi gibileri; kitaplarında katliamları ballandıra ballandıra anlatmaktalar ve  Türkler için; ?nadan? yani ?kaba Türk, idraksiz Türk, hilekâr Türk? ifadesini kullanmaktadır. Başka kitaplarda ise; ?Türk iti şehre gelince farisice ürür.? yazmaktadır. Osmanlının ünlü şairi  Nef?i ise ?Tanrı, Türk?e irfan çeşmesini yasaklamıştır.? Demektedir. Divan-ı Hümayun yazarlarından Hafız Ahmet Çelebi 1499 yılında yazdığı şiirinde;



?Sakın Türk?ü insan sanma

Bin an bile olsa Türk?le birlikte olma

Türk eline şeker alsa o şeker zehir olur.

Türk?ün başını kesenken sakın gam yeme  

Baban da olsa Türk?ü öldür.?



Demektedir. Tüm bunlara karşın Türk Bayat boyundan Alevilerin ulu  ozanı  Fuzuli (1480-1566) bir deyişinin son beytinde şöyle diyor:



?Fuzuli, gökten yere insen sana yer yok

Yürü var gel, ya Arap?tan ya Acem?den?



        Gökten Allah tarafından dahi indirilse Türklerin  dünyada yeri olmadığını; Arap ve Acemler hakim olduğunu belirtir ve Şiirlerinde Osmanlılara sitem eder ve kafa tutar. Alevi Türkmen aşıkları, ozanları diline ve töresine sahip çıkar ve şiirlerinde dilendirir,  yöre yöre gezerek halkı bilinçlendirirler. Dedeler ve Babalar da Türkçe ibadet yaparak örf ve gelenekleri yaşatarak bugünlere getirirler.    

         

         İdrîs-i Bitlîsi ve Bıyıklı Mehmet Paşa?dan sonra Kürtlere en büyük destek sağlayan II.Abdülhamit olmuştur. Yavuz Selim?den itibaren iç işlerinde tam bir serbestlik olan bölgeye Prof.Dr.İlber Ortaylı?nın tesbitine göre ?Kürt Hükümeti? denmekteydi ve ?merkezi hazineye ipotek ödemezdi ve herhangi bir biçimde düzenli askeri hizmetlerle yükümlü değillerdi.? Böylesi bir bölgeye Abdülhamit, İslamcılığın bütünleştirici ?ümmet? anlayışıyla birarada tutma fikriyle yeni bir yapılanmaya gidilir.     Abdülhamid?in ?Aşiret Mektebi-i Humayun?(1892-1907) adıyla açtığı ve aşiretlerden getirtilen şeyh ve ağa  çocuklarının eğitildiği okullardan mezun olanlar; beklentilerin yerine, devlete karşı örgülenme yapan kadroları oluşturmuşlardır. Abdülhamid?in marifetlerinden biriside ?Hamidiye Alayları?dır        

           Hamidiye Alayları, Dördüncü Ordu Komutan? Müşir Zeki Paşa?nın II. Abdülhamid?e önerisiyle 1890 yılında kurulmaya başlanır.14-15 Nisan 1891?de de ?Nizamnâmesi? yayınlanarak yasal hale gelir.Ruslara yönelik olarak Şafi Kürtler?den oluşturulan Hamidiye Alayları amacına uygun faaliyette bulunmaz. Hamidiye Alayları daha çok eşkiyalık yapar. Ermeni ve Alevi köylerine baskınlar düzenleyip çapulculuk yaparlar 23 Temmuz 1908 ?de İkinci Meşrutiyet?in ilanından hemen sonra Eylül 1908 ayında Kürt Hamidiye Alayları?nın silahlarını ellerinden almak isteyen İttihat?çılar bunu başaramazlar  İttihat ve Terakki Cemiyeti içinde Türkçülük akımı giderek güçlenir ve hakim olur. Şafi Kürtlerin ağa ve aşiret reislerinin çocuklarının  eğitildiği İstanbul?daki ?Aşiret Mektebi?nde ve Hamidiye Alaylarında ise Kürt milliyetçiliği  filizlenmiş ve örgütlenmeye başlamıştır. Bu durum Doğu Anadolu?da Alevi-Şafi çatışmasını beraberinde getirir. Sonuçta; Okul Müdürü Kolağası Kamil Bey; ?bunlar aşiret değil haşerat!? der...



tepkileri anlayamadım.burda yazanlar harfi harfine doğrudur.

bir Türk devleti olduğu iddia edilip pek bir gurur duyduğumuz(!) osmanlı, gerçekten de TÜRKmenleri kürt hayvanlarına harcamıştır. zaten şuanki güneydoğudaki kürt hayvanının yoğunluğunun kaynağı da yavuz sultan selim'in izlediği sunni islam milliyetçiliği

ne alevi ne de sunniliği tartışacak değiliz.zaten TÜRKçülük, bu anlamda laiklikten başka bir alternatif sunmaz.lakin bilinmeli ki sırf sunni olmadıkları için, eski şaman inançlarını yaşattıkları için sayısız TÜRK osmanlı tarafından yüzyıllarca horgörülüp tecrit altında tutulmuş, özellikle yavuz zamanında fiili olarak katledilmişlerdir.

bunları yazmaktaki amaç ve bilmemizdeki amaç osmanlı'nın gerçek yüzünü görmektir.bizim referansımız osmanlı değil, GÖKTÜRK'tür

TÜRK olmak; müslüman , hristiyan, budist, musevi olmaktan çok daha asildir, önemlidir ve üst düzeyde bir ayırıcı sıfattır.bizim derdimiz TÜRK'e yapılan hainliklerde, şerefsizliklerdedir.din bizi alakadar etmez.
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: Otsukarcı - 07 Aralık 2006
          "bizim referansımız osmanlı değil, GÖKTÜRK'tür"

           Türk tarihinde onlarca kurulmuş bütün Türk devletlerini çıkarıp sadece Göktürk'leri referans almak , 1400 yılı yok saymak demektir. Tarih bir bütün olarak kabul edilir. Bu tarih iyisiyle kötüsüyle bizim tarihimizdir, kabul etsen de etmesen de..

Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: İsmail İpek - 07 Aralık 2006
brakisefal Irkdaşım

Alıntı
bir Türk devleti olduğu iddia edilip pek bir gurur duyduğumuz(!) osmanlı, gerçekten de TÜRKmenleri kürt hayvanlarına harcamıştır. zaten şuanki güneydoğudaki kürt hayvanının yoğunluğunun kaynağı da yavuz sultan selim'in izlediği sunni islam milliyetçiliği

ne alevi ne de sunniliği tartışacak değiliz.zaten TÜRKçülük, bu anlamda laiklikten başka bir alternatif sunmaz.lakin bilinmeli ki sırf sunni olmadıkları için, eski şaman inançlarını yaşattıkları için sayısız TÜRK osmanlı tarafından yüzyıllarca horgörülüp tecrit altında tutulmuş, özellikle yavuz zamanında fiili olarak katledilmişlerdir.

Zeki Velidi Togan'ın yaptığı bir açıklamada Osmanlı Padişahlarının hepsi gafil ve biçâre idi demiştir.

Ve Atsız Ata Zeki velidi Togan' a karşı  Bütün Osmanlı Padişahları hakkında Deyatlı bilgi vermiştir.

Yavuz :  Yavuz' a gelince; bilmem ki gaafil ve biçâre sıfatlarına onun kadar yakışmayacak insan bulunabilir mi ? İki dilde şair, tuttuğunu koparır, dünyayı bir padişaha dar görür, kahraman, o bilginler dostu arslan da gaafil ve biçâre ise acaba, öteki insanlar nedir? 1514 teki Çaldıran, 1516 daki Merci Dâbık meydan savaşlarını kazanan ve çelik iradesiyle devleti bölünmek tehlikesinden kurtaran Yavuz belki de, Türkiye Tarihinin Alp Arslan ile birlikte en büyük şahsiyetidir. Kemal Paşaoğlu'nun dediği gibi ölümüne hem kılıç, hem de kalem ağlamıştır.

Hüseyin Nihal Atsız
Türk Tarihinde Meseleler Kitabı Sayfa 94   

brakisefal Irkdaşım Yavuz Sultan Selim hakkında yazdıklarınız Atsız ata Fikriyatı dışında Düşünüyorsunuz. Sizin için direk Kitaptan yazdım bu yazıları.

Ayrıca Tarayıp resmini de ekliyorum.

(http://resim.hunturk.com/rsm/e868acbc21.jpg)
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: alpturan - 07 Aralık 2006
laf osmanlı tarihinden açılmışken osmanlı tarihini öğreneceğimiz düzgün bir kitap söylermisiniz?
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: Deli - 07 Aralık 2006
    İsmail  Hakkı Uzunçarşılı'nın altı ciltlik Büyük Osmanlı Tarihi çok değerlidir.Kitapta Osmanlı hakkında hemen her konuda bilği vardır.Onu tavsiye ederim.
 
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: TeknikTürk - 07 Aralık 2006
Osmanlı vaktiyle benim 100.000 Türkmen diye bildiğim,burada 40.000 olarak belirtilen katliamı yapmasa şu anda güneydoğu ve doğunun çoğunluğu Türktü ve kürt sorunumuz yoktu.O zamanın 40.000 Türkmen hayatta kalsaydı şimdi 20.000.000 Türkmen olurdu,İşin en güzel tarafı doğu ve güneydoğuda olurlardı.Bir taraftanda teyzemin bıyıkları olsa dayı derdim,tarihi değiştirme ihtimalimiz yok denilebilir.Fakat ders almamız zaruri,hatta hayati dercede önemli.
Şimdi bir bu Türkmen katliyamına ve 500 sene sonra başımıza açtığı belaya bakın,birde hala bu Türklere "sen alevisin bizden değilsin" diyen mankutlara bakın.
Osmanlı konusunda oldukça tereddütlerim var.Bir yabancıya,kürdoya karşı  kesinlikle  Osmanlı Bayrağını indirtmem ama burada biz bizeyiz;
1-padişahların Türklükten uzak soy ağacı,
2-Celali ayaklanmaları
3-Yönetimden Türkleri uzak tutuşu
4-Anadoluya-Türk yurtlarına yatırım yapmayışı,savaşa gelince Türkü en önden sür(olması gerektiği gibi),hizmete gelince yok ben macara ruma yedireceğim mantığı (ben Ankaralıyım,burada Bizanstan,Romadan,SELÇUKLUDAN kalma yüzlerce eser varken osmanlıdan kalma çok azdır,durum çogu anadolu şehrinde böyledir-ama gidin bir macaristana heryerde Osmanlı eserleri vardır.O zaman anlarsınız yıllarca anadolu neden fakirlikten kırılmış,evet Osmanlı anadoludan,Türkten alıp macara,bulgara,ruma yedirmiş ve bunu Türkler fakirlikten kırılırken yapmış)
5-Divan edebiyatı başta Türklere olan hor bakışı
6-Türkçeyi kullanmayıp ,aşağılık bir kompleksle arapça,farsça kırması uyduruk bir dil kullanması (tıpkı bizim şimdiki entel dantellerin yarı ingilizce yarı fransızca konuşması gibi).Türkçeye 2. sınıf muamelesi yapması....

Aslında liste dahada uzar ama uzatmayacağım.Yukardaki tüm bu etmenler benim osmanlıya soğuk durmamı sağlıyor.Gönlüme bir Göktürkler,bir Hunlular,bir Avarlar,heleki bir Hazarlar çok daha sevimli ve Türk geliyor.Dönün geri Osmanlıda bizim ve tarihimizin 600 yıllık bir dönemi,lanetleyip çöpe atamayız.Zaten dünyadaki hiçbir lanetede çöpede sığmayacak kadar büyüktür.

Ne zaman Osmanlıdan bahsedilse bana bir daral geliyor ve iki arada bir derede kalıyorum.Yukarı tükürsen bıyık,aşağı tükürsen sakal.Yukarıda sıraladığım maddelerde hata yapmış olmayı çok isterim.
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: Otsukarcı - 08 Aralık 2006
          Sn. tekniktürk geçmişe tarafsız bakmıyorsunuz.

          Eğer Anadolu'daki kürt varlığını 500 yıl önceki bir olaya bağlarsanız yanılgıya düşersiniz.

          Selçuklu yıkıldıktan sonra, Anadolu'da Türk birliği sağlanıncaya kadar bütün beyliklerin birbirleri ile savaşı olmuştur. Sizin mantığınızla bende olayı buna bağlayabilirim. Hindistan'da Türk varlığının olmayışını, Sultan Alparslan'ın Gaznelilerle yaptığı Dandanakan savaşına bağlar, Alparslan'ı suçlarım, Selçuklu'yu hain ilan ederim.
Doğu Türkistan'da Türklerin çektiği sıkıntıyı, zamanında devlet kurmuş olan Türk boylarının birbirleri ile olan savaşa bağlar, Türk milletini birbirine kırdırmışlardır diyerek birlik sağlanamamasının sebeplerinden biri olarak gösterebilirim, sizin mantığınızla...

          Osmanlı Türktür. Yönetim hata yapmış olabilir. Güçlü iken ve yönetimde Türk fazla iken yaptığı bazı girişimler, zayıflamaya başlayınca ters tepmiştir(yeniçeri ocağı, fransa ile olan ilişkileri gibi). Ama devletin geleceği için, padişah harici kardeşlerin öldürülmesi olayı bile devletin bir bütün olarak devam ettirmek isteyen yapıda olduğunu gösterir. Atayurtta en büyük sıkıntılardan biri bu değil mi? Turan devleti kurulmuş, daha sonra çocuklar arasında paylaştırılmış devlet küçültülmüş, kardeş kavgaları olmuştur.

          Anadoluya-Türk yurtlarına yatırım yapmadı demişsiniz. Ozamanda Osmanlı sınırları içinde olan her yer (kuzey afrika, balkanlar, ortadoğu, avrupa) Türk yurdu idi. Günümüze  baktığımızda İstanbul 15 milyon nüfusa ulaşmış olması, yatırımların genelde batı anadoluya yapılmış olması bizim orta ve doğu anadoluyu sildiğimiz manasına mı gelir?

        Dil ve yönetim konusunda sizinle aynı fikirdeyim. Bu iki unsur Osmanlı'nın yıkılmasının en büyük sebeblerinden biridir. Farklı bir dil kullanarak milleti kendinden soğutmuş, devşirme takımına makam vererek uzaklaştırmıştır.

       Sonuç olarak fikrim; dünyada kime sorarsanız sorun OSMANLI TÜRKTÜR. Başbuğ Atatürk de Osmanlı'nın borçlarını sahiplerek, Osmanlıya sahip çıkmıştır. Atsız Ata'mın fikirleri bellidir.

       Sadece Osmanlı değil geçmişteki bütün Türk devletlerine yapılan hakaret atalarımızın kemiklerini sızlatacaktır.


         
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: irfan - 19 Aralık 2006
Kandaşlarım,KURUCUSU TÜRK DEDELERİMİZ OLAN,
         Osmanlı devlet-i aliyesi;Zaman içinde çok büyük hatalara ulaşmış ve bunun sonucunda da asıl kendisi olan YÜCE TÜRK MİLLETİNE ZULM ETMİŞTİR....?
        örneğin;kuyucu murat paşa denilen herif osmanlı içinde en yüksek makamlara yükselmiş 38 dönme paşadan birisidir....BİZİM BURADAKİ AMACIMIZ TARİHİMİZLE NE DÖVÜNMEK NEDE ÖVÜNMEKTİR...

AMAÇ:TÜRK IRKININ VEDE NESLİNİN DÜNYA ÜZERİNDE HAK ETTİĞİ YERİ ALMASI VE GEÇMİŞİNDEN DERS ALARAK,GELECEĞE YÖNELMESİDİR...İÇİMİZDEKİ TARTIŞMALARIN SEVİYESİNİDE BUNA GÖRE AYARLAMAMIZDA YARARLI OLACAĞI KANAATİNDEYİM.....

ESENKALINIZ...
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: bogachan_58 - 20 Aralık 2006
bu yaziyi yazan serefsiz aslen nedir bilmiyorum ama böyleleri bizim atalarimizin en sanlilari hakkinda boyle palavralar yazarak hangi ala hizmet ediyor bilemiyorum.sonucta hepimiz Osmanli torunuyuz ve Türküz bundanda gurur duyariz.
TÜRKE TÜRKTEN BAŞKA DOST YOKTUR HATIRLATIRIM...........
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: brakisefal - 20 Aralık 2006
bu yaziyi yazan serefsiz aslen nedir bilmiyorum ama böyleleri bizim atalarimizin en sanlilari hakkinda boyle palavralar yazarak hangi ala hizmet ediyor bilemiyorum.sonucta hepimiz Osmanli torunuyuz ve Türküz bundanda gurur duyariz.
TÜRKE TÜRKTEN BAŞKA DOST YOKTUR HATIRLATIRIM...........

arkadaşım,veya büyüğüm herneyse
burada ilk üç beş iletisinde kimsenin kimseyi şerefsiz ilan etme hakkı olmasa gerek.diyeceğiniz savunduğunuz bir şey varsa akıllı adamlar gibi yazın.ülkücü zekasında tezlerle (hepimiz osmanlı torunuyuz vs.) bizim karşımıza gelmeyin.
Burası bir nevi bilgi platformu, hakaret köşesi değil.
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: tolonbey - 27 Aralık 2007

   Sevgili site yetkilileri,

   Görüyorsunuzki,Osmanlinin yaptigi cok büyük hatalar,suan güney doguda basimizin enbüyük belasidir,tüm Türkcüleri derinden yaralamistir.Sizin Osmanlinin hatalarini görmek istememeniz,hicbirseyi deyistirmiyor.Iste güney dogu Anadolu gözlerimizin önünde.

  Ortada Araplasmamis Türklere,Türkmenlere,Türk kalip Türk kültürünü yasamak isteyenlere,dilini konusmak isteyenlere Osmanli Ermenisiyle,Rumuyla velhasil tüm Türk  olmayanlarla bir olup katliamlar yapmislardirki dogudaki Türkmenleri kiranlar,dogudan Irana,Azarbaycana kaciranlar Osmanli ve Kürt ittifakidir.

  Arkadasin biri diyorki,Abdulhamite neden abtal hamit diyorsunuz.
Anlatiyim arkadasim.Istanbulda Abdulhamit Kürt okullari acti.Oralarda kürt cocuklari,alevilere,Türkmenlere,kizilbaslara  düsman yetistirildi.Kürt alaylari kurulup eyitildiki.Dogudaki Türkmenlerin kökünü kazisinlar diye.

 Vede kazidilarda.
 Ama Abtalhamidin  bu Türk düsmanligi terörine 50,000 sehit vermemize neden oldu.
 Ve vede muazzam bir rakam olan 150.000,000 dolar Türkiye harcadi bu savasda.Halada ölüyoruz,halada masrafa devam ediyoruz vede edeceyiz.
I

 Bunu Türk insanina anlatacagiz, onlari bu gibi tehlikelere karsi uyarmis olacagiz,bunun bölücülükle hicbir ilgisi yoktur.
Sen sussanda,yazmasanda,konusmasanda,ok yaydan Taaaaaaaaaaaaaa Yavuz zamaninda cikmistir,hatta dahada önce.O ok ,birdaha gelip ok cantasina girmeyecektir.

 Biz sesimizi kistikca,onlar seslerini yükselteceklerdir.
 
 Kuzey Irak harakatindan önce,yurtdisindaki kürtler,Türkiyeyi protestolarina onbinlerce Kürt katilirken,Kuzey Irak harakati basladiktan bu yana,Türkiyeyi protesto eden kürtlerin sayilari birden onbinlerden yüzlere kadar geriledi.
 
 Demekki susmakta fayda yoktur,zarar vardir.
 Bölücülügü biz deyil onlar yapmaktadirlar.

 Haliyle,bizimle beraber kalmak,olmak isteyen kürtler bile var.
 Hatta Türkiyeye baglanmak isteyen Irakli 37 kürt asireti vardir.
Bu asiret liderlerinin ellerindeki pasaportlarini Kürt lider Barzani almasaydi,baglanma konusunu görüsmek icin Türkiyeye geleceklerdi.

 Biz Türkler,hicbir zaman irkcilik yapmadik,üstelikte sayisiz defalar kendi irkimiza ihanetler bile bile ettik.
Türk dilini yasaklayip Farscayi resmi dil yaptik Selcuklular devrinde.
Arapcayi bastaci edip Türkceyi dar agacinda sallandirdik.
Anadolu Türklügü acliktan kirilirken,deve kervanlari heryil Fellahlara,yiyecek,giyecek,ipekliler,kadifeler gönderdik,bir nevi Arabin bir müstemlekesi gibiydik.

 Gecmiste basimiza gelen belalarin nedenlerini Türk insanina anlatmazsak,o belalar tekrar basimiza gelir bunu böyle bilmekte fayda vardir.

Iste dogudaki basimiza gelen belalar.Daha büyükleride geride.

Osmanli, Türkü Türk kaldigi icin katledecek,
Devlet dayrelerinde memur yapmayacak,vezir yapmayacak,Türk kadinlariyla evlenmeyecek,elci olarak,ermeniyi,Yahudiyi.Mecusiyi,Rumu ,Arabi tayin edecek,
Biz Türcüyüz deyip dönüp Osmanliya atamiz diyeceyiz.

USUMUZU  BASIMIZA  TOPLAYALIM,TÜRKLÜGÜN  BILINCINE  VARALIM.
Cok okuyalim,herseyi okuyalimki,gercekleri görebilelim.Aksi halde gecmiste vatan hainligi yapanlari bize ulu lider dervis göterip tantanali merasimlerle andirttiklari gibi andirtirlar,

Istiklal savasinda,Ingiliz veYunan elcisiyle,Saidi kürdi Hain Volkan gazata sahabi hain Vahdetle beraber bir bildiri yayinlarlar Volkan gazatasinda.Bildiri kisaca söyle:Ankaradaki Atatürk ve arkadaslari vatan haini dinsizdirler.Dostumuz Yunanlilar yakinda bu haini yakalayip cezalandiracaklardir.Bizde yeniden seriat devletini kuracagiz.

Iste bugünkü RISALEYU NURCULAR  bunlardir. Atatürke hain diyen Saidi Nursi yani kürdi teskilatinin bugun basi Fettullah Gülendir .
 Birde kandirilip DIN  KISVESI altindaki bu Kürdi teskilata baglanan yüzbinlerce Türk vatandaslarini düsününüz.

 Eyer susar veya susturulursak,ki susmayacagiz,Türkün geleceyi karanlik olacaktir.
Bu devir susmak deyil konusmak devridir,uyandirmak ,yazmak,yayinlamak devridir.

Uyanik Türk kardeslerimizi kutlarim.

tolonbeg
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: tolonbey - 27 Aralık 2007

  Evvett

  Bogachan-58,hem Türke Türkten baska dost yoktur diyeceksin,hemde Osmanlinin Türklere yaptigi katliamlari yazanlara küfredeceksin.Cahalligi sen seref saniyorsun galiba.

 Türkcülükle Osmanlicilik bir arada olmasi mümkün deyildir.
Bunlar birbirleriyle yüzyillar boyu,bogaz bogaza bogusmuslardir.

  Bunlardan birini secmelisin,ya biri,yada öteki.Ikisi bir arada olmaz.
  Biri siyahtir,
  Ötekiside beyaz.

  Osmanlilarda yalniz birtane anasi Türk olan var.
Bunuda unutma.

  Yozgatli sanada ayni seyi söyliyecegim,Sende cahalligi seref sayiyorsun galiba.
Gercek gercektir,ister kabul et ister etme.

Hem türkcüsün hemde Türk düsmani,o nasil oluyorki anlatda bizde bilek:-)))))))))).

Demek Arpad yaninda Yavuza birsey deseydi,bitirirdin onu.Ya adam boksörse,vurup ceneni dagitirsa neccen bahem:-)))))))).

Birsey biliyorsan yaz,bilmiyorsan ,ohu ögren,tamammi Yozgatli arkadasim.Onu bunuda tehdit etme.

MHP partisinin Ecevitle hükümetinde 129 millet vekili vardi.
Meclisde ,surda burda,tabanca cekip onabuna kulhanbeylikl yaptiklarindan.Sonraki secimde sifira düstüler.
Politika düello sahasi deyildir.
Ama Rahsan hanimin tüm kötü sözlerinin MHP liler sineye cektiler.O külhanbeyi vekillerden birtanesi cikipda sen böyle konusamazsin diyemediler.

 Ecevit ve Rahsanin karsisinda hep boynu bükük korkak kaldilar.
Millette onlara cok iyi dirsekledi.

Fikirde külhanbeylik olmaz.

kalin saglicahla
tolonbeg
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: TÜRK-KAN - 27 Aralık 2007

   Sevgili site yetkilileri,

   Görüyorsunuzki,Osmanlinin yaptigi cok büyük hatalar,suan güney doguda basimizin enbüyük belasidir,tüm Türkcüleri derinden yaralamistir.Sizin Osmanlinin hatalarini görmek istememeniz,hicbirseyi deyistirmiyor.


 Tolonbey

 Yukarıda Osmanlıcılık propagandası yapanların üyeliklerinin iptal edildiğini görmüyor musun ?. Osmanlı'yı savunan kimse yok.  Sen önce Türkçeni düzelt, Lakayt tavırları ve söylemleri bırak. Onun hariicnde zaten hemfikiriz.

 Saygılar,

 TTK
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: TiginNoyan - 27 Aralık 2007
Arkadasin biri diyorki,Abdulhamite neden abtal hamit diyorsunuz.
Anlatiyim arkadasim.Istanbulda Abdulhamit Kürt okullari acti.Oralarda kürt cocuklari,alevilere,Türkmenlere,kizilbaslara  düsman yetistirildi.Kürt alaylari kurulup eyitildiki.Dogudaki Türkmenlerin kökünü kazisinlar diye.

 Vede kazidilarda.
 Ama Abtalhamidin  bu Türk düsmanligi terörine 50,000 sehit vermemize neden oldu.
 Ve vede muazzam bir rakam olan 150.000,000 dolar Türkiye harcadi bu savasda.Halada ölüyoruz,halada masrafa devam ediyoruz vede edeceyiz.

Aptalhamid dediğiniz kişi Nihal Atsız tarafından "Gök Sultan" olarak adlandırılmaktaydı.
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: Mete Saltuk - 27 Aralık 2007
Tolonbey;

Hüseyin Nihal Atsız'ın Osmanlı Padişahları 1 ve 2 adlı makalelerini okuyunuz. Türkçemize özgü, Ğ harfini kullanmayı deneyiniz.

Değerli Kardeşlerim;
Osmanlı Padişahlarına karşı, Otağ üyesi bazı kardeşlerimin belirli bir tepkisi olduğunu görüyorum. Nedendir bilinmez, sürekli padişah annelerinin veya eşlerinin yabancı olduğu eleştiriliyor. Osmanlı'ya tepki gösterme amaçlı olarak bu tarz cümleleri kullananların, Çinli prenseslerle evlenen Türk Beylerini de göz önüne alarak yorum yapmalarını öneriyorum. Kaş yapayım derken göz çıkarmayalım. Saygılarımla
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: Atçeken Beği - 27 Aralık 2007
Tolonbey;

Hüseyin Nihal Atsız'ın Osmanlı Padişahları 1 ve 2 adlı makalelerini okuyunuz. Türkçemize özgü, Ğ harfini kullanmayı deneyiniz.

Değerli Kardeşlerim;
Osmanlı Padişahlarına karşı, Otağ üyesi bazı kardeşlerimin belirli bir tepkisi olduğunu görüyorum. Nedendir bilinmez, sürekli padişah annelerinin veya eşlerinin yabancı olduğu eleştiriliyor. Osmanlı'ya tepki gösterme amaçlı olarak bu tarz cümleleri kullananların, Çinli prenseslerle evlenen Türk Beylerini de göz önüne alarak yorum yapmalarını öneriyorum. Kaş yapayım derken göz çıkarmayalım. Saygılarımla
Mete Saltuk;

Büyük bir yanlışa düşüyorsunuz.Çinli prenseslerden olan erkek çocuklar hiç bir zaman kağan olamıyorlardı ve ülkede kağandan başkasının Çinli prenses ile evlenme hakkı yoktu,yani Çinli prenseslerin oğulları asla kağan olamadılar,kağanların hepsi şanlı Türk Katunlarının çocuklarıydı.

Esenlikler.
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: Mete Saltuk - 27 Aralık 2007
Değerli Atçeken Beyi Kardeşim;

Uyarınız için teşekkürler. Konunun detayını bilmiyordum, ancak; yazımdaki "padişah annelerinin veya eşlerinin yabancı olduğu eleştiriliyor" cümlesinin anlamını değiştirmediği kanaatindeyim. Soyun babadan geçtiği konusunda hemfikirsek doğan çocuk Türk olmalıdır. Yanlış düşünüyorsam lütfen bilgilendiriniz. Saygılarımla 
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: Atçeken Beği - 27 Aralık 2007
Değerli Atçeken Beyi Kardeşim;

Uyarınız için teşekkürler. Konunun detayını bilmiyordum, ancak; yazımdaki "padişah annelerinin veya eşlerinin yabancı olduğu eleştiriliyor" cümlesinin anlamını değiştirmediği kanaatindeyim. Soyun babadan geçtiği konusunda hemfikirsek doğan çocuk Türk olmalıdır. Yanlış düşünüyorsam lütfen bilgilendiriniz. Saygılarımla 
Sn. Mete Saltuk;

Soy babadan geçmez,baba kadar annede önemlidir.Biyolojik verilerce çocuk genlerinin yarısını anneden,yarısını babadan alır;ancak ataerkil bir toplum olduğumuz için,bizde soyun babadan devam ettiğine dair bir önyargı söz konusudur.

Maalesefki Osmanlı hanedanının soyu karışmıştır,ancak bu bize Osmanlı'ya ya da Fatih Sultan Mehmet Han'a(ki annesi Türk'tür) karşı hakaret etme ayrıcalığı vermez.Osmanlı,günahlarıyla sevaplarıyla Türk devletidir,yanlışlarını eleştirmeli,doğrularını söylemeliyiz.

Esenlikler.
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: Mete Saltuk - 27 Aralık 2007
Değerli Atçeken Beği Kardeşim;

Yanlış anlayabileceğinizi düşünerek şunu da ilave etmeyi uygun görüyorum:

Burada annesi yabancı uyruklu olan padişahın, eğer ki annesinin yabancı olması hataysa(!), bu hatayı işleyen baba padişahtır. Aynı şekilde daha önceki Türk beyleri de  bu tür evlilikler yaptığı için uyarı yapmaya ihtiyaç duydum. Sizin gibi günahları ve sevaplarıyla bütün Türk Beylerine derin saygı duyulması gerektiğini düşündüğüm için daha önceki yorumu yapmıştım, ki zaten Hüseyin Nihal Atsız Bey makalelerinde bize bunu gösteriyor. Saygılarımla
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: Atçeken Beği - 27 Aralık 2007
Sn.Mete Saltuk;

Sadece bir padişahın annesi yabancı olsa bu hata affedilebilir bir hata olurdu;ancak durum bu değildir.Orhan Gazi'den itibaren Osmanlı hanedanının soyu karışmıştır ve anneleri Türk olan padişahlar azınlıktadır.Bu,bence affedilebilecek düzeyde bir hata değildir.

Atsız Ata,Osmanlı hanedanı mensublarını eleştirmemiştir ve hatta övmüştür,haklısınız;ancak şunu da gözden kaçırmamak gerekir ki;Atsız Ata,komünistlerin Osmanlı'ya köpek gibi saldırılarına cevap vermek için Osmanlı hanedanını savunmuştur.Atsız Ata'nın belirttiği bir husus vardır ''Yıldırım Beyazıd gibi Türk olabilmek'' diye,bu görüşüne sonuna kadar katılırım ve Yıldırım Beyazıd gibi Türk olan her padişah benim atamdır.

Çinli prenses konusunda gereken açıklamayı yapmıştım;ama tekrar ediyorum: Çinli prensesler Türk kağanlarının eğlence malzemeleri idi ve onlardan olan çocuklar ne miras sahibi olabiliyorlardı ne de kağan olabiliyorlardı.Miras ve kağanlık hakkına sahip olanlar sadece kağanın Türk katunlarının çocuklarıydı.

Esenlikler.
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: Mete Saltuk - 27 Aralık 2007
Değerli Atçeken Beği Kardeşim;

Vermiş olduğunuz bilgiler ve yorumlarınız için teşekkürler. Yorumlarınıza saygı duymakla beraber, (bunu bir yönlendirme olarak algılamayınız)Yıldırım Beyazıd gibi diğer Osmanlı Padişahlarına da aynı bağlılığı gösterebilmemiz açısından, Padişahların yapmış oldukları uygulamalar için, Nihal Atsız Bey'in makalelerinde vurguladığı 'o dönemin şartları gözönüne alındığında' gibi cümlelerle haraket etmeliyiz diye düşünmekteyim. Saygılarımla
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: Temir Yalıg - 28 Aralık 2007
Arkadasin biri diyorki,Abdulhamite neden abtal hamit diyorsunuz.
Anlatiyim arkadasim.Istanbulda Abdulhamit Kürt okullari acti.Oralarda kürt cocuklari,alevilere,Türkmenlere,kizilbaslara  düsman yetistirildi.Kürt alaylari kurulup eyitildiki.Dogudaki Türkmenlerin kökünü kazisinlar diye.

 Vede kazidilarda.
 Ama Abtalhamidin  bu Türk düsmanligi terörine 50,000 sehit vermemize neden oldu.
 Ve vede muazzam bir rakam olan 150.000,000 dolar Türkiye harcadi bu savasda.Halada ölüyoruz,halada masrafa devam ediyoruz vede edeceyiz.

Aptalhamid dediğiniz kişi Nihal Atsız tarafından "Gök Sultan" olarak adlandırılmaktaydı.

tolonbey denen soysuz nâdan ;

Diğer yönetici arkadaşlarım üyeliğini iptal edip,seni kovmuşlar ancak şu yazdığın saçmalığa bir cevap verme ihtiyacı hissettim.
Osmanlı Devleti günahlarıyla ve sevaplarıyla bir TÜRK devletidir.Şanlı mazimizin bir parçasıdır,mirasımızdır.Bir Türkçü olarak Osmanlıcılık gibi kozmopolit bir fikri savunmak tabiki düşünülemez bile,ancak Osmanlı'ya sadece küfür ederek de doğru bir yaklaşım sergilenmiş olmaz.Biz bugünün Türk çocukları olarak Osmanlı Devleti'nin de bir Türk devleti olduğunu,Osmanlı Tarihinin de Türk Tarihinin bir parçası olduğunu kabul etmek mecburiyetindeyiz.Bunların yanısıra Osmanlı Devletinin Türklüğe verdiği zararları da bugünün ve yarının Türkçüleri olarak aklımızda mıh gibi tutuyoruz.Biz neyin ne olduğunu Ziya Gökalplerden,Nihâl Atsızlardan öğrendik aslanım.Buradaki insanlar Türkçülüğün tozunu yutmuş insanlardır.Osmanlı Devletiyle ilgili hiçbir tarihi kitabı veya vesikayı okuduğunu sanmıyorum.Sadece kulaktan dolma bilgilerinle koskoca bir tarihi karalıyorsun,Türk Tarihini karalıyorsun.Biz senin gibi miras küfürcülerini çok gördük.Her defasında da dersini verdik.
Aptal Hamit dediğin şahsiyet Osmanlı Devleti'nin bir padişahıdır.Türk töresinde de Türk Hakanına küfür eden kişiye soysuz p... derler.Yedi ceddi karalanır senin gibi cahillerin.Gerçekten TÜRK isen bir vicdan muhakemesi yap.
Evet Osmanlılar Türklüğe epey zararlar verdi.Evet kültürümüz çorba oldu ve dış etkenler çokca nüfuz etti.Ancak bu sebeplerden hiçbirisi Osmanlı Devleti'nin Türk Tarihinin en önemli mihenk taşlarından olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Hâyasızca küfrettiğin Abdülhâmid Han için bak bakalım Türkçülüğün Piri Atsız Ata ne yazmış ;
 ABDÜLHAMİD HAN ( = GÖKSULTAN )


Toplumun en büyük haksızlığa uğramış tarihî şahsiyetlerinden biri, II. Abdülhamid’dir. Kendisinden önceki devirlerin ağır yükünü omuzlarında taşıyan, en güvenebileceği adamların ihanetine uğrayan ve dağılmak üzere olan içi dışı düşman dolu bir imparatorluğu 33 yıl sırf zekâ ve hamiyeti ile ayakta tutan bu büyük padişahı katil, kanlı, müstebit, kızıl sultan, cahil ve korkak olarak tanıtılmış, daima aleyhinde işleyen bu propagandanın tesiriyle de böyle tanınmış talihsiz bir insandır.

Daha ilkokul sıralarında belirli bir propagandanın tesirinde kalmaya başlayarak, yaşları ilerledikçe aynı telkinler ile büyütülen nesillerin, o propagandanın yalanlarını bir gerçek gibi benimsemelerinden tabiî ne olabilir?

Öğren yavrum ki On Temmuz bayramların en büyüğü,
Esir millet böyle bir gün zincirini kırdı, söktü.
Ondan evvel geçen günler, bilsen ne siyahtı.
Milletin her iyiliğini düşünecek padişahtı;
Halbuki o zaman sultan,insan değil, canavardı,
Canlar yakar, kan dökerdi, millet ondan pek bîzârdı!
gibi saçmalar, kim bilir hangi kırılası kalemlerle yazılarak okuma kitaplarına geçiyor, körpe beyinlere Sultan Hamîd düşmanlığı aşılıyordu.

Bu düşmanlığı aşılayanlar ilkönce İttihatçılar, yâni hürriyet kahramanları (!) yâni Sultan Abdülhamid’in 33 yıl ayakta tuttuğu imparatorluğu 10 yılda dağıttıktan sonra memleketten kaçan kişilerdi. İttihatçılardan sonra da Ermeniler, Rumlar, Yahudilerdi. Yâni, yabancıları işe karıştırarak Türkiye’yi batırmak için Osmanlı Bankası’nı basan, Anadolu’da kargaşalık çıkaran ve Avrupa’nın gık demesine meydan vermeden Sultan Abdülhamid tarafından tepelenen Ermeniler; yani Balkanlara saldırıp karışıklık çıkarmak ve yine yabancıların da işe karışması ile Türkiye’yi parçalamak isterken Sultan Hamid tarafından 1897’de tepelenen Yunanlılar( ve bizdeki adı ile Rumlar ); ve Filistin’de bir Yahudistan kurmak teşebbüsleri Sultan Hamid tarafından önlenen Yahudi’lerdi.

Sultan Hamid, bin türlü siyasî tertiple bu azınlıkların azgınlıklarını yere sererken, onlarla birleşerek padişahı tahtından indiren kabadayılar:
Türk, Musevi, Rum, Ermeni,
Gördük bu rûz-ı rûşeni!
şarkısının, bu unutulmaz ahmaklık ve ihanet bestesini söyleyerek meydanları çınlatıyor, Birinci Dünya Savaşı ile mütarekesine kadar Musevi, Rum, Ermeni vatandaşların nasıl bir “rûz-ı rûşeni” beklediklerini anlamamak gibi bir alıklıkla bir imparatorluğu idare ettiklerini sanıyorlardı.

Sultan Hamid’i iyice anlamak için tahta çıktığı zamanı iyi bilmek lâzımdır. Sultan Aziz’in son zamanlardaki çöküntü sırasında, memleketi yürütmek için beliren iki akımdan libaralizmi V.Murat, muhafazakârlığı II.Abdülhamid temsil ediyordu. Liberaller, İngiltere ve Fransa’ya bakarak parlamento ile her şeyin düzeleceğine inanıyor, muhafakârlar, 30 milyonluk imparatorlukta 10 milyon Türk’ün hâkimiyetini sağlamak içim mutlak idareye lüzum görüyordu. Masonlar, Sultan Murad’ı da mason yapmışlardı. Gerçek yüzünü Sultan Murad’a göstermeyen masonluğun arkasında ise Yahudilik ve Avrupa emperyalizmi vardı.

İlk Meşrutiyet Meclisindeki Hıristiyan mebuslar, Türkiye’nin biran önce parçalanması için Ruslar ile savaşa şiddetle taraftar olmuşlardı. Ve gerçekten de neredeyse imparatorluk dağılacaktı. Sultan Hamid, bunu gördükten sonra, meşrutiyeti devam ettirseydi, elbette ki yanlış bir iş yapmış olurdu. Müslüman olmayan mebuslarla birlikte, dışardan körüklenen Arap ve Arnavut milliyetçiliklerine de set çekmek üzere Meclisi kapatması, Sultan Hamid’in en büyük başarısı ve hizmetidir. Bu meclis kapatılmasaydı ne olacaktı? 8 milyon Hırıstiyan ve 12 milyon Müslüman yabancıya karşı, kültür seviyesi hepsinden geri 10 milyon Türkle bu devlet nasıl tutulacaktı? Demokrasi bir çoğunluk rejimi olduğuna göre, Türklerden çok olan Araplar, meselâ, resmi dilin Arapça olmasını teklif etseler ve Arnavutları da yanlarına alsalar, sonuç ne olacaktı? Bütün Türk olmayanlar birleşerek Osmanlı İmparatorluğunun Avusturya-Macaristan gibi federatif bir devlet olmasını isteseler, bunun, nasıl önüne geçilecekti? Karışmak için fırsat gözleyen Avrupa devletlerini kışkırtmak üzere demokratik nümayişler yapılsa, bu ne ile önlenebilecekti?

İşte Sultan Hamid, Meclisi kapatarak bütün bu tehlikeleri önledi ve tahtından indirilmeseydi daha da önleyecekti.

Fakat onun hizmeti bu kadar da değildi. 1877-1878 savaşından yenilerek çıkan Osmanlı ordusunu, o zamanın en mükemmel silâhları ile, meselâ mavzer tüfekleriyle silâhlandırdı. Denizci devletlerin ve Rusların denizden yapmaları mümkün taarruzlara karşı, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını tahkim etti. Ve, Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizlerle Fransızların 18 Mart 1915 saldırıları bu istihkâmlarla durduruldu.

Mükemmel kurmaylar yetiştirdi. 1914-1918 savaşı ile İstiklâl Savaşı’nı bunlar idare ettiler. Sultan Aziz’in, Ruslarla çarpışıp Kırım’ı kurtarmak için hazırladığı donanma, denizcilik tekniğinin değişmesi karşısında değerini kaybetmişti. 8-10 mil giden gemilerle artık iş görülemezdi. Bunları kadro dışı ederek iki zırhlı ile iki kruvazör aldı. Büyük Osmanlı borçlarının üçte ikisini ödedi. Pek çok okul açıldı. Pek çok yol ve köprü, ayrıca hastahane ve çeşme gibi hayrat yaptırdı. Görülmemiş bir haber alma şebekesi kurdu. Yabancı elçilerden bile casusları vardı. Avrupa’da kuş uçsa haberi oluyor, aleyhimizdeki kararları önceden öğrenerek tedbirini alıyordu. Hilâfeti, Osmanlı Hanedanından almak için Mısır’da kurulan gizli bir derneğin üyelerinden biri Sultan Hamid’in adamlarından biri idi. Balkanlıların mezhep ve milliyet ayrılıklarını körükleyerek birleşmelerine engel olduğu gibi; İngiliz, Alman ve Rusları da birbirine düşürerek aleyhimizde birleşmelerini engelledi.

Bunları yaparken de vezirlerinden, paşalarından kimseye güvenmemekte ne kadar haklı olduğunu zaman göstermiş ve koca vezirler, hiç sıkılmadan, yabancı elçiliklere, konsolosluklara sığınmışlardı.

Çok namuslu ve dindar bir adam olduğu için, asla kan dökmemiştir. Mithat Paşa’yı öldürttüğü hakkındaki söylenti iftiradır. Gerçi o, Mithat Paşa’dan şüphe ediyor, onun Sultan Aziz’i öldürtmüş olduğuna inanıyordu. Fakat, dindar bir insan olarak, kan dökmekten, bütün hayatınca çekinmiş, Mithat Paşa ile arkadaşlarının idam kararlarını müebbet hapse çevirmişti. İsteseydi idam kararını imzalayamaz mı idi? Buna hangi kuvvet engel olabilirdi? Bunu yapmayarak sonra, Talif’te suikasta girişecek kadar az zekâlı mı idi?

Memleketi doğrudan tehdit eden Moskof emperyalizmi ile batıdan tehdit eden Avrupa emperyalizmi ve onun temsilcisi İngiltere’ye karşı devleti savunan Sultan Hamid, ayrıca azınlıklar ve gafil hürriyetçiler ile de uğraşmaya mecbur olmuş, güneyden gelen siyonizme de göğüs germiştir.

Sultan Hamid için Osmanlı İmparatorluğunu, soyumuzun düşmanı Moskoflarla hilâfetin düşmanı İngiltere’ye, devletimizin düşmanları siyonizme ve azınlıklara, rejimin düşmanı hürriyetçilere karşı savunmak meselesi ve vazifesi vardı. Bunun için de, kendisinin devlet başkanı kalması gerekti. Kendisi çekilirse, devletin tutunamayacağı hakkındaki düşüncenin doğruluğu, çok geçmeden gerçekleşmiştir.

Şimdi bu kadar büyük bir dâvânın karşısında, Peyami Safa’nın ileri sürdüğü İsmail Safa’nın sürgün edilmesi gibi hâdiselerin ne ehemmiyeti olabilir? İsmail Safa ne istiyordu? Oğlunun iddiasına göre hürriyet! Yani meşrutiyet, serbest seçim. Yani bir alay Arap, Arnavut, Ermeni, Rum, Bulgar, Yahudi ve Sırp’ın Türkiye’nin kaderi hakkında söz sahibi olması... Şimdi akıl, anlayış, vicdan ve millî şuur sahibi olarak düşünelim: Böyle bir sonuca razı olunabilir mi?

Sultan Hamid, sürgün ettiklerine aylık da bağladığına göre, Anadolu’nun en sağlam havalı yerlerinden biri bulunduğu, ahalisinin dinç ve gürbüz yapısı ile belli olan Sivas’ta İsmail Safa’nın ölmesi Sultan Hamid’in kabahatı mıdır? Verem olan İsmail Safa, İstanbul’da kalsaydı, ölmeyecek miydi?

Babasına karşı beslediği sevgi dolayısıyla, Peyami Safa’nın bazı özel düşünceleri olması tabiîdir. Fakat, her gün binlerce kişiye seslenen bir yazarın, Sultan Hamid gibi büyük bir padişahı, Osmanlı sultanlarının en cahili ve kanlısı diye göstermeye kalkması, doğru mudur?

“Bu dünyada herkes bir çok şeyin cahilidir. Yeter ki kendi işinin cahili olmasın”. Kendi işinin ehli olduğunu bin bir delille isbat etmiş bulunan Sultan Hamid ise asla cahil değildir. Onun bir yüksek okul hattâ lise diploması yoktur. Fakat özel öğretmenlerle hayattan ve içinde yetiştiği büyük ve muhteşem hanedandan çok cevherli şeyler öğrenmişti. Ressam, hattât ve musikişinas idi. Doğu ve batı dillerinden bazılarını biliyordu. Kurduğu çok değerli Yıldız Kütüphanesi, bugün, Üniversite Kütüphanesi’ni de yine o kurdu. Yani Sultan Hamid, Türk kültürüne kütüphane kurarak, pek çok okul açarak ve ilmî eserler yazdırarak hizmet etti.

Onun katil olduğu yalan, kızıl sultan olduğu iftiradır. Avrupalıların ve Ermenilerin yakıştırdığı kızıl sultanlığı benimsemek, onların emellerine hizmet etmek olmaz mı?

Sultan Hamid, kızıl değil, “Gök Sultan”dır. Herkeste bulunması mümkün ufak tefek kusurlarını şişirip erdemlerini inkâr etmekle ne Türk tarihi, ne de Türk milleti bir şey kazanır. İsmail Safa, İngiliz-Boer savaşında, İngilizlerin bu başarısını, onların elçiliklerine giderek tebrik ettiği için, Sultan Hamid tarafından haklı olarak, sürgün edilmiştir. Belki İsmail Safa, o zaman, İngilizlerin nasıl bir Türk ve Müslüman düşmanı olduğunu bilmiyordu. Fakat geniş haber alma imkânları ile her şeyi bilen Sultan Hamid, memleket aydınlarının düşman elçilikleriyle temasına müsaade edemezdi.

Şimdi insafla düşünülsün: Hiçbir sebep yokken, sırf yurtlarındaki elmas madenlerini zaptetmek için, bir avuç Boer’e büyük ordularla saldıran İngiltere’yi tebrik etmek hangi hürriyetçilik anlayışının sonucudur?

O günkü İngiltere’yi Boer’leri yendi diye tebrik etmekle, bugünkü Moskofları Finlere karşı başarılarından dolayı alkışlamak arasında ne fark vardır?

Merhum Gök Sultan Abdülhamid Han, bütün hayatında bir fikir, devleti ayakta tutmak ve hazırlamak için yaşadı. Siyasî dehası ile Avrupa’yı ve Moskof’u oyalıyor, bir yandan da demir yolu ve okul ile Türk milletini kuvvetlendirmeye çalışıyordu.

Sultan Hamid ile onun düşmanları olan hürriyetçileri ölçüştürmek için, yalnız şu noktaya bakmak yeter: Hürriyet kahramanları (!), hürriyeti yok edip yüzlerce masumu astıktan sonra, savaşa soktukları devlet yenilince, hırsızlar gibi kaçtılar. Gök Sultan, bir tek siyasî idam yapmadan, en korkunç siyasî güçlükleri atlatarak 33 yıllık saltanatında devleti ayakta tuttuktan sonra tahtından indirilirken, Moskof çarının Rusya’ya davetini; Selanik’ten Alman gemileriyle İstanbul’a gelirken de Alman İmparatorunun dâvetini reddederek vatanında sürgün ve mahpus gibi yaşamayı tercih etti.

Türkiye dört sınırında yangınlar olan bir ev, Sultan Hamid, o yangınların eve bulaşmaması için hızla koşarak ateşe su serpen, kum döken ve keçe kapatan bir savunucu idi. Bu koşuşmaları sırasında yoluna çıkan bir iki çocuğa çarpıp düşürdüyse, suç onun değildir. Çünkü, yurdun çevresindeki yangınlar göğe yükseliyor ve Gök Sultan, alevleri içeri sokmamak için didiniyordu.

Ve sokmadı da...

Ne diyelim? Durağı cennet olsun...


Ocak Dergisi , 11. Sayı , 11 Mayıs 1956


Atsız Ata'nın Toprak-Mazi şiirinin son bölümüne bak, titre ve kendine gel ;

Hey arkadaş, sapıtmışın, doğru yola gir;
Hakkı neyse ver maziyle kara toprağın…
Onlar değil efsaneyle cansız bir yığın!

Bu ikisi ebediyen kutlanacaktır…
Ve bunları inkar eden, bil ki alçaktır…
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: kızıltamu - 28 Aralık 2007
Dünkü ülkesine küfreden bugünkü ülkesini nasıl seviyor?.
Oysa iyi ya da kötü o mazi olmuş devlet,dedemin değil miydi?
Çanakkale Destanını yazan o şanlı askerler, o devletin askeri değil miydi?
Başbuğ, o ülkenin Subayı iken onca savaşa katılmadı mı?

Dedemin eski evi kerpiçtendi.Yapıldığı dönemde şehrin en güzel evi imiş.Çocukluğumda yıkılmak üzereyken son hallerinde o evin damından su sızar,kar yağınca dam çökecek diye korkardık.
Sonra yıktırdık ve yerine zamana uygun yeni bir bina yaptırdık .
O ne illet ev ki o evde rezil,o evin sahibi de rezil dersem,o evden utanırsam ne kadar haysiyetli davranmış olurum?
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: ULUTÜRK - 07 Ocak 2008
Ben bu sitede daha önce de bahsettiğim gibi Osmanlıdan pek hazzetmem nedenine gelirsek pek çoktur Din içinde boğulup gitmesi hayatının dinden başka bir şey olmaması araplara özenmesi onları matah bir şey sayması yazı olarak arapça ve farsça kullanarak  konuşarak canım Türkçenin canına okuması şiddetli bir mehzep takıntısı olması Türklerden başka herkese höşgörü göstermesi azınlıklara aptallık sınırlarını zorlayan haklar ve ayrıcalıklar vermesi padişahların zamanla soylarının bozulması kendi özünden gelen örf ve adetleri yok sayıp arap adetlerini benimsemeye çalışması Türkmenleri ağır vergiler altında ezmesi halkına hiç ilgi göstermeyip memleketi İstanbuldan ibaret sanıp tüm milleti ve eyaletleri soyu belli olmayan  yöneticilerinin keyfine ve insafına bırakması devletin önemli mevkilerine Türklerden çok azınlıklar getirmeye özen göstermesi ve en gıcık kaptığım etken ise Türk ırkını gerek günlük hayatta gerek edebiyatında aşağı görüp sürekli aşağılaması ve hakaret etmesidir böyle yaparak soylu ecdadının hatırasına saygısızlık etmiş kemiklerini sızlatmiştır bu gibi pek çok nedenden ötürü ben osmanlıyı bir türlü benimseyemiyorum son olarak Osmanlı şu mehzep birliği için  yaptığı uğraşın çeyreğini Türklük için sarfetmiş olsaydı tarihin seyri değişirdi
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: Temir Yalıg - 07 Ocak 2008
Ben bu sitede daha önce de bahsettiğim gibi Osmanlıdan pek hazzetmem nedenine gelirsek pek çoktur Din içinde boğulup gitmesi hayatının dinden başka bir şey olmaması araplara özenmesi onları matah bir şey sayması yazı olarak arapça ve farsça kullanarak  konuşarak canım Türkçenin canına okuması şiddetli bir mehzep takıntısı olması Türklerden başka herkese höşgörü göstermesi azınlıklara aptallık sınırlarını zorlayan haklar ve ayrıcalıklar vermesi padişahların zamanla soylarının bozulması kendi özünden gelen örf ve adetleri yok sayıp arap adetlerini benimsemeye çalışması Türkmenleri ağır vergiler altında ezmesi halkına hiç ilgi göstermeyip memleketi İstanbuldan ibaret sanıp tüm milleti ve eyaletleri soyu belli olmayan  yöneticilerinin keyfine ve insafına bırakması devletin önemli mevkilerine Türklerden çok azınlıklar getirmeye özen göstermesi ve en gıcık kaptığım etken ise Türk ırkını gerek günlük hayatta gerek edebiyatında aşağı görüp sürekli aşağılaması ve hakaret etmesidir böyle yaparak soylu ecdadının hatırasına saygısızlık etmiş kemiklerini sızlatmiştır bu gibi pek çok nedenden ötürü ben osmanlıyı bir türlü benimseyemiyorum son olarak Osmanlı şu mehzep birliği için  yaptığı uğraşın çeyreğini Türklük için sarfetmiş olsaydı tarihin seyri değişirdi

İşte mesele,bu tarz eksileri güzel bir üslupla yapıcı bir biçimde eleştirmektir.Osmanlı Devletinin de bir Türk Devleti olduğunu ancak Türklüğe de epey zararlar verdiğini Türkçü bir dille anlatmaktır..Osmanlı'yı eksi ve artı yönleriyle değerlendirmemiz gerekiyor.Onları tarihin bir parçası olarak benimseyin.Atsız Beğ de böyle benimsemişti.Ceddinizden bu kadar utanmayın.Önemli olan yanlışları görmek ve sonuna kadar eleştirmektir.Ama yok saymadık,saymayacağız!

Esen Olsun
TTK
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: TiginNoyan - 07 Ocak 2008
Osmanlı hânedânının Türklüğe yaptığı zararlar hepimizin mâlumudur. Bunları Ziya Gökalp de, Nihal Atsız da biliyordu. Yine de Türk târihinden Osmanlı'yı çıkartmamışlardır.
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: AkifDede - 11 Ocak 2008
ATSIZ ATA'nın dediğinin üstüne zaten bir şey söyleyemeyiz
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: Bozkurt Umut - 14 Ocak 2008
          Sn. tekniktürk geçmişe tarafsız bakmıyorsunuz.

          Eğer Anadolu'daki kürt varlığını 500 yıl önceki bir olaya bağlarsanız yanılgıya düşersiniz.

          Selçuklu yıkıldıktan sonra, Anadolu'da Türk birliği sağlanıncaya kadar bütün beyliklerin birbirleri ile savaşı olmuştur. Sizin mantığınızla bende olayı buna bağlayabilirim. Hindistan'da Türk varlığının olmayışını, Sultan Alparslan'ın Gaznelilerle yaptığı Dandanakan savaşına bağlar, Alparslan'ı suçlarım, Selçuklu'yu hain ilan ederim.
Doğu Türkistan'da Türklerin çektiği sıkıntıyı, zamanında devlet kurmuş olan Türk boylarının birbirleri ile olan savaşa bağlar, Türk milletini birbirine kırdırmışlardır diyerek birlik sağlanamamasının sebeplerinden biri olarak gösterebilirim, sizin mantığınızla...

          Osmanlı Türktür. Yönetim hata yapmış olabilir. Güçlü iken ve yönetimde Türk fazla iken yaptığı bazı girişimler, zayıflamaya başlayınca ters tepmiştir(yeniçeri ocağı, fransa ile olan ilişkileri gibi). Ama devletin geleceği için, padişah harici kardeşlerin öldürülmesi olayı bile devletin bir bütün olarak devam ettirmek isteyen yapıda olduğunu gösterir. Atayurtta en büyük sıkıntılardan biri bu değil mi? Turan devleti kurulmuş, daha sonra çocuklar arasında paylaştırılmış devlet küçültülmüş, kardeş kavgaları olmuştur.

          Anadoluya-Türk yurtlarına yatırım yapmadı demişsiniz. Ozamanda Osmanlı sınırları içinde olan her yer (kuzey afrika, balkanlar, ortadoğu, avrupa) Türk yurdu idi. Günümüze  baktığımızda İstanbul 15 milyon nüfusa ulaşmış olması, yatırımların genelde batı anadoluya yapılmış olması bizim orta ve doğu anadoluyu sildiğimiz manasına mı gelir?

        Dil ve yönetim konusunda sizinle aynı fikirdeyim. Bu iki unsur Osmanlı'nın yıkılmasının en büyük sebeblerinden biridir. Farklı bir dil kullanarak milleti kendinden soğutmuş, devşirme takımına makam vererek uzaklaştırmıştır.

       Sonuç olarak fikrim; dünyada kime sorarsanız sorun OSMANLI TÜRKTÜR. Başbuğ Atatürk de Osmanlı'nın borçlarını sahiplerek, Osmanlıya sahip çıkmıştır. Atsız Ata'mın fikirleri bellidir.

       Sadece Osmanlı değil geçmişteki bütün Türk devletlerine yapılan hakaret atalarımızın kemiklerini sızlatacaktır.


         

sonuna kadar katılıyorum soyadaşım...Osmanlı Türk'tür.Ne kadar hataları olsada onlar bizim atalaramızıdr...Böyle yazılara sinirlenipte Atalarımızdan soğumayalım
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: yalnızreis - 20 Ocak 2008
DEĞERLİ IRKDAŞLARIM BU KONU BAŞLIĞINDA HERKESİN DÜŞÜNCESİNİ TOPLAM 3 SAYFAYI TAMAMEN VE ÇOK DİKKATLİCE OKUDUM. HUNTÜRK.NET ÇOK SEVDİĞİM TÜRKÇÜ BİR PLATFORM. BURADA YAYINLANAN TÜRKÇÜ MAKALELER VE HER TÜRLÜ FAYDALI ESERDEN DOLAYI ÖNCELİKLE SİTE YÖNETİMİNE VE KATKIDA BULUNAN HERKESE TEŞEKKÜR EDERİM. İLK OKUDUĞUM TÜRKÇÜ ESERLER TABİKİ ATSIZ ATAMIZIN ESERLERİ OLUP TÜM ESERLERİNE SAHİBİM VE DEFALARCA OKUDUM. TÜRKÇÜYÜM TURANCIYIM. BENDE BİR ÇOĞUNUZ GİBİ TÜRKÇÜLÜK İLE DİNİN BİRBİRİNE KARIŞTIRILMAMASI GEREKTİĞİNE VE BİNLERCE YIL BİR SÜRÜ BÜYÜK KÜLTÜRÜN TESİRİNE RAĞMEN DİMDİK AYAKTA OLMAMIZI SAĞLAYAN TEMEL UNSURLARI İYİ BİLMEMİZ GEREKİR. BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZİ KORUMALIYIZ. YALNIZ BU BAŞLIK ALTINDA YAPILAN TARTIŞMA İLE İLGİLİ OLARAK İÇERİKLE İLGİLİ ÖZELLİKLE HİÇ BİR YORUM YAPMAYACAĞIM. SADECE BU KONUDA CEVAP YAZMIŞ HERKESE TAVSİYEM LÜTFEN TÜRK TARİHİNİ ÇOK İYİ OKUSUNLAR EKSİKLİKLERİ VAR. BELKİ BEĞENİRSİNİZ BELKİ BEĞENMEZSİNİZ AMA NAMIK KEMAL ZEYBEK ADINDA BİR TÜRKÇÜ VAR ONUN FİKİRLERİNİ DE OKUYUN. ATATÜRK, NİHAL ATSIZ, ZİYA GÖKALP, RIZA NUR, NEJDET SANÇAR IN YAZILARINI İYİ OKUSUNLAR. TÜRKÇÜLÜK TURANCILIK BÜYÜK BİR HEDEF. BU HEDEFE ULAŞMAK İÇİN SADECE TARİHİ ELEŞTİRMEK DEĞİL TARİHİ HATALARDAN DERS ALMAK ÇOK ÖNEMLİ. AMA BURADA GÖRDÜĞÜM GEÇMİŞ HAKKINDA BELİRLİ KAYNAKLARDA YER ALAN BİLGİLERİN BİRİLERİ TARAFINDAN NAKLEDİLMESİ BİLE ÇOK ŞİDDETLE ELEŞTİRİLMİŞ. BENİM AKLIMA NE GELDİ BİLİYORMUSUNUZ?

HALEN BAZI ARKADAŞLARIMIZ HER NE KADAR TÜRKÇÜYÜM TURANCIYIM DA DE SE ONLAR HALEN MHP Lİ VE TÜRK İSLAM SENTEZİ SAVUNUCUSU VE % 99 ÖYLE OLDUKLARI KANATİNDEYİM.
ÖZELLİKLE ÖYLE YAZDIM ÇÜNKÜ BENDE BİR ZAMANLAR TÜRK İSLAM SENTEZİ OLAN ÜLKÜ OCAKLARINDA GÖREV YAPTIM. AMA UZUN BİR SÜREDİR ÖZÜMÜ DÖNDÜM. BUNDA DA MHP NİN İKTİDARI VE BUGÜNKÜ MHP LİLERİN RAHMETLİ TÜRKEŞ'İ BİLE RAHMETLE SAYGIYLA ANMADIKLARINI GEÇEN GÜN ATA TV DE SEYREDİNCE ŞOK OLDUM.

BİRŞEY DAHA BELİRTMEK İSTİYORUM TEKNİK TÜRK TOLON BEY VE BİR KAÇ ARKADAŞ DAHA İLK KONUYU BAŞLATAN ARKADAŞA DESTEK VERDİKLERİ HALDE SİTE YÖNETİMİNİZ ONLARI YASAKLAMIŞ TEBRİK EDERİM. GERÇEKTEN BU ARKADAŞLARIN YAZDIKLARI FİKİRLERE Mİ KARŞISINIZ YOKSA ARKADAŞLARIN BELİRTTİKLERİ KONUDA BİLGİ SAHİBİMİSİNİZ? BEN DE ÇOK MERAK EDİYORUM AMA HALEN O DÖNEM AYDINLATILMADI. BU KONUDA BİRÇOK SPEKÜLATİF GÖRÜŞ VAR AMA RESMİ TEZE AYKIRI. SANIRIM SİZ RESMİ TEZİ SAVUNUYORSUNUZ. TEZİNİZ NE?

SON SÖZ
TANRI GERÇEKTEN TÜRK OLANLARI KORUSUN VE YÜCELTSİN. TÜM IRKDAŞLARIMA TAVSİYEM ARTIK BU KADAR SERT BİR TARTIŞMA YAPMAMALARI BİRBİRLERİNE HEMEN HAKARET ETMEMELERİDİR. ÇÜNKÜ KARŞIMIZDAKİ ÇÜRÜK FİKİRİ BİLGİ İLE ÇÖPE ATABİLİRİZ. VEYA O FİKRE SAHİP OLAN İNSANI DÜZELTMELİYİZ. KENDİ TABULARIMIZI BAŞKALARININ TABULARI İLE KARIŞTIRMADAN.
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: ATİLLA-TORUNU - 20 Ocak 2008
Yalnız Reis Anda,Yazdıklarınıza en ufak bir yorum yapmayacağım.Yalnız sizi forum kuralları hakkında uyarmak istiyorum.Hani siz demişsiniz ya hakaret etmemeliyiz diye....Bildiğim tüm forumlarda böyledir ki;sanırım buradada böyledir...Forumlarda büyük harfle yazı yazmak;"bağırmak,hakaret etmek"anlamlarını barındırmaktadır.Ayrıca bir konuya ardı ardına cevap yazmak ingilizce Flood anlamına gelen ve forumlarda yasak olan bir unsurdur...Uyarmamın amacı ukalalık değil bir hatırlatmadır.Bilmiyor olabilirsiniz.Esenlikler.TTK.
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: yalnızreis - 20 Ocak 2008
Teşekkür ederim. Son anda farkettim ama yazdıklarım boşa gitmesin diye silmeden gönderdim. Birşey daha bilmiyorum yardım ederseniz sevinirim. Avatar eklemek istiyorum ama kodu ne zaman ve nasıl ekleyeceğimi bilmiyorum maalesef.
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: ATİLLA-TORUNU - 20 Ocak 2008
http://www.hunturk.net/forum/index.php?topic=3235.new#new

Burada anlatmaya çalıştım.Umarım işe yarar.Esenlikler.TTK.
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: ilteris6 - 20 Ocak 2008
yalnız reis beğ ;

ATTİLA-TORUNU gerekli uyarıyı yapmış.Otağımızda bir başlığa arka arkaya ileti göndermek ve büyük harflerle yazmak yasaktır.
Yazılarınızı tek iletide toparladım.
Bundan sonra bu kurallara dikkat ederseniz sevinirim.
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: Kaan Fakılı - 20 Ocak 2008
İlk yazıda yapılan açıklamalar bir safsatadan başka bir şey değildir. Osmanlı Devleti'nin tarihinde katliamlar olmamıştır. Ayrıca listede adı geçen Türk büyüklerini burada yanlış sıfatlarla andığınız için bir Türk olarak üzüntü duyuyorum.

Yazıyı okudum ve en alta geldiğimde ünlü Türk şairi Nef'î'nin de bu şekilde hakaretlerin içinde adı geçtiği için gerçekten utandım doğrusu. Size Nef'î'nin Türkleri öven, Acemlerden yani İranlılardan Türkleri üstün tutan birçok beyitini de yayınlamaya hazırım.

Osmanlı padişahlarının anneleri evet yabancı kökenlidir, evet Osmanlı idaresinde devşirme çoktur. Ama bu devleti satma politikası değil tamamen idare ile alâkalı bir durumdur. Neden devşirme yönteminin kullanıldığını ya da haremin yabancı kadınlardan oluştuğunu internette biraz araştırma ile öğrenebilirsiniz.

TeknikTürk arkadaşım Osmanlı Anadolu'dan almış Rum'a, Macar'a yedirdi vs. demiş. Kardeşim o zaman o topraklarda iskân politikası neticesinde milyonlarca Türk yok muydu?

Yani yazıklar olsun diyorum. Divan edebiyatı Türkler ehor mu bakıyordu? Lütfen Allah'ını seversen bir tane belge göster Türkler'e hor baktığına dair. Divan edebiyatının ne olduğunu bilmeyen insanlar burada divan edebiyatı hakkında ileri geri konuşmayı nasıl yapıyorlar hayret ediyorum doğrusu.

Türkçeyi kullanmayıp aşağılık kompleksi falan demişsin... O zaman dil milliyetçiliği yoktu arkadaşım. O zaman Osmanlı bir medeniyetti, kültür birikimiydi. Biz kültürün hepsini kabul ederiz diyordu. İşte bu nedenle Osmanlı ilimde ve bilimde ilerlemişti. Osmanlı döneminde yaşayan şairler Farsça şiir yazarlardı evet Kanuni de yazmıştır, Yavuz da ama bu Farsçayı daha üstün gördükleri için değildir. Türkçe şiir yazmak kolaydır, Farsça şiir yazmak ise hünerden sayılmaktadır. Ayrıca yazılan şiirlerin muhtevasına bakarsan Türk için, Türk'ün hayatını Türk'e anlattığını çok rahat anlarsın. Al sana bir örnek:

Bu şehr-i Sitanbul ki bir misl ü behadır
Bir sengine yek-pare acem mülkü fedadır ( Nedim )

Bu İstanbul mis kokuludur, bir taşına Acem'in bir mülkü yani şehri fedadır diyor. Buyurun buna ne diyeceksiniz şimdi? Bunun gibi yüzlerce beyit eklerim ben size...

Unutmayın, o zaman kullanılan Türkçe de Türkçedir. O zaman belki Türkçe bugün sizin tasavvur ettiğinizden daha fazla önemseniyordur. Sadece bugün bize yanlış gelen bir politika önemseniyordu...
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: ilteris9 - 20 Ocak 2008
Osmanlı Devleti'nin tarihinde katliamlar olmamıştır.

Gāyet de olmuştur.

Türkçeyi kullanmayıp aşağılık kompleksi falan demişsin... O zaman dil milliyetçiliği yoktu arkadaşım.

Siz sanırım Karamanlı Beyliğini ve Türkçe eserlere, çevirilere ağırlık veren öbür Türk devletlerini duymamışsınız. Türkiye târihini yalnız Osmanlı'nın 16.-19. yüzyıllarından ibâret sanıyorsunuz.

İşte bu nedenle Osmanlı ilimde ve bilimde ilerlemişti.[/quote]

Türkçe şiir yazmak kolaydır

El-insaf! Nereye kolaydır?!

Al sana bir örnek:

Bu şehr-i Sitanbul ki bir misl ü behadır
Bir sengine yek-pare acem mülkü fedadır ( Nedim )

Bu İstanbul mis kokuludur, bir taşına Acem'in bir mülkü yani şehri fedadır diyor. Buyurun buna ne diyeceksiniz şimdi? Bunun gibi yüzlerce beyit eklerim ben size...

Gerektiğinden fazla Arapça ve Farsça sözcük barındıran Osmanlı Türkçesi bir metin.

Unutmayın, o zaman kullanılan Türkçe de Türkçedir. O zaman belki Türkçe bugün sizin tasavvur ettiğinizden daha fazla önemseniyordur. Sadece bugün bize yanlış gelen bir politika önemseniyordu...

Sanırım siz o dönemin Türkçesi'nden yalnızca Osmanlı yöneticisi sınıfının yazı dili olan Osmanlıca'yı anlıyorsunuz. Halkın Türkçesi, Eski Anadolu Türkçesi, konuşma dili gibi kavramlar hakkında bir bilginiz yok. Sanırım rahmetli Ziyâ Gökalp Usta'nın "Türkçülüğün Esasları" adlı çalışmasını bile okumamışsınız. Okumuş olsaydınız, Osmanlı sarayının yazı dili ile Türk halk tabakasının konuşma dilinin farklı olduğunu bilirdiniz. Belli ki siz Osmanlı saray kültürünü daha çok benimsiyorsunuz.
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: Kaan Fakılı - 20 Ocak 2008
Osmanlı Devletinde resmî bir katliam yoktur. Yapılanlar elbette olmuş olabilir bu da devletin gücünü kötüye kullanmak isteyenlerin işidir. Bunu da normal karşılamak lazım çünkü her devlette olan şeylerdir bunlar (katliamlar değil, devletin adını kullanan kişiler).

Karamanoğlu Mehmet Bey 1200'lerde yaşamıştır. Osmanlı Devleti ise zaten 1200'lü yılların sonunda kurulmuştur. Bahsettiğimiz olay Selçuklu dönemi ile alâkalıdır. Selçuklu ile Osmanlıyı birbirine karıştırmamak gerekiyor. Birisi beynelmilel, cihanşumul bir imparatorluk diğeri ise bir devlettir. Ayrıca biz Osmanlı Devleti üzerine konuşuyoruz.

Evet, Türkçe şiir yazmak kolaydır. Bugünkü şairler için demiyorum. Dönemin şairleri için kolaylık olarak görülmüştür. Yabancı dilde şiir vermeyi bir hüner olarak görmüşlerdir. Biz olaya bugünkü zihniyetimiz ile baktığımız için bunu kendimize yediremiyoruz.

Verdiğim beyit için gerektiğinden fazla Arapça ve Farsça kelime vardır demişsin. Ben zaten diyorum ki, şiirler Farsça da Arapça da yazılsa Türk'ü Türk'e anlatmıştır. Siz formel unsurlara takılıp, şiirin muhtevasını bir kenara atıyorsunuz. Ayrıca Osmanlı Devletinde kullanılan Türkçenin fazlaca Farsça ve Arapça kelime barındırdığını hepimiz biliyoruz. Peki Eski Türkçe (Uygurca, Göktürkçe vs. ) içindeki yabancı sözcük varlığından haberiniz var mı ? Yani o zamanki Türkçe gerçekten ama gerçekten öz Türkçe midir sizce ?

Merak etmeyin Ziya Gökalp'in Türkçülüğü'nün Esasları'nı okudum. Eğer bu benim için bir referans ise okuduğumu söyleyim. Ama Ziya Gökalp'i bu konuda önder olarak kabul etmem gerektiğini bana kim söylüyor? Peki ya Ziya Gökalp yanıldıysa? Osmanlı Devletinin yazı dili ile halkın yazı dili ve konuşma dili aynıydı. Farklılık sadece şiir dilindeydi. Bugün şiir diline baktığınızda tamam belki yabancı kelime ile pek karşılaşmazsınız ama halkın konuştuğu dilden daha farklı olduğunu anlayabilirsiniz. Zaten şiir dili yani edebî dil halkın dilinden farklı olmalıdır. Çünkü halk dili ile edebî dilin ciddi anlamda farklılıkları vardır ve olması gerekir.
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: Akay - 20 Ocak 2008
Değerli Kandaşlarım,
Konuya bakış, Osmanlı'yı kabul etmek ya da reddetmek olmamalı. Yanlışlara özeleştiri mantığı çerçevesinde bakmalıyız. Buradaki amaç gelecekte aynı ya da benzeri yanlışları tekrarlamamaktır. Osmanlıda mevcut olan ümmetçi yaklaşımı, bunun getirdiği yanlış uygulamarı eleştiriken onu yok sayamayız, ki bu gerçeği değiştirmez. Tarihimize kan davası mantığı ile bakamayız. Şunu unutmayalım Osmanlı Oğuz Boyundandır.(devleti yönetenlerin bazılarında karışım olması bu gerçeği değiştirmez). Anadoluda haksızlığa uğrayan Türkmenler de Oğuz Boyundandır. Türkçülerin kendi aralarındaki sorunlara ve olaylara yaklaşımı bellidir!
Diğer taraftan Osmanlıyı eleştirenlerin de Türklüğünü sorgulamak onaylanır bir yaklaşım değildir.
Esen Kalın.
T.T.K
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: ilteris9 - 20 Ocak 2008
Karamanoğlu Mehmet Bey 1200'lerde yaşamıştır. Osmanlı Devleti ise zaten 1200'lü yılların sonunda kurulmuştur. Bahsettiğimiz olay Selçuklu dönemi ile alâkalıdır. Selçuklu ile Osmanlıyı birbirine karıştırmamak gerekiyor. Birisi beynelmilel, cihanşumul bir imparatorluk diğeri ise bir devlettir. Ayrıca biz Osmanlı Devleti üzerine konuşuyoruz.

O dönemde dil milliyetçiliği, dil bilinci yok demiştiniz. Tam tersine, beyliklerde ve 15. yüzyılın ikinci yarısına kadar Osmanlılar'da bu benlik ve dil milliyetçiliği vardı.

Verdiğim beyit için gerektiğinden fazla Arapça ve Farsça kelime vardır demişsin. Ben zaten diyorum ki, şiirler Farsça da Arapça da yazılsa Türk'ü Türk'e anlatmıştır. Siz formel unsurlara takılıp, şiirin muhtevasını bir kenara atıyorsunuz. Ayrıca Osmanlı Devletinde kullanılan Türkçenin fazlaca Farsça ve Arapça kelime barındırdığını hepimiz biliyoruz. Peki Eski Türkçe (Uygurca, Göktürkçe vs. ) içindeki yabancı sözcük varlığından haberiniz var mı ? Yani o zamanki Türkçe gerçekten ama gerçekten öz Türkçe midir sizce ?

Verdiğiniz şiir Türkler için değil, Osmanlı saray görevlileri için yazılmıştır. Türklerin (burada halkı kastediyorum) Osmanlıca'yı anlayacak hâli yoktu. Halbuki beylikler ve erken Osmanlı dönemlerinde beyler için yazılan eserler bile halkın anlayacağı biçimdeydi. Arapça-Farsça sözcükler gerektiğinden fazla barındırılmıyordu. Arapça-Farsça sözcüklerin gereğinden fazla kullanılmaya başlaması 15. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, 16. yüzyılda hız kazanmıştır. Ondan önce dilde elbette Türkçe olmayan sözcükler vardı, ancak o dönemde halkın ve yönetici sınıfın dili farklı değildi. Farklılaşma daha sonradan başlamıştır.

Merak etmeyin Ziya Gökalp'in Türkçülüğü'nün Esasları'nı okudum. Eğer bu benim için bir referans ise okuduğumu söyleyim. Ama Ziya Gökalp'i bu konuda önder olarak kabul etmem gerektiğini bana kim söylüyor? Peki ya Ziya Gökalp yanıldıysa?

Ziya Gökalp'i kabul etmeyenin aramızda yeri yoktur.

Osmanlı Devletinin yazı dili ile halkın yazı dili ve konuşma dili aynıydı. Farklılık sadece şiir dilindeydi. Bugün şiir diline baktığınızda tamam belki yabancı kelime ile pek karşılaşmazsınız ama halkın konuştuğu dilden daha farklı olduğunu anlayabilirsiniz. Zaten şiir dili yani edebî dil halkın dilinden farklı olmalıdır. Çünkü halk dili ile edebî dilin ciddi anlamda farklılıkları vardır ve olması gerekir.


Kusura bakmayın ama sağlam zırvalamışsınız. 13.-15. yüzyıllar arasında hükümdarlar için yazılmış eserler ile halkın anlaması için yazılmış eserler arasında fark yoktu. Ne zaman gereğinden fazla Arapça-Farsça yönetici sınıf arasında yaygınlaştı, o zaman halkın dili ile yöneticinin dili de farklılaştı. Siz hiç 16. yüzyıldan önceki ve sonraki metinleri karşılaştırdınız mı? Siz hiç Dede Korkut'un 15. yüzyıl nüshalarına göz attınız mı? Siz hiç 16. yüzyıl ve sonrası arşiv belgelerini incelediniz mi? Sanırım hayır. Çünkü hâlâ 16. yüzyıldan sonra sarayda ve yönetici sınıf arasında kullanılan yazı dilinin halkın diliyle aynı olduğu zırvasında diretiyorsunuz. Gidin biraz yazma, belge, vs okuyun da öyle gelin.

Daha dilin dönemlendirilmesinden bile habersizsiniz. Pes diyorum.
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: Kaan Fakılı - 20 Ocak 2008
TÜRK BÜYÜKLERİNE SÖVDÜĞÜNÜZ İÇİN ÜYELİĞİNİZ İPTAL EDİLMİŞTİR.
Başlık: Ynt: OSMANLI TÜRKMENİ KÜRTE FEDA ETTİ
Gönderen: ilteris9 - 20 Ocak 2008
Yeteri kadar saçmaladınız. Güyâ arşiv belgelerini okuduğunuzu söylüyorsunuz, ama Türk dilinin gelişiminden habersizsiniz.


Ayrıca, Türkçü Hareket, Ziya Gökalp'i başlıca önderlerden kabul etmektedir. Bunu yalnızca ben değil, bütün Yöneticiler ve Otağ Sorumluları da söyler.